Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

CUMHURİYET KURULURKEN BURSA NUTKU (SÖYLEVİ)

22 Ocak 2024, Pazartesi 16:43

Herkes bunu Bursa Nutku olarak bilir. Hatta yıllarca böyle bir nutuk var mı, yok mu
tartışması da yapıldı. Ama bunun gerçek olduğu tespit edildi.
Olay şudur:
Ülkede Türkçe ezan okunmaya başlanmış. Yani Ziya Gökalp’in isteği” …Bir ülke ki
camisinde Türkçe ezan okunur…” gerçekleştirilmeye başlanmıştı.
Ancak, yeraltına inen gericiler boş durmuyordu. Adamlarını sağa sola salıp, Arapça’da
direniyorlardı.
Paşa ve yanındaki heyet, Bursa’da güzel günler geçirmiş, oradan İzmir’e geçtiler.
Takvimler 31 Ocak 1933’ü gösteriyordu.
03 Şubat 1933 akşamı Kordon’da yemek yiyorlardı. Bursa’daki olaylar kendisine
bildirildi.
Türkçe ezana karşı olanlar olay çıkarmışlardı.
Tabii burada önce Türkçe ibadet mi? Yoksa Toprak reformu mu gibi sorular sorulabilir.
Konumuz bu değil. Bunlarla ilgili öyküler de anlatacağım.
Bursa Olaylarını Paşa’ya bildirme cesaretini gösterenler olmuştu. Çok öfkelendi
Atatürk. Yanındakilere:
-Bursa’ya baskın yapacağız! Diye bağırdı.
O gece İzmir’de onuruna verilecek baloya da katılmadı.
06 Şubat 1933 günü Bursa’da, vali, belediye başkanı, Ankara’dan İçişleri Bakanı,
Adalet Bakanı da Bursa’ya gelmişti.
Bursa’daki bürokratlardan biri, Paşa’nın gönlünü almak için;
-Efendim, Bursa gençliği, bu olayı tam bastıracaktı. Ne var ki Polis’le Adliyeye olan
güvencinden ötürü…
Paşa, bir işaretle onun sözünü kesti:
-Bursa Gençliği de ne demek?! Ülkede, parça parça, yer yer gençlik yoktur! Sadece
toplu olarak Türk Gençliği vardır.Bunları söyledikten sonra, Bursa Nutku olarak tarihe geçen şunları söyledi. Ben buna
biraz sitem konuşması da diyebilirim
“-Türk genci, devrimlerin, rejimin sahibi ve bekçisidir.! Bunların gerekliliğine,
doğruluğuna herkesten çok inanmıştır! Rejimi, devrimleri benimsemiştir! Bunları zayıf
düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı, bir kımıltı işitti mi, buna ülkenin polisi vardır,
jandarması vardır. Adliyesi vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa
onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaklar. Genç , “polis
henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir“ diye düşünecek, ama hiçbir zaman
yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek,” demek adalet
örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” diyecektir.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla, karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana,
başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine
çalışılmasını. Kayırılmasını, istemeyecek. Diyecek ki,” ben inanç ve kanaatimin gereğini
yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu
haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.
İşte benim inandığım TÜRK GENCİ VE TÜRK GENÇLİĞİ!


Okunma Sayısı: 130

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.