Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

CUMHURİYET KURULURKEN - GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER!

14 Ağustos 2023, Pazartesi 17:36

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi sonunda, itilaf(emperyalist) güçlerinin savaş gemileri İstanbul Boğazı'na girmişlerdi.Pencereden Boğaz'a bakan Mustafa Kemal, yanındaki Cevat Abbas'a şöyle dedi;
    -Anadolu'ya dönmenin çaresine bakmalıyız. Sonra düşman gemilerine bir kez daha bakarak:
    -GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER!...
    İstanbul İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington İstanbul'un boşaltılması onuruna Tarabya'da Sümer Palas'ta bir çay şöleni verdi. Çok belalı bırakışma,savaş yıllarından sonra, ilk kez barışın tatlı, serin yüzüyle karşı karşıyaydı. Türk ve İtilaf Orduları subayları, karşı karşıya oturmuş, çay içiyorlardı.Bundan sonra da dost kalmaya karar verdiler!
    Lozan Antlaşması'na göre İstanbul'un boşaltılması başlamıştı. İstanbul'da nelere sahip olmuşlarsa, teker teker Türk yetkililerine teslim ediyorlardı. 
    Türk delegasyonu Harrington'a karşılık Beykoz'un ünlü sarayının bahçesinde 19 Eylül günü zengin bir garden parti verdiler…
    İstanbul'un içinde, Ulusal Ordu'yu karşılayış hazırlıkları sürerken, Şükrü Naili Paşa Komutası'ndaki Üçüncü kolordu birlikleri de 6 Ekim günü, kente girmek üzere yavaş yavaş ilerliyordu. 
    1 Ekim 1923 günü Galata Rıhtımı'nda demirlemiş olan Arabik Transatlantiği'nde Türk –İtilaf sorumluları arasında yapılan imza töreninden sonra,İtilaf devletlerinin aldığı her şeyin teslimi sağlandı. 
    2 Ekim günü İşgal güçlerinin en son kalıntıları bir törenle ayrılıp gidecekti. O gün, Türk, Fransız, İtalyan ve İngiliz birlikleri  belli saatte Dolmabahçe alanında yerlerini aldılar. 
    Taksim'e çıkan bir alanda, İstanbul komutanı Selahattin Adil Paşa, Kurmay Başkanı Baki Vandemir, Kurmay Binbaşı Cevdet Kerim(İncedayı), yer almışlardı. 
    General Harrington, Fransız Generali Charpy, Fransız bağlantı subayı Albay Mougin, İtalyan generali Monbelli gelip komutanımızı selamladılar. 
    Alan ve çevre hıncahınç doluydu. Müthiş bir sevinç vardı. 
    Son askeride gemilerine binerek "Geldikleri gibi gidiyorlardı. Ama ne pahasına!
    Ancak, onların böyle çekip gidebilmeleri uğruna, Türk toprakları üzerinde seller gibi Türk ve Türk düşmanı akması gerekmişti…
    İstanbul'a gerektiğinde savaş yoluyla girmek üzere hazırlanıp duran Birinci Ordu Birlikleri, Bostancı ile İzmit arasındaki bölgeye yayılmış bekliyordu. Sonuç olumsuz olsaydı, bu en güzel şehir için yine savaşılacaktı!
    "Demir Tümen" olarak bilinen Birinci ordu, İstanbul'a en yakındaydı. Onun hakkıydı önce girmek. 
    Birinci Tümen 4 Ekim Perşembe sabahı ileri yürüyüşe geçti. İstanbul üstüne iki koldan yürüyordu. Komutan Hüseyin Erkilet Paşa deniz kıyısından ilerleyen kolun başındaydı. İstanbul gazetecileri onları Tuzla ile Gebze arasında Karşılayıp:
    -Hoşgeldiniz! Dediler
    Tümen birliklerini tepelerden köylüler, göz yaşlarıyla izliyordu. O gece tüm askerleri köylüler evlerinde konuk ettiler, yedirip içirdiler. 
    Ertesi günü Göztepe yakınlarında, mahşeri bir kalabalık onları bekliyordu. Bu kalabalık, İstanbul'da beklemeyip, onların önüne koşan coşkun halk yığınlarıydı. Yollarına Haydarpaşa'yı geçerek devam ettiler.
    6 Ekim sabahı, araba vapurlarıyla Üsküdar'dan karşıya geçirilen Demir Tümen, Gülhane Parkı'nda toplandı. Sonra, oradan Soğukçeşme-Köprü-Bankalar Caddesi yoluyla Taksim Alanı'na gidildi. Hüseyin Hüsnü Erkilet'in başına evlerin balkonundan, aşağıdan yukarıdan çiçekler yağıyordu. İnsanlar sel olmuştu,akmıştı!
    24 Temmuz 1923 günü Lozan'da imzalanan Barış Antlaşması İztanbul'da ancak 6 Ekim 1923 günü uygulanabildi.
    18 Kasım 1918 günü Mustafa Kemal"Geldikleri gibi giderler"demişti…
    Şimdi şöyle diyordu:
    -Geldikleri gibi gittiler!


Okunma Sayısı: 446

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.