ESNAF AHLAKI YA DA TÜKETİCİLERİN(KİMİNİN) VURDUMDUYMAZLIĞI/AYMAZLIĞI…
23 Haziran 2025, Pazartesi 12:23
Eski Türk geleneklerinde, esnaf saygıdeğer bir sınıftı. Saygıdeğerliği, insanlara , maldan fazla değer vermelerinden ileri geliyordu.
Esnafı devlet veya bir başka güç denetlemez, esnaf kendi kendini denetlerdi.
Müthiş bir örgütleri vardı; AHİLİK…
Modern dünya olanaklarıyla bile böyle bir örgütlenme hala yok. Olanları da başındakiler yok ediyor.
Konumuz Ahilik veya esnaf örgütleri değil. Tabii ki ilintili. Asıl konumuz günümüz aç gözlü esnafı…
Konu tüketici, tüketicinin aldatılması olunca, küçük bazı açıklamalar yapmak isterim:
Bilinen en eski Tüketici hakkı Hammurabi Kanunlarında görülmektedir. Ölçü ve tartılar gibi
Avrupa kıtasında tüketiciyi korumaya yönelik uygulamalar 15. Ve 16. Yüzyıllarda görülür.
Örneğin, Avusturya’da bayat süt satanlar, kendi sütlerini içmeye mahkum ediliyordu.
Yine Fransa’da, bozuk yumurta satanların yumurtalarını, halkın onlara atmasına izin veriliyordu.
Osmanlı döneminde Ahilik ve Lonca sisteminde çok daha güzel örnekler vardı.
Örneğin; o günün koşullarında hatalı pabuç üreten imalatçının ürettiği pabuç, bağlı bulunduğu esnaf örgütü tarafından dama atıldığında o üreticinin kalitesiz üretim yaptığı tüketici tarafından anlaşılıyordu.
Pabucu Dama Atılmak “deyiminin kökeni de budur.
Üzülerek söylüyorum; günümüzde ne böyle esnaf kaldı, ne de örgütü
Hani amiyane tabirle” Kör tuttuğunu öpüyor!”
Peki ben bu yazıyı neden yazdım? Yazıyorum?
FIRSATÇILIK AHLAKA SIĞAR MI?
Datça Pazarını elimden geldiğince gezerim. Bütçeme göre alışveriş yaparım. Üzerinde etiket olmayan ürünlerin( bu ne demek? Mutlaka etiket konulmalıdır…)fiyatını sorarım.
Hesabıma gelirse alırım. Pahalıysa almam. Ancak şu pahalı ve kazıklanmayı ayırmamız gerekiyor.
31 Mayıs Cumartesi günü kurulan pazarda bir kg yeşil erik 200 TL idi. Aynı satıcıda bir hafta sonra(Kurban Bayramının ikinci günü) 300 TL idi. Bunun ayıp olduğunu kendisine anlattım.
-Bir şey yaparız abi…deyince daha çok kızdım.
-Arkadaş, benim daha ucuz almam değil sorun. Sorun sizin fırsatçılık yapmanız. Deyip yürüdüm.
Datça Pazarı yarım saatte gezilecek bir Pazar. Bazı ürünlerde, tekelleşmeye gidildiğine de tanık oldum. Yani satıcılar arasında aynı üründe aynı fiyatı uygulama. Bu da etik değil.
TÜKETİCİLER OLARAK BİZ NE YAPALIM?
Tüketimden gelen gücümüzü gösterelim. Diyeceğim de, bunu Datça’da yapmak öyle zor ki. Herkes uysa, birkaç çok bilen! Bunu bozar. Yani çok bilirler…Paraları vardır, her fiyata alabilirler
Anladık, satıcılar için bu koşullar çok zordur. Ama bir de bilinen durum dışında davranmak yanlıştır.
Tespit yapmaya çalışalım. Bir üründe tekel seziyorsanız, zabıtayı arayın. Zaten görevi fiyatlara, etiketlere bakmaktır.
Tekel oluşturmak, bir malı aynı fiyattan satmak için anlaşmak yasal olarak suçtur.
Örneğin, dünyanın en iyi ürününü satsa da o 300 liraya erik satandan daha bir şey almam. Açın bana telefonu size de söyleyeyim. Aha size küçük bir boykot. Haydi yapsın bir daha bakalım.
Özet olarak; esnaf ahlaklı olmalı.
Tüketici de tükenmeden tüketmeyi ve hakkını aramayı bilmeli.
Okunma Sayısı: 431
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.