Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

BAYBURTLU ŞEYH HASAN EŞREF MACERASI(54)

19 Haziran 2023, Pazartesi 16:39

Mustafa Kemal ve arkadaşları Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, emperyalist işgalcilere karşı halkı örgütlemeye çalışırken, içeride de bir sürü, eşkıya, yobaz, gerici tayfasıyla uğraşmak zorundaydı.
    Bu şarlatan dinciler, daha doğrusu din örtüsü altında, halkı kandıran, bir sünü sapık vardı.
    Bunlardan birisi de Bayburtlu Şeyh Hasan adında bir şarlatandı. 
    Kendisinin Allah tarafından gönderildiğini; şeriat dağıtacağını, yedi devletin krallarını Hart'ta toplayarak, padişahı da huzuruna getirerek, bütün dünyayı düzelteceğini ilan ediyordu. Şimdi güler gibisiniz. İçinizden şöyle dediğinizi sanıyorum"-Yahu bugün de bunlardan var…" Neyse konuya dönelim. 
    O kadar ileri gitmiş ki, padişahın yöre adamları huzuruna gidince, içlerinde bulunan Askerlik Şubesi başkanına tokat atacak kadar cüretkar…
    Erzurum kadısına sakalı az diye kafirsin diyebilmiştir.
    En büyük şarlatanlığı, kendisinin Mehdi olduğu, kendisine kurşun işlemediği yalanıymış.
    Hiç kuşku yok ki bu herif gafilin biri. Ne var ki , kendisinden aşağı kalmayanlar da çok. 
    Asıl garip olanı ise, bu herifi kurşun işlemediğine ve kerametine inananların var oluşu idi. 
    Erzurum ve civarında, bu zırtabozun saçmalıkları ciddiye alınmaktaymış.
    Bunlara eyvallah da, bu manyak ve müritleri bu şımarıklığı, bu gücü nereden alıyorlardı?
    Haydi çok uzatmadan yazayım; Gümüşhane ve çevresindeki gerici güruh Erzurum Kongresi'nde Kuvayı Milliyecilere karşıydı. Dönüşte ilk görüştükleri ki Yarbay Rawlinson adlı bir İngiliz istihbaratçı idi. Anlaşıldı mı?
    Bu şeyh bozuntusunun asıl şeyhi de Elazığ'da imiş. 
    Mustafa Kemal bunların kökünün kurutulmasını, savaşın kazanılmasından daha önemli görmüş.
    Sürmene'den Bayburt'a saldırmak için yola çıkan Hasan Eşref istihbaratı Paşa'nın eline ulaşmıştır.
    Yarbay Halit Bey'in komutasında bir kuvveti bunun üzerine salar(Deli Halit çok önemli bir askerdir. Bunu da anlatacağım)
    Her taraf kar altında(-6 ve -10 derece) Halit Bey'in bataryası Hart'a doğru yola çıkar.
    Şeyh Eşref'e göre padişah bile kafirdi! Şöyle kuralları vardı:
    *Tarikattan olmayanlara selam vermek caiz değildi.
    *Kadınlar tarikata girmiş erkeklerden kaçmıyordu.
    *Tarikattan olmayanların kestiği et yenmezdi.
    *Tarikattan olmayanların cenazesine gidilmezdi.
    *Ör. Bir mürit, tarikattan olmayan basının cenazesine bile gidemiyordu.
    *Camiye gitmiyor, Cuma namazı kılmıyorlardı. 
    Devletin askeri(padişaha bağlı) Şeyh Hasan'a baskın yaptıysa da, şeyh tarafından esir alındılar, silahları ele geçirildi. 
    Halit Bey, öncelikle Hart çevresinde bulunan bu zibidinin müritlerini temizledi.
    Ve Halit'in etrafını kuşatıp, ona teslim olması için süre tanıdı.Kabul etmedi bu zibidi! İçeriden yaylım ateş başladı.
    Artık günah Halit bey'den gitmişti.
    Ve emrini verdi.
    İlk obüs mermisini şeyhin kaldığı eve gönderdi. Tam isabet! 
    Kendisine mermi ve top işlemeyen Şeyhin kafasına indi mermiler. Kendisiyle birlikte, iki oğlunu, iki kızını ve beş seçkin müridini yok etti!
    Şeyhin öldüğünü gören yüzlerce tepeden tırnağa silahlı mürit,ellerini havaya kaldırarak ak karların üzerinde kara hayaletler gibi ordu saflarına doğru ilerledi. 
    Halit bey , adamlarıyla köye girdi. Halkı kırıp geçirerek saklanmış silah, adam ne varsa çıkarttı. Bütün esirleri iplerle birbirine bağlayarak Bayburt'a götürdü. 
    Yolda, hiç gülmeyen yüzüne , bir tebessüm geldi.
    Şöyle diyecekti:
    -Bir obüs mermisiyle bitirilecek bir işi "İdare-i maslahatçılar! Aylarca sürdürmüşler…Sözün bittiği her yerde namlu yatağına bir obüs mermisi sürmek,yeter de artardı bile…
    Tutuklular, sıkıyönetim bölgesi olan Bayburt Divanı Harbi'ne verildi. Bunlardan birkaçı tam suçlu görülerek hemen asıldı. Şeyh Eşref işinde 18 Mehmetçikle üç subay şehit oldu. Epey bir yaralanma(gazi )oldu. 
    Sonradan Ankara'da kurulacak olan Milli Meclis, geri kalan hükümlüleri toptan affederken, Kazım Karabekir ,bu denli kötü ve lanetli bir cinayetten dolayı hükümlü olan bu adamların affedilmemesi uğruna direnecekse de milli meclis, onları yine de affedecektir.
    Şimdi geriye dönüp bakıyorum da, Karabekir Paşa ne değin haklıymış. Bunlara taviz verile verile günümüzdeki durumu görüyorsunuz…


Okunma Sayısı: 250

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.