Muğla
10 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

“GÜNEŞİ ZAPTEDECEĞİZ GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN!”

“GÜNEŞİ ZAPTEDECEĞİZ GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN!”
Sebiha ARSLAN :Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği Datça Şu­be­si, 19 Mayıs Ata­türk'ü Anma Genç­lik ve Spor Bay­ra­mının 104'cü yılı do­la­yı­sıy­la basın açık­la­ma­sında bulundu. Başkan Bekir Şahin ayrıca, 20 Mayıs Cumartesi günü, Bülent Ecevit Kültür Merkezinde saat 19:30 'da başlayacak olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamasına Datça halkını davet etti.

Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği Datça Şube Baş­ka­nı Bekir Şahin ta­ra­fın­dan ya­pı­lan basın açık­la­ma­sın­da özet­le ;
“Efen­di­ler, bu durum kar­şı­sın­da bir tek karar vardı. O da mil­let ege­men­li­ği­ne da­ya­nan tam
ba­ğım­sız yeni bir Türk Dev­le­ti kur­mak. İşte daha İstan­bul'da dü­şün­dü­ğü­müz ve Sam­sun'da
Ana­do­lu top­rak­la­rı­na ayak basar bas­maz uy­gu­la­ma­ya baş­la­dı­ğı­mız karar, bu karar ol­muş­tur. (...)
Türk'ün onuru, ken­di­ne gü­ve­ni ve ye­te­nek­le­ri çok yük­sek ve bü­yük­tür. Böyle bir mil­let tut­sak
ya­şa­mak­tan­sa yok olsun daha iyi­dir.
Öy­ley­se, Ya İstik­lâl Ya Ölüm!
İşte ger­çek kur­tu­lu­şu is­te­yen­le­rin pa­ro­la­sı bu ola­cak­tır.”
19 Mayıs 1919 sa­ba­hı Ata­türk ve bir avuç insan, bu karar ve pa­ro­lay­la baş­lat­tı ba­ğım­sız­lık
gü­ne­şi­ni zap­tet­me yü­rü­yü­şü­nü Sam­sun'dan.

3 yıl 3 ay 22 gün sonra İzmir'de gü­ne­şi zap­te­den bu kutlu yü­rü­yü­şün 104. yı­lın­da yazık ki,
mil­let­çe yine iç ve dış bed­hah­lar­la bo­ğu­şu­yo­ruz. Em­per­yal güç­ler ve iş­bir­lik­çi­le­ri ül­ke­mi­zi bölme
ça­ba­la­rı­nı sür­dü­rü­yor­lar. Kimi zi­hin­ler işgal al­tın­da. Evet, sorun çok belki, ama “Umut­suz du­rum­lar yok­tur, umut­suz in­san­lar var­dır. Ben hiç­bir
zaman umu­du­mu yi­tir­me­dim.” diyen Mus­ta­fa Kemal'in As­ker­le­ri ola­rak ala­bil­di­ği­ne umut­lu­yuz.
Doğru ön­der­lik, doğru kad­ro­lar ve doğru yol ha­ri­ta­sı ile tüm so­run­la­rı aşa­ca­ğı­mı­za inan­cı­mız tam.
Bu yolda; hiç ya­nıl­ma­yan ve kan­dı­rıl­ma­yan de­ğiş­mez ön­de­ri­miz Ata­türk'ün reh­ber­li­ği­ne, ba­şa­rı­sı
ka­nıt­lı Ke­ma­lizm'in doğ­ru­lu­ğu­na, Ulu­su­mu­zun ba­ğım­sız­lık aş­kı­na ve Laik Cum­hu­ri­yet bağ­lı­lı­ğı­na,
104 yıl ön­ce­ye göre daha eği­tim­li ve zen­gin insan kay­na­ğı­mı­za, kah­ra­man ka­dın­la­rı­mı­za,
va­tan­se­ver genç­le­ri­mi­ze ve 342 şu­be­si, 55 tem­sil­ci­li­ği, on ­bin­ler­ce üye­siy­le Ke­ma­lizm'in namus
se­si­ni bir sis çanı gibi yur­du­muz se­ma­la­rı­na asa­rak “Ye­ni­den Ata­türk Cum­hu­ri­ye­ti'ne ulaş­ma
ka­rar­lı­lı­ğın­da­ki Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği ör­gü­tü­mü­ze gü­ve­ni­yo­ruz.
2
30 Ekim 1918 Mond­ros Mü­ta­re­ke­si son­ra­sı, Saray hü­kü­me­ti­nin or­du­su­nu ter­his ve si­lah­la­rı­nı
em­per­ya­list­le­re tes­lim etme em­ri­ne uy­ma­ya ka­rak­te­ri­nin el­ver­me­di­ği­ni, İngi­liz­ler İsken­de­run'a
çı­kar­sa si­lah­la kar­şı­lık ve­re­ce­ği­ni bil­dir­di­ği için ko­mu­ta­nı ol­du­ğu Yıl­dı­rım Or­du­la­rı'nın lağv edil­me­si
üze­ri­ne 13 Kasım 1918 günü İstan­bul'a gelen Mus­ta­fa Kemal Paşa, Boğaz'a de­mir­le­miş
em­per­ya­list do­nan­ma­sı­nı gör­dü­ğün­de “Gel­dik­le­ri gibi gi­der­ler” de­miş­ti. O gün için ki­mi­le­ri­ne
ger­çek­leş­me­si ola­nak­sız gö­rü­nen bu söz­ler, bir ha­ya­le değil, ce­sa­ret, vatan sev­gi­si ve Ulusa
gü­ven­den kay­nak­la­nan “Ya İstik­lâl Ya Ölüm” pa­ro­la­sı­na, akıl ve bi­lim­le örül­müş kur­tu­luş ve
ku­ru­luş ide­olo­ji­si­nin hak­lı­lık ve tu­tar­lı­lı­ğı­na da­ya­nı­yor­du. Havza Ta­mi­mi ve Amas­ya Ge­nel­ge­sin­den
Er­zu­rum Kong­re­si'ne, Sivas Kong­re­si'nden Büyük Mil­let Mec­li­si'ne, Bi­rin­ci ve İkinci İnönü'den
Sa­kar­ya ve Dum­lu­pı­nar'a, İzmir'den Mu­dan­ya ve Lozan'a, Cum­hu­ri­yet'ten Ay­dın­lan­ma
Dev­rim­le­ri'ne, Mont­rö'den Hatay'a hep Tam Ba­ğım­sız Tür­ki­ye he­de­fi­ne ki­lit­len­miş bu haklı ve
tu­tar­lı ide­olo­ji (Ke­ma­lizm) iz­len­miş­tir. Ni­te­kim Ata­türk bu ger­çe­ği, 9 Mayıs 1935 günü 4. CHP
Ku­rul­ta­yı'nda “Bizim 19 Mayıs 1919'dan bu­gü­ne kadar yap­tık­la­rı­mız, yap­mak­ta ol­duk­la­rı­mız,
ge­lecek ta­sav­vur­la­rı­mız ve dev­rim­le­ri­mi­zin esası Ke­ma­lizm Pren­sip­le­ri­dir.” söz­le­riy­le ta­ri­he
kay­det­miş­tir.
Dün­ya­nın gör­dü­ğü en haklı, en ah­lâk­lı, en na­mus­lu Ulu­sal Ba­ğım­sız­lık Sa­va­şı­nı veren Ku­va­yı
Mil­li­ye­ci­le­rin önü iş­gal­ci­ler kadar, iş­bir­lik­çi­le­ri Vah­det­tin­ler, Damat Fe­rit­ler, Dür­ri­za­de­ler, Ali
Ke­mal­ler, An­za­vur Ah­met­ler ve ge­ri­ci is­yan­cı­lar ta­ra­fın­dan da ke­sil­mek is­ten­di. Tıpkı Ku­ru­cu Genel
Baş­ka­nı­mız, Ak Saçlı Bil­ge­miz Prof. Dr. Mu­am­mer Aksoy'un der­ne­ği­mi­zi kur­duk­tan 8,5 ay sonra
em­per­ya­lizm iş­bir­lik­çi­si çe­te­ler­ce kat­le­dil­me­si, ül­ke­mi­zin ilk kadın ila­hi­yat aka­de­mis­ye­ni,
ku­ru­cu­muz Doç. Dr. Bah­ri­ye Üçok'un, “Ke­ma­lizm geç­mi­şin bek­çi­li­ği değil, ge­le­ce­ğin
ön­cü­lü­ğü­dür” diyen Genel Baş­kan Yar­dım­cı­mız Prof. Dr. Ahmet Taner Kış­la­lı'nın yine aynı
çe­te­ler­ce pa­ram­par­ça edil­me­le­ri, 42. Jan­dar­ma Genel Ko­mu­ta­nı­mız, 12. Genel Baş­ka­nı­mız Şener
Eruy­gur ve bir­çok yö­ne­ti­ci­mi­zin ik­ti­dar des­tek­li FETÖ kum­pas da­va­la­rı ile zin­da­na atıl­ma­la­rı ile
Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği'nin önü­nün ke­sil­mek is­ten­me­si gibi. Ancak ne 100 yıl ön­ce­nin
em­per­ya­list­le­ri ve uşak­la­rı ba­şa­ra­bil­di­ler, ne de bu­gün­kü to­run­la­rı ba­şa­ra­bi­le­cek­ler...
Ulu­sal Ba­ğım­sız­lık sa­vaş­çı­la­rı için yur­dun her kö­şe­sin­de ku­ru­lan Mü­da­faa-i Hukuk ve Reddi
İlhak ce­mi­yet­le­ri nasıl umut ışığı ol­muş­sa, bugün de Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği gü­nü­müz
Ana­do­lu ve Ru­me­li Mü­da­faa-i Hukuk Ce­mi­ye­ti olma bi­lin­ci ile Ata­türk'ten al­dı­ğı gö­re­vi­nin ba­şın­da,
Ulu­su­nun hiz­me­tin­de­dir.
1919 Mayıs'ının 19'unda Sam­sun'dan yola çı­kan­la­rın izin­de gü­ne­şi yine zap­te­de­ce­ği­mi­ze
yü­rek­ten ina­nı­yo­ruz. Bi­li­yo­ruz çünkü; ta­ri­hin en büyük dev­rim­ci­si Ata­türk'ü hiç ya­nılt­ma­dı Türk
Ulusu, yine ya­nılt­ma­ya­cak­tır.
3
''Düş­me­sin bi­zim­le yola:
evin­de ağ­la­yan­la­rın
göz yaş­la­rı­nı
boy­nun­da ağır bir
zin­cir
gibi ta­şı­yan­lar!
Bı­rak­sın pe­şi­mi­zi
kendi yü­re­ği­nin ka­bu­ğun­da ya­şa­yan­lar!
İşte:
şu gü­neş­ten
düşen
ateş­te
mil­yon­lar­la kır­mı­zı yürek ya­nı­yor!
Sen de çıkar
göğ­sü­nün ka­fe­sin­den yü­re­ği­ni;
şu gü­neş­ten
düşen
ateşe fır­lat;
yü­re­ği­ni yü­rek­le­ri­mi­zin ya­nı­na at!
Akın var
gü­ne­şe akın!
Gü­ne­şi za­ap­te­de­ce­ğiz
gü­ne­şin zaptı yakın!''
Bo­yun­la­rın­da Vah­det­tin'in idam fer­man­la­rı ile bu top­rak­la­rı vatan ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ni
yok­tan var eden Büyük Ata­türk ve Ke­ma­list Dev­rim­ci­le­ri min­net ve şük­ran­la anı­yor, 34 yıl önce
Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği­miz'i ku­ran­lar­dan ve bu­gün­le­re ta­şı­yan­lar­dan ebe­di­ye­te in­ti­kal
eden­le­ri say­gıy­la yad edi­yor, ya­şam­la­rı­nı sür­dü­ren­le­re sağ­lık ve esen­lik di­li­yo­ruz.
19 Mayıs Ata­türk'ü Anma Ve Genç­lik Ve Spor Bay­ra­mı'mız kutlu olsun.
Ya­şa­sın Tam Ba­ğım­sız Ve Ger­çek­ten De­mok­ra­tik Tür­ki­ye!
Saygılarımızla...ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği
Genel Merkezi – Datça Şubesi’’.

Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği Datça Şube Baş­ka­nı Bekir Şahin ta­ra­fın­dan ya­pı­lan basın açık­la­ma­sın­da özet­le ;
“Efen­di­ler, bu durum kar­şı­sın­da bir tek karar vardı. O da mil­let ege­men­li­ği­ne da­ya­nan tam
ba­ğım­sız yeni bir Türk Dev­le­ti kur­mak. İşte daha İstan­bul'da dü­şün­dü­ğü­müz ve Sam­sun'da
Ana­do­lu top­rak­la­rı­na ayak basar bas­maz uy­gu­la­ma­ya baş­la­dı­ğı­mız karar, bu karar ol­muş­tur. (...)
Türk'ün onuru, ken­di­ne gü­ve­ni ve ye­te­nek­le­ri çok yük­sek ve bü­yük­tür. Böyle bir mil­let tut­sak
ya­şa­mak­tan­sa yok olsun daha iyi­dir.
Öy­ley­se, Ya İstik­lâl Ya Ölüm!
İşte ger­çek kur­tu­lu­şu is­te­yen­le­rin pa­ro­la­sı bu ola­cak­tır.”
19 Mayıs 1919 sa­ba­hı Ata­türk ve bir avuç insan, bu karar ve pa­ro­lay­la baş­lat­tı ba­ğım­sız­lık
gü­ne­şi­ni zap­tet­me yü­rü­yü­şü­nü Sam­sun'dan.

3 yıl 3 ay 22 gün sonra İzmir'de gü­ne­şi zap­te­den bu kutlu yü­rü­yü­şün 104. yı­lın­da yazık ki,
mil­let­çe yine iç ve dış bed­hah­lar­la bo­ğu­şu­yo­ruz. Em­per­yal güç­ler ve iş­bir­lik­çi­le­ri ül­ke­mi­zi bölme
ça­ba­la­rı­nı sür­dü­rü­yor­lar. Kimi zi­hin­ler işgal al­tın­da. Evet, sorun çok belki, ama “Umut­suz du­rum­lar yok­tur, umut­suz in­san­lar var­dır. Ben hiç­bir
zaman umu­du­mu yi­tir­me­dim.” diyen Mus­ta­fa Kemal'in As­ker­le­ri ola­rak ala­bil­di­ği­ne umut­lu­yuz.
Doğru ön­der­lik, doğru kad­ro­lar ve doğru yol ha­ri­ta­sı ile tüm so­run­la­rı aşa­ca­ğı­mı­za inan­cı­mız tam.
Bu yolda; hiç ya­nıl­ma­yan ve kan­dı­rıl­ma­yan de­ğiş­mez ön­de­ri­miz Ata­türk'ün reh­ber­li­ği­ne, ba­şa­rı­sı
ka­nıt­lı Ke­ma­lizm'in doğ­ru­lu­ğu­na, Ulu­su­mu­zun ba­ğım­sız­lık aş­kı­na ve Laik Cum­hu­ri­yet bağ­lı­lı­ğı­na,
104 yıl ön­ce­ye göre daha eği­tim­li ve zen­gin insan kay­na­ğı­mı­za, kah­ra­man ka­dın­la­rı­mı­za,
va­tan­se­ver genç­le­ri­mi­ze ve 342 şu­be­si, 55 tem­sil­ci­li­ği, on ­bin­ler­ce üye­siy­le Ke­ma­lizm'in namus
se­si­ni bir sis çanı gibi yur­du­muz se­ma­la­rı­na asa­rak “Ye­ni­den Ata­türk Cum­hu­ri­ye­ti'ne ulaş­ma
ka­rar­lı­lı­ğın­da­ki Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği ör­gü­tü­mü­ze gü­ve­ni­yo­ruz.
2
30 Ekim 1918 Mond­ros Mü­ta­re­ke­si son­ra­sı, Saray hü­kü­me­ti­nin or­du­su­nu ter­his ve si­lah­la­rı­nı
em­per­ya­list­le­re tes­lim etme em­ri­ne uy­ma­ya ka­rak­te­ri­nin el­ver­me­di­ği­ni, İngi­liz­ler İsken­de­run'a
çı­kar­sa si­lah­la kar­şı­lık ve­re­ce­ği­ni bil­dir­di­ği için ko­mu­ta­nı ol­du­ğu Yıl­dı­rım Or­du­la­rı'nın lağv edil­me­si
üze­ri­ne 13 Kasım 1918 günü İstan­bul'a gelen Mus­ta­fa Kemal Paşa, Boğaz'a de­mir­le­miş
em­per­ya­list do­nan­ma­sı­nı gör­dü­ğün­de “Gel­dik­le­ri gibi gi­der­ler” de­miş­ti. O gün için ki­mi­le­ri­ne
ger­çek­leş­me­si ola­nak­sız gö­rü­nen bu söz­ler, bir ha­ya­le değil, ce­sa­ret, vatan sev­gi­si ve Ulusa
gü­ven­den kay­nak­la­nan “Ya İstik­lâl Ya Ölüm” pa­ro­la­sı­na, akıl ve bi­lim­le örül­müş kur­tu­luş ve
ku­ru­luş ide­olo­ji­si­nin hak­lı­lık ve tu­tar­lı­lı­ğı­na da­ya­nı­yor­du. Havza Ta­mi­mi ve Amas­ya Ge­nel­ge­sin­den
Er­zu­rum Kong­re­si'ne, Sivas Kong­re­si'nden Büyük Mil­let Mec­li­si'ne, Bi­rin­ci ve İkinci İnönü'den
Sa­kar­ya ve Dum­lu­pı­nar'a, İzmir'den Mu­dan­ya ve Lozan'a, Cum­hu­ri­yet'ten Ay­dın­lan­ma
Dev­rim­le­ri'ne, Mont­rö'den Hatay'a hep Tam Ba­ğım­sız Tür­ki­ye he­de­fi­ne ki­lit­len­miş bu haklı ve
tu­tar­lı ide­olo­ji (Ke­ma­lizm) iz­len­miş­tir. Ni­te­kim Ata­türk bu ger­çe­ği, 9 Mayıs 1935 günü 4. CHP
Ku­rul­ta­yı'nda “Bizim 19 Mayıs 1919'dan bu­gü­ne kadar yap­tık­la­rı­mız, yap­mak­ta ol­duk­la­rı­mız,
ge­lecek ta­sav­vur­la­rı­mız ve dev­rim­le­ri­mi­zin esası Ke­ma­lizm Pren­sip­le­ri­dir.” söz­le­riy­le ta­ri­he
kay­det­miş­tir.
Dün­ya­nın gör­dü­ğü en haklı, en ah­lâk­lı, en na­mus­lu Ulu­sal Ba­ğım­sız­lık Sa­va­şı­nı veren Ku­va­yı
Mil­li­ye­ci­le­rin önü iş­gal­ci­ler kadar, iş­bir­lik­çi­le­ri Vah­det­tin­ler, Damat Fe­rit­ler, Dür­ri­za­de­ler, Ali
Ke­mal­ler, An­za­vur Ah­met­ler ve ge­ri­ci is­yan­cı­lar ta­ra­fın­dan da ke­sil­mek is­ten­di. Tıpkı Ku­ru­cu Genel
Baş­ka­nı­mız, Ak Saçlı Bil­ge­miz Prof. Dr. Mu­am­mer Aksoy'un der­ne­ği­mi­zi kur­duk­tan 8,5 ay sonra
em­per­ya­lizm iş­bir­lik­çi­si çe­te­ler­ce kat­le­dil­me­si, ül­ke­mi­zin ilk kadın ila­hi­yat aka­de­mis­ye­ni,
ku­ru­cu­muz Doç. Dr. Bah­ri­ye Üçok'un, “Ke­ma­lizm geç­mi­şin bek­çi­li­ği değil, ge­le­ce­ğin
ön­cü­lü­ğü­dür” diyen Genel Baş­kan Yar­dım­cı­mız Prof. Dr. Ahmet Taner Kış­la­lı'nın yine aynı
çe­te­ler­ce pa­ram­par­ça edil­me­le­ri, 42. Jan­dar­ma Genel Ko­mu­ta­nı­mız, 12. Genel Baş­ka­nı­mız Şener
Eruy­gur ve bir­çok yö­ne­ti­ci­mi­zin ik­ti­dar des­tek­li FETÖ kum­pas da­va­la­rı ile zin­da­na atıl­ma­la­rı ile
Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği'nin önü­nün ke­sil­mek is­ten­me­si gibi. Ancak ne 100 yıl ön­ce­nin
em­per­ya­list­le­ri ve uşak­la­rı ba­şa­ra­bil­di­ler, ne de bu­gün­kü to­run­la­rı ba­şa­ra­bi­le­cek­ler...
Ulu­sal Ba­ğım­sız­lık sa­vaş­çı­la­rı için yur­dun her kö­şe­sin­de ku­ru­lan Mü­da­faa-i Hukuk ve Reddi
İlhak ce­mi­yet­le­ri nasıl umut ışığı ol­muş­sa, bugün de Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği gü­nü­müz
Ana­do­lu ve Ru­me­li Mü­da­faa-i Hukuk Ce­mi­ye­ti olma bi­lin­ci ile Ata­türk'ten al­dı­ğı gö­re­vi­nin ba­şın­da,
Ulu­su­nun hiz­me­tin­de­dir.
1919 Mayıs'ının 19'unda Sam­sun'dan yola çı­kan­la­rın izin­de gü­ne­şi yine zap­te­de­ce­ği­mi­ze
yü­rek­ten ina­nı­yo­ruz. Bi­li­yo­ruz çünkü; ta­ri­hin en büyük dev­rim­ci­si Ata­türk'ü hiç ya­nılt­ma­dı Türk
Ulusu, yine ya­nılt­ma­ya­cak­tır.
3
''Düş­me­sin bi­zim­le yola:
evin­de ağ­la­yan­la­rın
göz yaş­la­rı­nı
boy­nun­da ağır bir
zin­cir
gibi ta­şı­yan­lar!
Bı­rak­sın pe­şi­mi­zi
kendi yü­re­ği­nin ka­bu­ğun­da ya­şa­yan­lar!
İşte:
şu gü­neş­ten
düşen
ateş­te
mil­yon­lar­la kır­mı­zı yürek ya­nı­yor!
Sen de çıkar
göğ­sü­nün ka­fe­sin­den yü­re­ği­ni;
şu gü­neş­ten
düşen
ateşe fır­lat;
yü­re­ği­ni yü­rek­le­ri­mi­zin ya­nı­na at!
Akın var
gü­ne­şe akın!
Gü­ne­şi za­ap­te­de­ce­ğiz
gü­ne­şin zaptı yakın!''
Bo­yun­la­rın­da Vah­det­tin'in idam fer­man­la­rı ile bu top­rak­la­rı vatan ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ni
yok­tan var eden Büyük Ata­türk ve Ke­ma­list Dev­rim­ci­le­ri min­net ve şük­ran­la anı­yor, 34 yıl önce
Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği­miz'i ku­ran­lar­dan ve bu­gün­le­re ta­şı­yan­lar­dan ebe­di­ye­te in­ti­kal
eden­le­ri say­gıy­la yad edi­yor, ya­şam­la­rı­nı sür­dü­ren­le­re sağ­lık ve esen­lik di­li­yo­ruz.
19 Mayıs Ata­türk'ü Anma Ve Genç­lik Ve Spor Bay­ra­mı'mız kutlu olsun.
Ya­şa­sın Tam Ba­ğım­sız Ve Ger­çek­ten De­mok­ra­tik Tür­ki­ye!
Saygılarımızla...ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği
Genel Merkezi – Datça Şubesi’’.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!