Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ÇAĞDAŞ,LAİK,DEMOKRAT VE DEVRİMCİ ÖĞRETMENLERİME… (Antep’teki Öğretmenler…)

23 Kasım 2023, Perşembe 16:52

“29 Ekim 1919 da Antep’e giren Fransız askerleri, Antep Ermenilerince
bayraklar, çiçekler ve “yaşa”larla karşılandı. Ermenilerin bu denli çılgınca gösteri
yapmalarının bir nedeni de şuydu: Gelen işgal kıtaları arasında bir de tam gereçli bir Ermeni
İşgal kumandanı Saint-Marie, Antep’e gelir gelmez, Fransızların geri
sömürgelerinde uygulanan usullerle Türk halkının gönlünü kazanmayı düşündü.
Sabahleyin birkaç otomobillik maiyetiyle Reşadiye İlkokulu’nun kapısında
göründü. Saint-Marie ve arkasındakiler, Fransız okulunu gezer gibi ders yapılmakta olan
sınıflara girip çıkmaya başladılar, Her girdikleri sınıfta birkaç dakika dikilip duruyor, dersleri
dinliyor, sonra çıkıyorlardı. Öğretmenler de Onları hiç görmemiş gibi yaparak derslerini
sürdürüyorlardı.
Albay Saint Marie ile öbür subaylar, bütün sınıflara böylece bir kez girip
çıktıktan sonra, öğretmenler odasına girip oturdular. Dersten çıkan öğretmenler, odalarına
döndüler ve birer sandalyeye ilişmiş olan Fransız subaylarına incelik ve görgü gereği:
-Hoş geldiniz! Dediler.
Öğretmenler; Albayın kendilerinden çok, duvarı kaplayan duvar saatiyle
ilgilendiğini gördüler. Albayın dediğine göre bu, pek eski bir Fransız saatiydi. Şimdi bu tip
saat yapılmıyordu. Bu saat kendisine hediye edilirse çok sevineceğini söyledi. Sonra kitaplığı
gözden geçiren kumandan, okulu çok beğendiğini anlattı. Sonra, gitmek üzere ayağa kalktı ve
tercümanına, öğretmenlere elli, altmış altın vermesini söyledi. Tercüman, altınları cebinden
çıkarıp öğretmenlere uzatırken:
-Kumandan hazretleri, okulumuzdan çok hoşnut olarak ayrılmaktadır. Bu
altınları size bu hoşnutluğunun karşıtlığı olarak veriyor, dedi.
Öğretmenler şaşırmışlar, birbirlerinin yüzüne bakıyor, ne diyeceklerini
bilmiyorlardı. Birisi:
-Kumandana ihtiyacımız olmadığını söyleyiniz. Millet bize bakacak
güçtedir, dedi.
-Kumandan hazretleri ihtiyacınız olmadığını biliyor. Ancak okulunuzdan
güzel izlenimle ayrıldığı için bunu ödül olarak veriyor.
-Güzel izlenimle ayrılması bize yeter. Bunu başka ihtiyaçlarınızda
Ders zili çalmış, öğretmenler sınıflara girmeye hazırlanıyorlardı. .Bunun için
izin isteyerek odadan çıkmaya davrandıklarında, tercüman:
-Madem ki parayı almıyorsunuz, kumandan hazretleri, yarın çocuklara
dağıtılmak üzere şeker gönderecek, unun kabulünü diliyor, dedi.
Öğretmenler, daha diretmeyerek kumandanı okulun kapısından uğurladılar.
Kumandan otomobillerin çevresini bir merak dolayısıyla almış olan kalabalıkça bir çocuk
grubu için yere birkaç avuç çil kuruş serpiştirdi ve onların tane toplayan civcivler gibi
birbirini çiğneyerek bunları kapışmasını bekledi. Başka kolonilerde bunu denemişti, sonucunu
biliyordu. Garip değil mi? Hiçbir çocuk eğilip yerden bir kuruş almayı aklının kıyısından
geçirmedi. Çil paraları, torbadan avuçlayarak yerlere saçan tercümanın durumunu zehir gibi
bir gülümseme ve küçümsemeyle izlediler. Kumandanla adamları otomobillerine binerek uzaklaştılar.Öğretmenler, ertesi gün gönderilecek şekerlere karşı ne biçimde davranılması
gerektiğini “Maarifi İslamiye” derneğinden sordular. Dernek de bunun üzerinde bir karara
varamayarak mutasarrıfa bildirdi. Mutasarrıflıktan gelen buyruk şekerlerin alınmaması
yolundaydı. Ertesi sabah, şekerler bir otomobiller geldi. İki Fransız askerinin taşıdığı dört
sepet şeker öğretmenler odasına getirildi. Askerlerin başında iki de Fransız subayı vardı.
Öğretmenler, şekerleri almayacaklarını söyleyince subaylar, kumandanın buyruğu gereğince
şekerleri yine de öğretmenler odasına bırakıp gittiler. Bunun üzerine okul yöneticileri de bir
otomobil tutarak dört sepet şekeri bir hademeyle kolejdeki Fransız karargahına gönderdiler.
Hademe şekerleri bir türlü Fransızlara veremeyerek yine alıp okula getirdi. Öğretmenler,
şekerleri, hademeyi ve şoförü yine geri çevirdiler, Eğer Fransızlar, bunları almazlarsa kolejin
kapısına bırakıp döneceklerdi. Fransızlar şekeri bu kez de almadılar. Görevliler de bunları
kolejin kapısına bırakıp döndüler…..
Değerli Öğretmen Arkadaşlarım
Sizin dedeleriniz Antep’te öğretmendi. Sizin babalarınız o öğrencilerin
yaşdaşlarıydı. Belki onların üç beş kuruşa, altına ihtiyaçları vardı. Belki o öğrenciler
Fransızların cicili bicili şekerlerini hiç görmemişlerdi. Ama hiçbirisi dönüp bakmadı bile.
Hepsi işgalci Emperyalist Fransız’dan daha zengindi. Zenginlikleri onurlarından geliyordu.
İşte Baş Öğretmen M.K.Atatürk, Kurtuluş Savaşını böyle onurlu Öğretmen ve
öğrencilerle kazandı. Sizlerin de aynı yolu izleyeceğinden kuşkum yok. Bu düşüncelerle
ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZÜ kutluyorum

Orhan KESKİNSOY - Köşesi
" Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?
“Kur'anı Kerim, Zümer Süresi ,9. Ayet


Okunma Sayısı: 115

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.