Cum'anın Hikmeti İnsan Öz Benliğini Nasıl Unutur?

Övgülerin en büyüğü âlemlerin RABBİ olan ALLAH’a salat ve selâm ise O’nun yüce elçisi Muhammed Mustafa’ya olsun.
Yazımıza başlarken bir ayetin ışığında önce ALLAH’ı anmanın önemine, daha sonra ALLAH’ı anmanın sonuçlarına, daha sonra da ALLAH’ı unutmanın tehlikelerine kulak verip satırlarda bir gezinti yaparak ALLAH’ın inayetiyle sadırlara (göğüslere) girmeğe çalışacağız.
İşte o ayet: (Haşr 19) ALLAH’ı unutmuş, ALLAH’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın! Onlar yoldan çıkmış kimselerdir. ALLAH’ı anmak, O’nu hep hatırda tutmak, KUR’AN’ı AZİMÜŞŞÂNIN muhtelif sürelerindeki ayetlerinde anımsatılır. İşte o ayetlerden bir kaçı, birlikte kulak verelim: Siz beni anın ki ben de sizi anayım. Şükredin, nankörlük etmeyin (Bakara 52). ALLAH’ı anmak en büyük ibadettir. (Ankebût 45). Ey iman edenler! ALLAH’ı çok anın. O’nu sabah ve akşam tespih edin (Ahzab 41-42). 
Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, bir zamanlar atalarınızı andığınız gibi, hatta daha coşkulu bir anlayışla ALLAH’ı anın (Bakara200). Kendi kendine yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam RABBİNİ an, gafillerden olma (Araf 205). De ki, ALLAH’a karşı sizi gece-gündüz kim koruyacak? Buna rağmen onlar RAB’lerini anmaktan yüz çevirirler (Enbiya 42). Fakat sen onlarına ve atalarına o kadar çok nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular. Helâke giden bir topluluk oldular (Furkan 18). Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme (Necim 25). İman edenlerin ALLAH’ı anma, O’ndan inen KUR’AN sebebiyle kalplerinin, ürperme zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı, onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir (Hadid 16). Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığınız kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme (Kehf 28). Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine ALLAH’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki, şeytan yandaşları hep kayıptadırlar (Mücadile 19). Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen ALLAH’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın, eğer bilmiş olsanız, elbette bu sizin için daha hayırlıdır (Cuma 9). Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi ALLAH’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır (Münafikûn 9).
İşte, yukarıdaki ayetlerde anımsatıldığı gibi, insan hayatında ALLAH’ı anmanın ne kadar önemli olduğu belirtilmiştir. Bu ilahi mesajlardan sonra daha ne denilebilir ki? Burada akla bir soru geliyor; ALLAH’ı nasıl anacağız? Başka bir ifade ile ALLAH nasıl anılır? Bu sorunun cevabını da yine net olarak KUR’AN veriyor bize. İşte o ayet: Beni anmak için NAMAZ KIL (Tâhâ 14). ALLAH bizi bizden iyi bilen biri olduğuna göre (İsra 54) namaz kılmamızı istemesinde de bir hikmet olsa gerekir. Burada NAMAZ’ın insan hayatındaki önemine değinen Müddessir suresinin 40, 41, 42 ve 43. ayetlerinde temas etmeden geçemeyeceğiz. Ayet mealleri aynen şöyle: Onlar cennetler içindedirler. Günahkârlara “Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir, diye uzaktan uzağa sorarlar, onlar şöyle cevap verirler: Biz NAMAZ kılanlardan değildik.” Bu durumda bize şahdamarımızdan daha yakın olduğunu bildiren (Kaf 16) Yüce Yaratıcımızı nasıl anmamazlık edebilir? Hele hele O’nu nasıl unutabiliriz ki? Aklı, irfan ve izan sahibi olan insan böyle bir tehlikeye nasıl kendini atabilir? Bakın o zaman neler oluyor. İşte ilgili ayetler: Kim beni anmaktan uzak durursa, onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu kıyamet gününde kör olarak huzurumuzda toplayacağız (Tâhâ 124). Kim RAHMAN’ı anmaktan gafil kalırsa yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz (Zuhruf 36). NAMAZ’ın insan hayatı üzerindeki önemi işte burada ortaya çıkıyor. Bir sporcu düşünün ki hedefindeki rekoru yakalayabilmesi için günün belli saatlerinde belli hareketlerini veya antrenmanlarını yapmak zorunda. Bu hareketleri yapmadığı sürece hedefine ulaşması mümkün değil. İşte günün belli vakitlerinde NAMAZ’la ALLAH’ı anma, tıpkı bir sporcunun hedefteki rekoruna ulaşması için yaptığı çalışmalar gibidir. Sporcunun hedefi daha iyi bir derece elde etmek, NAMAZ kılan kişinin hedefi ise hiç şüphesiz ALLAH’ın rızası ve ebedi âlemdeki mutluluk, yani CENNET’tir.
 

Okunma Sayısı: 419