DATÇA HABER'E TEKZİP YOK, İLKE CURACI'YA GÜVEN YOK!

HUKUKUN TERAZİSİ: ÇİFTE RED, ÇİFTE MAĞLUBİYET
Curacı susturmak istedi.  
Hem gazeteyi hem gazeteciyi.  
Ama hukuk susturmadı.  
Yargı, gerçeği korudu.  
Karar açık:   “Haberde kamu yararı vardır. Basın özgürlüğü sınırları içindedir.”
Yani:  
İlke Curacı'nın iddiaları temelsizdir.  
Ve bu karar, sadece bir haberin değil; bir halkın onurunun altına atılan mühürdür.  
Bu dava, bir gazeteciyi hedef aldı.  
Ama hedef şaştı.  
Çünkü biz tehdit karşısında eğilmeyiz.  
Biz susturulacak ses değiliz.  
Biz, halkın aynasıyız.

KOLTUKTA HİLE, HALKIN EKMEĞİNDE GÖLGE
İlke Curacı hakkında yayımladığımız her haber belgeli, her satır kamu yararına.  
Masum insanların ekmeğiyle oynayan, şaibeli işlemlerle koltuğa tutunan, kamu kaynaklarını kendi gölgesine çeken bir bürokratın portresini çizdik.  
Ve şimdi, o portre mahkeme kararıyla mühürlendi.  
Bu kişi artık sadece bir bürokrat değil;  
Bir hukuk yenilgisinin, bir vicdan çöküşünün adı oldu.  

Ve biz buradayız: aklanmış, doğrulanmış, dimdik.  
O ise hâlâ o koltukta.  
Ama şunu söyleyelim:  
Eğer içinde zerre kadar vicdan, kırıntı kadar merhamet kaldıysa…  
O koltuğu daha fazla meşgul etmesin.  
Çünkü o koltuk, halkın hakkıdır.  
Ve halkın hakkı, şaibe altında bekletilemez.

DATÇA HABER: GERÇEĞİN KALESİ
Datça Haber Gazetesi, 23 Aralık 2011'den bu yana Datça'nın en uzun soluklu yayın organıdır.  
50 binin üzerinde haber, yazı ve makale.  
Kurabiyecisinden balıkçısına, öğretmeninden işçisine kadar herkesin sesi olduk.  
Biz sansüre boyun eğmeyiz.  
Biz tehdit karşısında susmayız.  
Bizim kalemimiz, halkın vicdanıyla yazılır.  
Ve o vicdan, bugün bir bürokratı değil; bir düzeni mahkûm etti.
Ben, Sebiha Arslan, bu gazete ile büyüdüm.  
Mürekkep kokusu benim çocukluğumdur.  
Manşetler benim hafızamdır.  
Her yazı, her haber, her satır benim kalbimden geçerek bu sayfalara dökülmüştür.  
Ve bugün, sadece bir gazeteyi değil; bir gazeteciyi de susturamadılar.  
Çünkü biz susturulacak bir ses değiliz.  
Biz, halkın aynasıyız.
GÖZDAĞI YAZMADIK, AMA GÖZÜ AÇTIK
Bu yazıda kimseye gözdağı vermedik.  
Ama herkes neyin ne olduğunu gördü.  
Kim okursa okusun, mesajı aldı.  
Çünkü biz tehdit etmeyiz; hatırlatırız.  
Biz susturmayız; aynayı tutarız.  
Ve o aynada kim ne görüyorsa, onunla yüzleşir.  
Yüzleşemeyenler içinse, yargı zaten gerekeni yaptı.
Tokmak yargıdan.  Biz sadece aynayı tuttuk.  
Ve o aynada, artık bir bürokrat değil; bir zihniyet çırılçıplak görünüyor.