Muğla
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

FALA İNANMA, FAL­SIZ DA KALMA

28 Kasım 2019, Perşembe 16:38

Yaz­dan kalma bir son­ba­har gü­nün­de Mar­ma­ris'te sa­hil­de de­ni­ze bakan bir Cafe'de orta şe­ker­li kah­ve­mi içer­ken bir yan­dan ga­ze­te­me göz atı­yor, ara sıra da sa­hi­le pa­ra­lel yolda spor kı­ya­fet­li ne­re­dey­se her yaş­tan ba­yan­la­rın ve er­kek­le­le­rin hızlı adım­lar­la yü­rüş­le­ri­ni ya da koş­tuk­la­rı­nı göz­lü­yo­rum. Ara­la­rın­da tu­rist ol­du­ğu belli olan­lar da var. Bazı ki­şi­ler de ahes­te ahes­te yü­rü­yüş yapıp 23 de­re­ce olan tatlı sı­cak­lı­ğın ve gü­neş­li ha­va­nın ta­dı­nı çı­ka­rı­yor­lar. Türk kah­ve­si­nin ya­nın­da su ve bir­kaç küçük lokum ge­ti­ri­li­yor ge­nel­lik­le. Ben suyu kah­ve­nin üs­tü­ne içe­rim ama ba­zı­la­rı tam ter­si­ni yapar.
Türk kah­ve­si ha­ya­tı­mız­da büyük bir yeri var­dır.. Kız is­te­nir­ken, ar­ka­da­şı­nız­la soh­bet sı­ra­sın­da, mi­sa­fir­li­ğe git­ti­ği­niz­de hep Türk kah­ve­si içi­lir. Bi­li­yor­mu­su­nuz neden Türk kah­ve­si­nin ya­nın­da su ge­ti­ri­lir, önce su mu içi­lir kahve mi içi­lir? Bir­çok ki­şi­ye göre Türk kah­ve­si gibi yoğun bir kah­ve­den sonra ağız­da kalan o telve ta­dı­nı yok etmek için su içi­lir. Ama as­lın­da ger­çek bam­baş­ka... Türk kah­ve­si kül­tü­rü Os­man­lı­dan gel­mek­te­dir. Ve o za­man­la­rı­nın çok özel bir dü­şün­ce­si Türk kah­ve­si­ne yan­sı­mış­tır.
Os­man­lı dö­ne­min­de eve mi­sa­fir gel­di­ğin­de ev sa­hi­bi bir kahve ikram eder, ya­nı­na da bir bar­dak su ko­yar­mış. Mi­sa­fir eğer suyu kah­ve­den önce içer­se bu kar­nı­nın aç ol­du­ğu an­la­mı­na ge­lir­miş ve hemen sofra ku­ru­lur­muş. Eğer kah­ve­yi önce içer­se kar­nı­nın tok ol­du­ğu sa­de­ce mu­hab­bet et­me­ye gel­di­ği an­la­şı­lır­mış. Yani mi­sa­fir kar­nım aç demez, su ile ha­li­ni ima eder­miş; ev sa­hi­bi de böy­le­ce aç mısın tok musun demez su ile mi­sa­fi­re ha­li­ni sor­muş olur­muş.
As­lın­da bu Cafe'de İzmir'den ge­lecek olan lise yıl­la­rın­dan ar­ka­da­şım Merve ile bu­luş­mak için otu­ru­yo­rum. Gel­di­ği oto­bü­sün yolda las­ti­ği pat­la­mış, de­ğiş­ti­ril­me­si bir saat gecìkmeye neden ola­cak­mış diye beni cep te­le­fo­num­dan aradı. Ben de onu bek­ler­ken artık kah­ve­mi ıs­mar­la­dım, zaten as­lın­da onun­la ye­me­ğe gi­de­ce­ğiz. Merve Mar­ma­ri­si ve bu Cafe'yi bilir, çünkü hemen her yıl bir iki defa bu­ra­da otu­ran ar­ka­da­şı Ayla'ya gelip onda bir­kaç gün kalır. Sa­ğol­sun beni de hiç unut­maz, mut­la­ka bu­lu­şur bir­kaç saat bir­lik­te ge­çi­rir, hal hatır sorar, lise yıl­la­rı­mı­zı ha­tır­la­rız. O zaman çok güzel bir genç kızdı, şimdi ise çok güzel bir bayan o.
Merve'nin Mar­ma­ris'e geliş ne­de­ni bu defa sırf ar­ka­daş zi­ya­re­ti değil. Bir yıl falan önce eşin­den ay­rıl­dı, İzmir'den uzak­laş­mak is­ti­yor, Ayla ve be­nim­le kar­şı­lık­lı ko­nuş­man is­te­miş, bu ne­den­le ge­li­yor. Ni­ha­yet Cafe'ye geldi ve o da bir sade kahve is­te­di önce. Bu arada hemen ya­kı­nı­mız­da­ki ma­sa­da 35-40 yaş­la­rın­da iki bayan da Türk kah­ve­le­ri­ni iç­miş­ler, fin­can­la­rı ta­bak­la­ra ters çe­vir­miş­ler. Kar­şı­lık­lı ola­rak bir­bir­le­ri­nin kahve fa­lı­na ba­kı­yor­lar. Falı ba­kı­lan ba­ya­nın yüz ifa­de­si git­tik­çe daha mutlu bir hale dö­nü­şü­yor, belli ki fa­lın­da güzel bir­şey­ler çı­kı­yor.

Ben as­lın­da fala filan inan­mam, belki de yapım ve mes­le­ğim ge­re­ği hep somut şey­ler­le il­gi­len­di­ğim için. İlk in­san­dan bu yana in­sa­noğ­lu sü­rek­li merak için­de­dir ve on­la­rı cez­be­den en büyük konu da ge­le­cek­le­ri­dir. Ya­pı­la­cak her­han­gi bir işin so­nu­cu­nun nasıl ola­ca­ğı­nı ön­ce­den bil­mek, bir in­sa­nın kader yaz­gı­sı­nı öğ­ren­mek in­san­la­rı hep meş­gul et­miş­tir. İnsan­la­rın ha­yat­la­rı bo­yun­ca mutlu, ba­şa­rı­lı ve var­lık­lı olmak is­te­me­le­ri so­nu­cun­da fal hep ilgi çek­miş ve yüz­ler­ce çeşit ka­zan­mış­tır. Çe­şit­li yön­tem­ler ile gü­nü­müz­de ol­duk­ça de­ği­şik
fal çe­şit­le­ri kul­la­nıl­mak­ta­dır. Aşa­ğı­da çe­şit­li çağ ve uy­gar­lık­lar­dan der­le­nen fal çe­şit­le­ri­ni in­ter­net­ten (bir kıs­mı­nı da Gi­ovan­ni Scog­na­mil­lo ve Arif Ars­lan'ın bir­lik­te ha­zır­la­dık­la­rı “Doğu ve Batı Kay­nak­la­rı­na Göre Fal” adlı eser­den) özet­li­yo­rum. Aşa­ğı­da seç­ti­ğim fal­lar dı­şın­da daha on­lar­ca­sı var ama hep­si­ni yaz­ma­ya­ca­ğım. Ağaç Falı: Ağaç­la­rın şe­kil­le­ri­ni, dal­la­rı­nı, yap­rak­la­rı­nı ve kök­le­ri­ni yo­rum­la­ya­rak ba­kı­lan eski bir fal şek­li­dir. Bakla Falı: Orta Çağ Av­ru­pa­sı'nda çok yay­gın olan bir fal tü­rü­dür. Eski top­lum­lar bak­la­yı bü­yü­sel bir bitki ola­rak gör­dük­le­ri için bu fal yay­gın­lık ka­zan­mış­tır. Orta Çağ'da, tekin ol­du­ğu­na ina­nı­lan ev­ler­de­ki kötü ruh­la­rı kov­mak için Av­ru­pa­lı fal­cı­lar eve bakla ta­ne­le­ri atar ve bu bak­la­lar ile fala ba­kar­lar­dı. Gü­nü­müz­de Tür­ki­ye'de de var olan bakla fa­lı­nın eski şek­li­dir. Çakıl Falı: Su dolu bir kaba çakıl taş­la­rı atı­lır ve taş­la­rın çı­kar­dık­la­rı ses­le­re göre yo­rum­lar ya­pı­lır. El Falı: En eski fal çe­şit­le­rin­den bi­ri­dir ve gü­nü­müz­de de hâlen bi­lin­mek­te­dir. Üç bin yıl ön­ce­sin­de­ki Hint kay­nak­la­rın­da yer alır, Orta Çağ'dan kalma el yaz­ma­sı eser­ler­de rast­la­nır. Avuç için­de gö­rü­len işa­ret­le­rin, çiz­gi­le­rin yo­rum­lan­ma­sın­dan iba­ret­tir. İskam­bil Falı: İlk ör­nek­le­ri 16. yüz­yıl­da gö­rü­len o za­man­dan bu­gü­ne yay­gın­lı­ğı­nı kay­bet­me­yen bir fal şek­li­dir. Bir kısım ta­rih­çi­le­re göre, is­kam­bil ka­ğıt­la­rı Fran­sa kralı çıl­gın 1.?Char­les'ı eğ­len­dir­mek amacı ile çi­zil­miş­ler­dir. Falın amacı ve iş­le­vi ge­le­ce­ği açık­la­mak­tır. Buna göre des­te­de­ki kart­la­ra birer anlam ve­ri­lir ve bun­lar bir araya ge­ti­ri­le­rek yo­rum­la­nır. Kahve Falı: En çok Ak­de­niz ül­ke­le­rin­de ve Orta Doğu'da kul­la­nı­lan ve dün­ya­nın her ye­rin­de uy­gu­la­nan bir fal çe­şi­di­dir. Kahve fa­lın­dan ilk kez bah­se­den kay­nak, Flo­ran­sa­lı falcı Tom­ma­so Tam­po­nel­li'dir. Kah­ve­nin tel­ve­si­nin al­dı­ğı şe­kil­ler yo­rum­la­na­rak ge­le­cek­ten haber ve­ri­lir. Tarot Falı: Dün­ya­da ol­duk­ça yay­gın bir fal çe­şi­di­dir. Baş­lan­gı­cı­nın ne zaman ol­du­ğu tam ola­rak bi­li­ne­me­se de 14. yüz­yıl­dan kalma tarot des­te­le­ri ol­du­ğu bi­lin­mek­te­dir. Gi­zem­ci ge­le­ne­ğe göre Mısır'dan gel­miş­tir ve bir kut­sal ki­ta­bın, tanrı Toth'un ki­ta­bı­nın özet­len­miş şek­li­dir. Tarot kart­la­rı­nın bir fal aracı ola­rak kul­la­nıl­ma­sı 18. yüz­yıl­dan son­ra­dır. Bugün en çok kul­la­nı­lan des­te­le­ri yet­miş se­kiz­lik des­te­ler­dir. Her bir re­sim­li kar­tın ken­di­ne has bir an­la­mı var­dır. Bu kart­la­ra göre an­lam­lar çı­ka­rı­la­rak fala ba­kı­lır. Tuz Falı: Geç­miş yüz­yıl­lar­da ateşe atı­lan tuz ta­ne­le­ri­nin ya­na­rak çı­kar­dı­ğı ses­ler bir fal çe­şi­di ola­rak kul­la­nıl­mak­tay­dı.
Yüz Falı: Bir ki­şi­nin yüz şek­li­ne göre ki­şi­li­ği­nin ve ge­le­ce­ği­nin yo­rum­lan­ma­sı ile olu­şan bir fal çe­şi­di­dir. Yüzük Falı: Antik Yu­na­nis­tan'da uy­gu­la­nan bir fal şekli idi. Bu fala göre, su dolu bir kabın et­ra­fı­na al­fa­be­nin harf­le­ri di­zi­lir ve kabın üze­rin­de ipe bağ­lan­mış yüzük sal­lan­dı­rı­lır. Yü­zü­ğün sal­la­nır­ken çarp­tı­ğı harf­ler bir araya ge­ti­ri­lir ve bu harf­ler bir­leş­ti­ri­le­rek an­lam­lı söz­cük­ler kur­ma­ya ça­lı­şı­lır. Eser­de yer al­ma­yan fal çe­şit­le­rin­den bazı ör­nek­ler de şu şe­kil­de­dir: Aşık Ke­mi­ği Falı: Gö­çe­be Türk­ler ara­sın­da çok yay­gın olan bir fal çe­şi­di­dir. Bu fala göre aşık ke­mi­ği da­vu­lun üze­ri­ne atı­lır ve ke­mi­ğin duruş şek­li­ne göre yorum ya­pı­lır Göz Falı: Azer­bay­can Türk­le­ri ara­sın­da yay­gın bu fala göre in­san­lar, ha­mi­le ka­dı­nın ba­şı­na ar­ka­dan giz­li­ce bir çim­dik tuz döküp onun ne ya­pa­ca­ğı­nı bek­ler­ler. Eğer kadın eli yü­zü­nü sı­ğal­lar­sa (sı­var­sa, elini yü­zü­ne sü­rer­se) kızı; elini çe­ne­si­ne sü­rer­se oğlu ola­cak ma­na­sı­nı çı­ka­rır­lar. Pa­pat­ya Falı: Uy­gu­lan­ma­sı en kolay fal­lar­dan bi­ri­dir. Buna göre, bir ni­yet­le pa­pat­ya yap­rak­la­rı sı­ray­la, me­se­la se­vi­yor ve sev­mi­yor di­ye­rek, ko­pa­rı­lır. En son yap­rak­ta söy­le­nen sözün ger­çek­le­şe­ce­ği­ne ina­nı­lır. Yıl­dız Falı: İnsan­la­rın doğ­duk­la­rı gün esas alı­na­rak gök­yü­zü­nün o günkü du­ru­mu, yıl­dız­la­rın ko­nu­mu ve bun­la­rın insan üze­rin­de­ki et­ki­le­rin­den yola çı­ka­rak in­sa­nın ge­le­ce­ği­ni yo­rum­la­ma işi­dir. Ast­ro­lo­ji ile ya­kın­dan il­gi­li­dir. Ge­le­ce­ği öğ­ren­me veya bir di­le­ğin ger­çek­le­şip ger­çek­leş­me­ye­ce­ği­ni bilme me­ra­kı için­de olan in­san­la­rın görüş alanı ge­niş­le­dik­çe fal ile il­gi­li olan pra­tik­ler ve do­la­yı­sıy­la fark­lı fal tür­le­ri de or­ta­ya çık­mış­tır. Fal çe­şit­le­ri­nin sa­de­ce bu­ra­da yaz­dık­la­rım ol­du­ğu dü­şü­nül­me­me­li­dir. Geç­miş­te olan ancak bugün unu­tu­lan fal çe­şit­le­ri de var­dır. „Fal“ is­mi­ni kul­lan­ma­yıp ama ben­ze­ri şey­ler­le meş­gul olup ör­ne­ğin „Ana­liz“ deyip yap­tı­ğı şeyi başka bir­şey ola­rak or­ta­ya süren ki­şi­ler de var. Yu­ka­rı­da bah­set­ti­ğim Yüz Falı bu Ana­liz denen metod ile benim için bir ba­kı­ma ça­kı­şı­yor. Ana­liz­de bir de ses to­nun­dan kar­şı­la­rın­da­ki ki­şi­nin ki­şi­li­ği­ni ana­liz et­tik­le­ri de iddia edi­lir. Ör­ne­ğin böyle “ Güzel ve an­la­tı­mı net sese sahip olan in­san­lar, ge­nel­lik­le gü­ve­ni­lir olur­lar. Sağ­lam bir ka­rak­te­re sahip ol­duk­la­rın­dan söz­le­ri de ken­di­le­ri gibi net­tir. İç ruhu na­sıl­sa dı­şı­na da yan­sıt­ma­yı ba­şa­rır­lar.“ gibi yo­rum­lar­la. Ama zaten bu gibi ana­liz­ler biraz stan­dart, ez­be­re yo­rum­lar değil mi sizce? Çok sev­di­ğim bir bayan ar­ka­da­şım bir mar­ket­te ka­sa­da para ödeme sı­ra­sın­da ar­ka­sın­da­ki ki­şi­ye sı­ra­sı­nı verip, „benim ace­lem yok, siz öde­ye­bi­lir­si­niz“ demiş, yani bir­kaç ke­li­me ko­nuş­muş­lar, adam da son­ra­dan size bir ba­ka­bi­lir­mi­yim deyip bir­kaç sa­ni­ye bu ba­ya­na şöyle bir bakıp, son­ra­da „size sos­yal medya üze­rin­den üç say­fa­lık bir ka­rak­ter ana­li­zi gön­de­re­ce­ğim“ demiş.
 Bunun
ola­bi­le­ce­ği­ne hangi man­tık evet der ? Ana­liz­le­ri­nin büyük bö­lü­mü ha­yat­ta ço­ğun­luk in­sa­na uyan ve po­zi­tif şey­ler­dir. Hele böyle şey­ler­le, güzel laf­lar­la ba­yan­la­rı et­ki­le­mek daha da ko­lay­dır. Hatta te­sa­düf bir rast­laş­ma ya­rat­ma gibi tak­tik­ler kul­lan­mak on­la­rın yön­tem­le­rin­den bi­ri­dir. Merve kah­ve­si­ni bi­ti­rin­ce bana fa­lı­na bakıp ba­ka­ma­ya­ca­ğı­mı sordu. Ben ne ya­zık­ki hayır dedim. Merve ay­rı­lı­ğın ver­di­ği bu mo­ral­siz­lik du­ru­mun­da ga­li­ba artık güzel bir falın ona ya­pa­bi­le­ce­ği des­te­ği arı­yor­du. Ya­kı­nı­mız­da­ki ma­sa­da­ki bayan bizi duy­muş ola­cak ki, arzu eder­se­niz kahve fa­lı­nı­za ben ba­ka­yım dedi ve Merve büyük bir he­ye­can­la bu nazik tek­li­fi kabul etti. Fala bakan ha­nı­mın adı Aysun'muş, 14 yıl­dır Mar­ma­ris'te otu­ru­yor­lar­mış. Fala baş­la­ma­dan önce Mar­ma­ris'i, ora­da­ki de­ni­zi, kumu, ta­bi­atı, gece gün­düz canlı, tem­po­lu ha­ya­tı öve öve bi­ti­re­me­di. Aysun hanım fin­ca­nı çe­vir­di, için­de­ki tel­ve­yi bir in­ce­le­di ve baş­la­dı fa­lı­na: - Merve hanım bakın bu­ra­da telve yan­la­ra doğru açılmış,bir boşluk oluş­muş, kal­bi­niz bom­boş. - Siz büyük bir yer­den bu boş­luk­ta­ki gibi sakin cur­cu­na ol­ma­yan bir yere ta­şın­mak is­ti­yor­su­nuz. - Git­mek is­te­di­ği­niz yer Mar­ma­ris'ten hiç de uzak değil. - Oraya gi­der­ken ara­cı­nız te­pe­le­ri, ya­maç­la­rı geçen vi­raj­lı yol­lar­da gi­di­yor. Bakın bu vi­raj­lı yol­lar tel­ve­de nasıl açık­ca gö­rü­nü­yor. - Oraya gece ka­ran­lık­ta gi­di­yor­su­nuz. Ara­cı­nız te­pe­ler­de gi­der­ken bir­den­bi­re dur­ma­nız ge­re­ki­yor. Bakın bu­ra­da tel­ve­de ko­ca­man hay­van­lar gö­zü­kü­yor. Arka ar­ka­ya kara yo­lu­nu bir ta­raf­tan öbür ta­ra­fa ge­çer­ken sizin ara­cı­nı­zı dur­dur­ma­nı­za neden olu­yor­lar. - Git­ti­ği­niz yer çok şirin, de­ni­zi, gü­ne­şi, ta­bi­atı, hatta ta­ri­hi ka­lın­tı­la­rı ile in­sa­nı bü­yü­le­yen bir yer. İnsan­la­rı da çok can­dan ve se­ve­cen. - Orada sabah gü­ne­şin do­ğu­şu ile içi­niz kıpır kıpır, ba­tı­şı ile duy­gu­la­rı­nız sevgi dolu ola­cak. - Bakın ta­bak­ta kal­mış tel­ve­de de ne gö­zü­kü­yor. Oraya gi­din­ce bir daha bı­ra­ka­ma­ya­cak­sı­nız, aşık ola­cak ve oraya yer­le­şe­cek­si­niz. Mut­lu­luk ve ha­ya­ta yeni bir baş­lan­gıç sizi orada bek­li­yor. Ben büyük bir şaş­kın­lık için­de­yim, fala inan­maz­dım ama kahve fa­lın­da an­la­tı­lan bu yeri ta­nı­yo­rum. Bu­ra­sı Mar­ma­ris'e araba ile bir sa­at­lik me­sa­fe­de olan cen­net ka­sa­ba Datça. Merve yıl­lar­dır Mar­ma­ris'te gel­miş ama bir kere bile Datça'ya git­me­miş, yani ha­ya­tı­nın geçen yıl­la­rın­da çok şey kay­bet­miş. Merve ve ben hemen yarın sabah Datça'ya git­me­ğe karar ve­ri­yo­ruz. As­lın­da Datça'dan önem­li bir ga­ze­te yö­ne­ti­ci­si bayan bir ar­ka­da­şım da bugün bu­ra­da, Mar­ma­ris'i çok seven ve ta­dı­nı sa­bah­la­ra kadar çı­ka­ran hoş bir bayan. Yarın belki o da bize ka­tı­lır ve bir­lik­te gi­der­sek Datça'yı Merve'ye o daha iyi ta­nı­tır diye dü­şü­nüp ona te­le­fon ettim ama ne yazık ki ol­ma­dı. O ar­ka­daş­la­rı ile Mar­ma­ris'e bugün gel­miş, yarın ise bir­lik­te Dal­yan ve Da­la­man'ın al­tı­nı üs­tü­ne ge­ti­re­cek­ler­miş. Merve'ye ba­kı­lan fal güzel ve an­lam­lı çıkınca ben de ara sıra kahve falı bak­sam diye he­ves­len­dim, ama nasıl ola­cak bu iş? Ör­ne­ğin kahve fa­lın­da gör­dü­ğü­nüz şe­kil­le­rin
an­lam­la­rı­nı aşa­ğı­da­ki gibi ak­lım­da tu­ta­bi­lir­sem bu olur­mu acaba?. Tabii bir de tel­ve­de bun­la­ra ben­zer şe­kil­ler bu­la­bil­mek ve fa­lı­na bak­tı­ğın ki­şi­yi müm­kün­se se­vin­di­re­bil­mek çok önem­li. ADA : Hiç bek­le­me­di­ği­niz bir pa­ra­ya kısa sü­re­de ka­vu­şa­cak­sı­nız. AĞAÇ : Uzun va­de­li ve mutlu bir yaşam sizi bdem­li­yor. ALEV : Büyük bir aşka tu­tu­la­cak­sı­nız, sakın ola ki onu kay­bet­me­yin. ANAH­TAR : Dua ve di­lek­le­ri­niz en so­nun­da artık kabul ola­cak. ARABA : Çev­re­niz­de sizi seven in­san­lar var, on­la­rı kır­ma­yın. BALIK : Çok yakın bir sü­re­de bek­le­di­ği­niz zen­gin­lik, bol­luk sizin ola­cak. GEMİ : Bütün sı­kın­tı­lar­dan, has­ta­lık­lar­dan kur­tu­la­cak­sı­nız. GER­DAN­LIK : Aşk ya­şan­tı­nız­da sı­kın­tı­lar baş gös­te­re­bi­lir. GEYİK : Evli ise­niz bir ço­cu­ğu­nuz ola­cak, bekar ise­niz zen­gin biri ile ev­le­ne­cek­si­niz. GÜL : Uzun sü­re­dir gör­me­di­ği­niz bir kişi ile bu­lu­şup ko­nu­şa­cak­sı­nız. Sizi se­vin­di­rir. GÜNEŞ : Üzün­tü­le­ri­niz ni­ha­yet sona erecek, mutlu gün­ler ge­li­yor. GÜ­VERCİN : Ne kadar sak­la­sa­nız da siz onu çok se­vi­yor­su­nuz. MEYVA: Bu sı­ra­lar­da hep se­vin­di­ri­ci haber ala­cak­sı­nız.nın. MİDYE: Fazla yemek yi­yor­su­nuz,bun­dan do­la­yı ra­hat­sız­lık ge­çi­re­bi­lir­si­niz. KAYIK: Gön­lü­nüz­de­ki keder, ne­ga­tif ener­ji, sı­kın­tı­la­rı bir ke­na­ra ata­cak­sı­nız. KADEH: Gizli san­dı­ğı­nız bazı sır­la­rı­nız baş­ka­la­rı ta­ra­fın­dan ko­lay­lık­la öğ­re­ni­lecek. KADIN: Bir de­fa­ya mah­sus olmak üzere is­te­di­ği­niz bir şey kısa sü­re­de ger­çek ola­cak. KEÇİ: Çev­re­niz­de dost gö­rü­nen düş­man­lar var. Çok eski za­man­lar­da küçük bir ül­ke­nin kra­lı­nın bir fal­cı­sı var­mış. Her sabah kral için fala ba­kar­mış. Hep güzel şey­ler söy­ler ve so­nun­da da kra­lım sizin or­du­la­rı­nız fa­lan­ca ül­ke­nin or­du­la­rı­nı ye­necek ve sizin ül­ke­niz iki misli ola­cak gibi bir laf eder­miş. Kral or­du­la­rı­nı hemen oraya gön­de­rir, o ül­ke­yi de işgal eder­miş. Bunun so­nun­da da fal­cı­ya hep bir küp al­tı­nı mü­ka­fat ola­rak ve­rir­miş. Ama bir gün tam tersi olmuş ve kra­lın or­du­su ye­nil­miş. Bun­dan ha­be­ri ol­ma­yan falcı o gün yine kra­lın önüne çık­mış, yü­zün­de gü­lü­cük­ler mü­ka­fa­tı­nı bek­li­yor. Kral ona, yol­la­rı­mız ay­rı­lı­yor falcı, artık sen öbür dün­ya­da ken­di­ne bir iş bul demiş. Fal­cı­nın so­nu­nu tah­min ede­bil­di­niz mi? Yani ben de fal bak­ma­ğa kal­kar­sam dik­kat­li olsam iyi ola­cak ga­li­ba ! Emi­nim ki Merve Datça'yı be­ğe­ne­cek­tir ve ha­ya­tı­na orada yeni bir baş­lan­gıc yapar.

Ha hani Mar­ma­ris'te sa­hil­de Cafe'de bir yan­dan Türk kah­ve­si içi­yor bir yan­dan da ga­ze­te oku­yo­rum de­miş­tim ya, o ga­ze­te Mar­ma­ris'te ve çev­re­sin­de bile zevk­le oku­nan Datça Haber Ga­ze­te­si idi. İlginç bir de­tay­la bi­ti­re­yim. Hani Merve'nin kahve fa­lın­da gece ara­bay­la te­pe­ler­de gi­der­ken yola çıkan ve sıra sıra kar­şı­ya yü­rü­yüp yolu kesen hay­van­lar vardı ya, onlar ger­çek­te ya­ba­ni eşek sü­rük­le­ri­dir, ge­ce­le­ri or­man­lık alan­dan yola çı­kar­lar bazen ve bu ne­den­le de araç sü­rü­cü­le­ri­nin çok dik­kat­li ol­ma­sı ge­re­kir. Rumuz: Sen­siz olmaz, 16.11.2019


Okunma Sayısı: 1611

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.