LAÇİNNN
s
Muğla
06 Ekim, 2024, Pazar
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

2024-2025 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI BAŞLARKEN...

09 Eylül 2024, Pazartesi 09:09

*Yine büyük sancılarla başlayacak bir eğitim yılı…
    *Barınma
    *Servis...
    *Giyim, kitap, kırtasiye

    DEĞERLİ VELİLER
    Herkeste ayrı bir heyecan var. Öğrenciler, öğretmenler ayrı ayrı heyecan ve sıkıntılarla bir yeni eğitim öğretim yılına başlıyorlar.
    Ama en büyük sıkıntı sizde bunu biliyorum. Çünkü uzun süre ben de velilik yaptım. Çocuklarımın ve yakınlarımın her yeni okula, her yeni sınıfa başladıklarında nasıl heyecanlandığımı, nasıl sıkıntılı durumlarda kaldığımı, kaldığımızı biliyorum.
    İsterseniz, bu yıl üniversite ile yeni tanışacak velilerden başlayalım. Bin bir zorlukla, çocuğunuz liseyi bitirdi. Belki  dershane  masrafını da gördünüz.(şimdi dershane denmiyor, adı kurs oldu ya) Bir üniversite ya da yüksek okul kazandı çocuğunuz. O heyecanlı bekleyişleri tatlı bir anı olarak unuttunuz bile!
    Artık çocuğunuzu üniversiteye yerleştireceksiniz. Önce yurt aradınız olmadı(mı) Birkaç öğrenci birleşip bir ev tutmak dahil bir sürü alternatif deneyeceksiniz. Yurt parası, har (a)ç parası vb. Yine yeni krizler göreceksiniz. Binlerle ifade edilen borçların altına ya girdiniz, ya gireceksiniz. Tüm bunlar geleceğe eğitimli insanlar bırakmak için yapılan gayretler…
    Veli arkadaş;
    Şurasını hiç unutma. Artık üniversiteli bir genç kızın, ya da delikanlının velisisin artık. Karşında dünün çocuğu yok. Belki senin, benim için Onlar hala çocuklar. Ama tekrar ediyorum, karşındaki artık bir gençtir. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği genç!
Sen, siz Onların arkadaşı olacaksınız. Sakın “Nasılsa çocuğu –Ankara-İstanbul vb-üniversiteye gönderdim, artık Oh” demeyesiniz. Adı üzerinde genç. Eğilir, bükülür. Çabuk kırılır. Çabuk aldanır, aldatılır. Çocuğunuzun hafiyesi olmayın, ama O’nu sürekli izleyin. Hiç değilse ebeveynleri tarafından izlendiğini, daha doğrusu kendisiyle ilgilenildiğini bilsin. Bunu başkaları da bilsinler. Desinler ki, ”Arkadaş bu çocuğun sahibi var ,O’na kanca atamayız” Bu imajı verin ne olur.
    Bir bakıyoruz, gençlerimiz tanınmaz hale geliyor. 
    Anneleri, siz yine kurabiyelerini yapıp, gönderin, babaları siz yine arada sırada telefon edin, ablaları, ağabeyleri sık sık arayın…Aile olduğunuzu hatırlatın. Çünkü aile olabilenler ayakta sağlam kalabilenlerdir. Sakın yanlış anlaşılmasın. Çocuklarınızın özgürlüğünü kısmayın! Özgür ama, onurlu, özgür ama, sorumlu, özgür ama şımarık değil…Şimdilik bu kadar.
    Liseli gençlerin velileri;

    Kiminizin üniversite de çocuğu var belki. Kiminizin her üç öğretim/eğitim kurumunda öğrencisi var. Lise tam bir köprü. Kiminizin ara sınıfta öğrencisi var. Kiminizin öğrencisi yeni başlayacak. Daha okullar açılmadan yıl içinde yapılacak genel sınavlara siz öğrencilerden önce hazırlanmaya başladınız bile.
    Köprü demiştim. Evet bu köprüde öğrencilerimizle daha dikkatli ilgilenmemiz gerekir. Eğer hoş bir denge tutturamazsak, köprüden düşebilir, ya da düşürebilirsiniz!
    Bence liseli gençlik için velilerin yapacakları önemli şeyleri şöyle sıralayabiliriz:
    -EVDE ; Evde davranışlarımız çok önemlidir. İki tip aile vardır. Biri çok korumacı. öteki çok nemelazımcı. İkisi de tehlikelidir. Her şeyin  ortası derler ya ,işte o.. Bir de çok önemsenmeyen beslenme! Sizden çok masraflı bir beslenme istemiyorum. Bir yumurta, bir bardak süt, bir dilim ekmek, ya da bisküvi(çok pişmemişinden)veya tereyağlı bir tost(kaşar ya da beyaz peynirli)  Biliyorum bu hayat pahalılığında ne lüks değil mi? Çünkü, beslenme bu çağdaki gençlerin gelişimlerini hem fiziki, hem de zekaca etkilemektedir. Amacım burada filozofluk yapmak değildir. Tüketici açısından tükenmemeniz için gayret ediyorum.
    -OKULDA; arkadaş ilişkilerine dikkat edin.( Zaten bu yazıyı okuyanların hiçbirinin çocuğu arkadaşlık dışında kalamaz) Hiç değilse, anne, baba, abla, ağabey olarak haftada bir kez okula gidin. Öğretmenleriyle tanışın. Davranışları, dersleri hakkında not alın. Olumsuz bir şey gördüğünüzde, akşam evde  yargıçlık  yapmayın. Nasıl düzeltirim diye düşünün. Örneğin:”….yahu sen geçenlerde …dersinden çok iyi not almamışsın, benim niye haberim olmadı. Oğlum iyiyi de, kötüyü de bize söyle. Zayıf alman dünyanın sonu değil. Çalışıp düzeltirsin. Veya,”…ile kavga etmişsin. Oğlum şu avuç içi kadar Datça’da yaşıyoruz. Neyi paylaşamadınız? Tabii çocuğunuz hep haklıdır! Öyle olmasa da öyle anlatacaktır. Kaldı ki gerçekten haklı da olabilir. Haklı olması kavga etmesinin bir nedeni olmamalıdır. Arkadaşını al, hep birlikte olalım bakalım, neyi paylaşamıyor muşsunuz.. gibi.
    -SOKAKTA; hep şunu duyarım ”sokak çocuğu” Buna çok kızarım. Sokak ağzı. sokak çocuğu vb olacaktır. Çünkü sokaklar vardır. Önemli olan o sokakların iyi düzenlenmiş olması gereklidir. Herkesin velisi, saydığım gibi olursa, sokağın korkulacak neyi kalır. Kaldı ki, sokaklar olmasa oyun olmaz, oyun oynamayan çocuk, çocuk  değil, genç , genç  değildir. Tabii sokakta (mahalle, cadde vb) bir racon vardır. Ama onu da veliler olarak düzeltebiliriz.
     Çocuğu İlköğretime yeni başlayacak veli arkadaşlar;
    İşte temeli siz atacaksınız. Daha doğrusu siz bu temelin atılmasına yardımcı olacaksınız. Okul ve öğretmenlerle..
    Bence çocuğunuzun öğrenmesini istemeyin! Bana da kimse kızmasın. Çocuğunuzun eğitilmesinden yana olun. Eğitilmiş insan, kolay öğrenen insandır. Kolay öğrenen insan faydalı insandır. Bakanlığın adı bile Milli Eğitim Bakanlığı’dır. O zaman biz iyi bir eğitimden yana olmalıyız. İyi bir eğitimde belki matematik pekiyi, coğrafya iyi olmayabilir. Ama insanlık hep pekiyi dir.. Birkaç örnek vermek istiyorum. Çocuğunuz paylaşmayı öğrensin, yardımlaşmayı öğrensin, dayanışmayı öğrensin. Her gün sadece bir tek güzel söz ezberlesin(pardon aklında tutsun) O’na tuğla kitaplar okutmayın (H.Potter gibi..) Çok iyi öykücülerimiz var. Küçük,(buna nouvella diyorlar) Çok güzel klasik denecek romanlarımız var. Onları okusunlar.Burada küçük bir ekleme daha yapmak istiyorum. Çocuğu kitap okumaya zorlamayın. Ama bulunduğunuz yerdeki kütüphaneye haftada bir kez uğrasın. Kitap okuumasa da gezsin kütüphaneyi…Yani çiçek bahçesini. Kokuyu nasıl olsa alacaktır! Kombinasyonlar(bağlantılar)yapmasına ön ayak olun. Şöyle; bizim ilköğretimde çok oynanan bir oyundur. Öğretmen masanın üzerine bir çok eşya koyar. Herkesin dikkatli bakmasını ister. Sonra bir örtü ile bunların üzerini kapatır. Şimdi söyleyin bakalım masanın üzerinde ne var? Dediğinde hem dikkati, hem hafızayı ölçmeye çalışır. Bunu çeşitlendirebilir. Şimdi sırasıyla masanın üzerine eşyaları koyuyorum. Hangi sırada hangi eşyayı koyduğumu bulmaya çalışın diyecek. Bunda da kombinasyonları(bağlantı ve sırayı) bulacak. Bunları öğretmen arkadaşlarım fazlasıyla yapacaktır.
    Çocuğunuzun beslenmesi önemlidir. Günde en az iki yumurta yemesini sağlayın. Hidrojene edilmiş yağlarla yakılmış patatesleri, cips diye satılan GDO lu ürünleri yemelerine engel olun. Gazlı  ve kolalı içeceklerden uzak durmalarını sağlayın. Kantinlerde böyle ürünlerin satılmalarına izin vermeyin. Verdirmeyin.(zaten bildiğim kadarıyla artık kantinlerde satılmıyor) Okul-Aile birlikleriyle bu konuda temasa geçin. Çocuğunuzun süt içmesini söyleyenlere inat, ben ayran içmesinden, yoğurt ve peynir yemesinden yanayım) Eğer zorlanıyorsa, meyve suyu, ama katkılı olmayanından içirin. Ülkemiz son yıllarda çok iyi meyve suyu üretiyor. Çok iyi limonata yapıyor. Bunları alternatif olarak sunun. Hem ülkemiz kalkınsın, hem çocuklarımız iyi beslensin!
    Çaktırmadan çocuğunuza bir program yapın. Çocuklar, öyle sıkıcı programlar sevmezler. İçinde oyun da olan bir program, zaman ayarlaması yapın.


    Biliyorum, bunların çoğunu olmaz falan diye geçiştirecek veliler çıkacaktır. Dikkat edilirse burada velilerimizin ne bütçesini zorlayacak, ne de zamanlarını harcayacak öneriler sunmadık. Hepsi, herkes tarafından yapılacak işlerdir. 
    Hepinize kolay gelsin.
    Öğretmen Arkadaşlarım;
    Veliler bu saydıklarımın bir kısmını bile yapsa, sizin işiniz epey kolay olacaktır. Tabii sizlerin de bir kısmı şu anda öğrenci velisidir. Çoğunuzun üniversitede öğrenci okuttuğunu biliyorum. Yaşam koşulları epey zor. Bu koşullar altında tam verimli olamam diyecek öğretmenlerimiz de olacaktır. Siz zaten öğretmen olarak, bir sürü özveride bulundunuz. Gözünüz başka yerlerde olsaydı öğretmen olmazdınız.  
    Sevgili Öğrenciler;
    Buraya değin yazdıklarım aslında hep sizin içindir. Şunu hiç  unutmayın, ”Bugünün küçüğü, yarının büyüğüdür” eğer biz büyüklerin yanlışları varsa. onları görüp, ”Yarın biz bunları yapmayacağız” diyebilmelisiniz.
    Artık her gün yumurta yiyoruz,  peynir yiyoruz, meyve suyu içiyoruz, kavrulmamış bisküvi yiyoruz(bunu açıklayayım, açık renkte olan bisküvi) ablamızın yada annemizin yaptığı kurabiyeleri yiyebiliriz. Bal yemek zor geliyorsa, pekmez, helva yiyebiliriz. Gazlı içecek, kolalı içecek içmiyoruz. Katkısız, konsantre meyve suyu içiyoruz. Kantinde yoksa istiyoruz, değil mi?
    Arkadaş ve arkadaşlıklarımızı çoğaltıyoruz
    Her gün bir güzel söz aklımızda tutuyoruz. Mümkünse o sözcükleri kullanıyoruz.
    Örneğin; günaydın, nasılsın, iyi günler, lütfen, arkadaşım, kardeşim, gibi….
    Şöyle ders çalışın, böyle yapın demek benim harcım değil. Değerli öğretmenleriniz size gereken bilgiyi verecektir.
    
    Bu duygularla Yeni Eğitim Öğretim yılınızı en içten duygularla kutlarım.
    
    
 


Okunma Sayısı: 143

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.