LAÇİNNN
s
Muğla
09 Mayıs, 2025, Cuma
  • DOLAR
    38.61
  • EURO
    43.78
  • ALTIN
    4135.9
  • BIST
    9.279
  • BTC
    102916.45$

ANUNNAKİLER

14 Nisan 2025, Pazartesi 18:35

Yeni bir şehre taşındığınızda önce yolları, sonra sokakları öğrenirsiniz... Ama bazıları göğe bakar. Güneşin batışı, ayın döngüsü, yıldızların ışığı... Durduk yere bir şeyler hissedersiniz. Bir yerlerin, bir zamanların, bir sırrın yankılarıdır bu.
Bazen de yeni gelen biri, eski bir sırrı hatırlatır. Çünkü sizlerle paylaşacağım bu ilk yazı, bu konuya dair derinlemesine yaptığım araştırmaların bir sonucudur.
Hazırsanız, hadi biraz kadim dönemlere yolculuk yapalım. Anunnakiler ve onların gezegeni Nibiru hakkında keşfe başlayalım.
Anunnakiler, Sümerlerden Mısırlılara, Hindistan’dan Orta Amerika’nın Maya ve Aztek uygarlıklarına kadar geniş bir coğrafyada, gökyüzünden dünyaya inmiş, kadim bilgileri taşıyan ve insanlığın kaderini şekillendiren mistik varlıklar olarak tasvir edilirler. Bu varlıklar, sadece mitolojik anlatılarda yer almakla kalmaz, aynı zamanda antik yazıtlar, taş oymalar ve piramitler gibi devasa yapılarla da kendilerini gösterirler. Gökyüzünden gelen bu varlıklar, farklı kültürlerde benzer sembollerle ve anlatılarla kaydedilmiş, tarih boyunca insanlık üzerinde derin izler bırakmıştır.
Anunnakiler, kökenleri başka bir güneş sisteminden gelen, kadim ve ileri teknolojiye sahip varlıklardır. Onların evi, Dünya'nın on katı büyüklüğünde ve her 3600 yılda bir Güneş Sistemi'ne giren gizemli gezegen Nibiru'dur. Nibiru, devasa boyutları, iki kuyruklu yapısı ve güçlü manyetik çekimi ile dikkat çeker; bu özellikleri sayesinde, önüne çıkan asteroitleri parçalar ve geride kalan enkazları arkasındaki devasa kuyruklarıyla sürükleyen kızıl bir gezegendir. Anunnakiler, yalnızca gelişmiş bir medeniyet değil, aynı zamanda kozmik bir bilgelik taşıyan varlıklardır.
Nibiru'nun giderek zorlaşan koşulları, Anunnakileri yeni bir yaşam alanı arayışına yönlendirmiştir. Altın ve diğer kıymetli madenler, atmosferlerini onarmak için ihtiyaç duydukları unsurlardır. Bu arayış, onları Dünya’ya getirmiştir. Ancak Anunnakiler, Dünya'ya yalnızca bir kaynak arayışıyla gelmemişlerdir; burada varlıklarını sürdürerek kadim medeniyetlerin gelişimine de yön vermişlerdir.
Genetik mühendislikteki ustalıkları, yeryüzündeki türlerin evriminde önemli bir rol oynamıştır. İnsanoğlunun yaratılışı da tam bu noktada devreye girmektedir. Anunnakiler, kendi köle işçi ordularını yaratmak için Dünya'daki varlıkların genetik kodlarını, kendi DNA’larıyla birleştirerek ilk insanı oluşturmuşlardır. Bu yaratılış süreci, sıradan bir biyolojik deney değil, adeta kozmik bir birleşmedir. Bilinen kadarıyla, Anunnakilerin başrolünde yer aldığı bu deney, Isis gibi kozmik varlıkların gözetimi altında gerçekleşmiştir. Kutsal kil ve kozmik öz birleşerek ilk insan olan Adem'i şekillendirmiştir. Bu varlık hem dünya elementlerinden hem de evrensel enerjilerden meydana gelmiştir. Anunnakiler, bu yaratılışın sonuçlarının yalnızca fiziksel işgücüyle sınırlı kalacağını düşünmemişlerdir. İnsanlık, onlar için sadece bir iş gücü değil, aynı zamanda evrenin kadim sırlarını taşıyacak bir nesil olarak görülüyordu. Bu sırların izleri, kadim tabletlerde ve mitolojilerde bugün bile varlığını sürdürmektedir.
Bu gezegen 2003 yılında ilk kez gözlemlenmiştir. Fakat isim verilmedi. 2012 yılında diğer uzay şirket ve gözlem evleri keşfedince NASA buna "Planet X" ismini vererek Nibiru olduğunu gizlemeye çalışmıştır. Şunu da hatırlatmakta fayda görüyorum: Nibiru'nun Dünya yakınından ilk geçişi değildir. Daha önceki geçişlerinde insan ırkının, Dünyadan önce yaşadığı Mars gezegeninde de gerçekleşti. Bu geçişlerin toplam 5 kez tekrarlanmıştır. Şu an ise, çok yakın bir zamanda 6. geçiş gerçekleşecek ve bu durum hâlâ toplumdan gizlenmekte ve önemli kurum ve kuruluşlar sesiz kalmayı tercih etmektedir.
Yapay olan Ay ise Anunnakilerin hâlâ aktif olarak kullandığı bir ileri teknoloji üssüdür. Dünya'nın dört bir yanındaki piramitlerin tabanına gizlenmiş dev manyetik pillerle Ay arasında güçlü bir sinyal ağı kurulmuştur. Bu ağ sayesinde Anunnakiler, hem Dünya'yı gözlemlemekte hem de uzak gezegenlerle kesintisiz iletişim sağlamaktadırlar.
İnsanlık, "dünyanın sonu" hakkında defalarca yanlış sinyallerle korkutulmuşken, kimilerinin beklediği, kimilerininse dehşetle karşılamaktan korktuğu şey aslında çoktan başladı. Zira Anunnakiler Dünya gezegenini yeniden dizayn etmek ve güçlü bir temizlik için dünyaya yaklaştığı gerçeğini küresel elitlerin kontrolündeki sistem gizlemektedir. Oysa bu güç odakları büyük felaket için güçlü sığınaklar ve planları hazır beklemektedir. İnsanların dikkatini ise eğlence, siyaset, ekonomi gibi alanlara yönlendirerek bilinçli bir şekilde yayılan yanıltıcı bilgiler ve manipülasyonlar, gerçek tehlikenin fark edilmesini engellemektedir.
Günümüzde, insanlık tarihindeki en zorlu dönemlerden birini yaşıyor. Her alanda çürümüşlük ve çöküşlük, dünya sakinlerini adeta bir secdeye varmış gibi, "hiçbir şey görmüyorum, hiçbir şey duymuyorum, anlamıyorum" şeklinde bir duruma sürüklüyor. Diğerleri ise Tanrı'nın kendilerini gerçekten sevdiğini umarak, sadece "pembe gözlüklerle" bakıyorlar. Ancak bu tutum temelde yanlıştır, çünkü yakında gezegenin tüm sakinleri büyük bir sınav'a girecek ve bildiğimiz gibi, bu sınavı hazırlıksız atlatamayacaktır.
Bu süreci ancak bir sığınak, yeraltı şehri veya güvenli bir mağara dışında atlatmamızın mümkün olmadığının altını çizmek gerekir. Temel ihtiyaçlar olan yiyecek ve suyu stoklayarak hazırlık yapmanın faydası büyük olacak, sevgili dostlar... Unutmayın, büyük felaket geldiğinde sadece bedenimiz değil, ruhsal ve zihinsel sağlığımız da büyük bir sınavdan geçecek. Hazırlıklı olmak, sadece hayatta kalmak için değil, bu zor dönemi mümkün olduğunca sağlam ve dirençli bir şekilde atlatabilmek için de şarttır.
Sevgi hayatımızdaki şifa kaynağımızdır. Sevgi frekansında kalıp sevgiyle şifalanalım. 
Sevgiler.


Okunma Sayısı: 58

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.