ŞU FAHRİ TRAFİK MÜFETTİŞLİĞİ (Can yakmaya başladı…)
GÜNDEMOrhan KESKİNSOY : İlgili gazete kupürü, ulusal basında ve medyada geniş yer buldu. Trabzon Vakfıkebir'de bir müfettiş(!) önüne gelene ceza yazmış. Yani keyfi olarak. Bu tespit edilmiş, elinden yetkisi alınmış. Bu yetmez, buna” Görevi kötüye kullanmaktan” mutlaka bir ceza verilmelidir. Eğer işini doğru yapmıyorsa, göreve talip olmasınlar! Buna benzer olayları Datça'da duyuyoruz. Şimdi de iki fotoğrafa iyi bakın. Aynı yerde çekilmiş. Tabii ilk bakışta sürücü yanlış park etmiş gibi (engelli hakkı olan yere) görünüyor. İşte bu algıdır, biraz da illüzyondur. Müfettişin belki kastı yoktur. Ama fotoğrafı doğru çekebilseydi, bu olmayacaktı. Ne demek istiyorum;
Plakayı almak için arkadan(çaprazdan) çekilince yer kalmamış gibi oluyor. Eğer bunu aracın kapısı hizasından yani yolun öteki tarafından çekseydi, geniş bir yer olduğu görünecekti.
Bu işler hassas işler. Böyle bir sıçrarsınız, iki sıçrarsınız sonra tökezleyip düşersiniz. Ben bu aracın sahibi olsam, müfettişe dava açarım.
Datça için bir iki söz daha edeceğim;
Datça'da toplu taşıma araçları için duraklar var. Bir kez boş kalmıyor. Uyarı plakaları olduğu halde… Zaten market araçları işgal ediyor. Onlar da haklı, mal indirmek için zorunlu bir yere girecekler…Ama araçların hareket saatlerini takip edip, boş saatlerde (kısa sürede) boşaltıp gitmelidir. Oraya araç park edenlere bir şey demeye kalksan, senden daha haklıymış gibi davranıyor…Buna müfettişlerin ceza yazması da çözüm değil. Buraya park eden kimse, aracının şehre sokulması yasaklanmalı hiç değilse bir süreliğine. Tekrar giriyorsa, sürücü belgesi de elinden alınmalı.
Tekrar trafik müfettişlerine gelince;
Ceza yazmadan, bunlara bir ikaz hakkı verilmeli. Tekrarında ceza yazılmalı. Bir de şu gizli ceza yazmak bana tuhaf geliyor. Devlet insanına kusur yapsın diye tuzak kurmaz…
Bakın yeri gelmişken, size kısa bir öykü anlatayım:
1990 lı yıllarda, Çevre Bakanlığı vardı. Çevreye karşı yapılan kusurlara o bakanlık bakıyordu. Örneğin, şehir içinde gürültüye, şehirlerarası hareketlerde , müzik yapılan yerlerde falan. Bakanlık , Çevre Müdürlükleri bünyesinde Çevre Vakıfları kurulmuştu. (Ekzos ölçümlerini de bu vakıflar yapıyordu) Neyse konumuza dönelim. Bulunduğum görev nedeniyle bana da böyle bir çevre kartı verildi. İşte şehir içinde haksız yere korna çalanlara karşı, yollarda şoför hatalarına karşı ceza kesmemiz için. Bir kez ceza kestim, sonra da görevi bıraktım.Samsun'dan Ankara'ya , ya da Ankara'dan Samsun'a giderken, otobüs hareket eder etmez, şoför mahalline gidip, tüm sefer ekibine ve yolculara şöyle bir konuşma yapıyordum;
-Arkadaşlar, ben gönüllü, görevli bir trafik müfettişiyim aynı zamanda. Burada bir kusur olmasını istemiyorum. Olursa, hep birlikte önleyeceğiz. Şoför ve muavinleri de rahatlatıyordum. Hiç hatasız yolculuk yapıyorduk.
Şoför hatalı solladı yaz cezayı, şoför iki de bir arkasını dönüp , sohbet ediyor yaz cezayı…Bu olmaz , tuzak kurmuş oluruz. Amacımız kusurları, yanlışlıkları düzeltmekse, olay olmadan yapmanın yerinde olacağı inancındayım.
Bu trafik müfettişlerine de böyle yetki verilmeli. Hatalı park edene, yanlış yapana, bir ikaz hakkı verilmeli. Şöyle:
Örneğin;
-Aracınızı yanlış park etmişsiniz….dakika içerisinden almazsanız ceza uygulanacaktır. Ya da aracınızda giderken, telefonla konuştuğunuz, daha birçok şey…Önemli olan caydırıcılık, yaptırmamak. Araba kaza yaptıktan sonra ceza yazmışsan neye yarar.
Bu konuyu tartışmayı sürdüreceğim
İlginizi Çekebilir