Muğla
04 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

Hastamısın sen?

16 Şubat 2024, Cuma 10:37

Aslında uykularım pek düzenli değildir. Ne zaman uykuya dalacağım ne zaman uyanacağım hiç belli olmaz. Çok rüya görürüm. Bazılarını az, bazılarını çok hatırlarım. Galiba sabah kalkacağıma yakın gördüğüm rüyalarımı daha çok hatırlıyorum. Az bile olsa hatırladığım rüyalarımın nereden kaynaklandığını, ne anlama gelebileceğini merak ederim genellikle. Ama rüyanda şunu görürsen bu anlama gelir, yok bunu görürsen şu anlama gelir gibi kalıplaşmış bazı rüya tabirleri vardır ya, onlara pek itibar etmem. Bu sabah birdenbire uyandım, Hani bazen uyandıktan sonraki ilk dakikalarda hala uykunuzun son anlarındaki rüyayı hala yaşarsınız, o rüyada ne oluyorsa devam ediyormuş gibi düşünürüz ya, ben de bu sabah işte böyle uyandım. Rüyamda biri bana "Hastamısın sen?" diyordu ama neden böyle diyordu, uyanır uyanmaz hala biraz içinde yaşadığım rüyamı ve rüyamda ne olduğunu ve niye o kişinin bana "Hastamısın sen?" dediğini düşündüm ve içime bir mutluluk doldu, yüzümün keyifle sırıtan bir hale geldiğini hissettim. Yani rüyamda bana "Hastamısın sen? " diyenin kim olduğunu ve neden dediğini de hatırladım. 
Şimdi bu yazımı okuyan içinizden bazılarının tahminlerde bulunduğunu ve sana "Hastamısın sen?" dediğine göre herhalde hastasın ki dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Hastamısın diye sağlığını soran da olur,
hele ki biliniyorsa sıhhat  sorunların.
Ya da sevinirsin hatırın soruldu diye,
belki de kızarsın hastalığın hatırlatıldı diye.

Hele ki tedavin zor ve sen de yaşlı isen,
hastamısın diye düşünmek istemezsin, ama
ya da Allaha şükür, sağlık durumunu iyi ise, 
keyifle " Hayır, iyiyim" diye cevap verirsin.

En sevdiğim "hastamısın?" sorusu şu olur, 
eğer hastaysam, o sarı-lacivert, sarı-kırmızı 
ya da siyah-beyaz formaya, yani
hastasıysam o takımın, yense de yenilse de.

Ama ya o dalgalı koyu saçlı güzel kız ise,
ya da o sarışın komşu kızının hastasıysam,
"Evet, o güzel kıza hastayım,  
hiç aklımdan çıkmıyor zaten, off offf" derim.

Fakat
 rüyamdaki olay bunların hiçbiriydi,
„O“ tanıdığım çok özel, çok değerli o bayandı,
Ona bir soru sordum rüyamda, tekrar tekrar,
Cevap vermedikçe, yine tekrar, tekrar.

Sonunda bana cevabı „ Hastamısın sen?“ oldu, 
Tereddüt ettim, önce anlamadım niye.
Sonra tahmin ettim kim bunu diyen, evet „O“, işte „O“ yine diye diye,
„Sevinmem lazım unutulmadığıma“ dedim kendi kendime, 

Çünkü hem çok sarı inat biri „O“,
hem de kendini hep farklı ve özel yapar „O“.
Haksız da değil hani, 
başka kimde var o zeka, o cazibe, o şıklık?

Düşündüm onun için normal bu, 
sevindim cevabı bu “Hastamısın sen?“ olsa bile,
„Anlamsız laflar ediyorsun, rahatımı bozuyorsun“
diyor onun lisanında, yani kendince, ama „O“ böyle işte.

Aklıma Nazan Öncel'in „Yan yana fotoğraf çektirelim“ albümünden „Anlamaya Çalış“ şarkısının sözlerinin aşağıdaki bazı satırları geldi. Aslında bana „Hastamısın sen?“ diyen o benim için çok özel „O“ bayanın o andaki ruh halini ve bu „Hastamısın sen?“ cevabı ile bana söylemek istediklerini ne güzel de ortaya koymuş bu satırlar:
Kendine saklanmış dört odalı kalbim
Parçalanmış dağılmışım, nerem doğru ki benim?
Kafam bozulmuş zaten
İçim kıyılmış benim, sinirlerim perişan
Günler geçmiyo' zaten
Uyku tutmuyor beni, uykularım perişan.

 
Hanidir böyleyim, içime kapandım
Kanadı bağlanmış bir kuş gibiyim
Kafam bozulmuş zaten
İçim kıyılmış benim, sinirlerim perişan
İçim yanıyo' zaten
Kalbime vurmuş benim, duygularım perişan.

Yazımın başlarında „ …. rüyamı ve rüyamda ne olduğunu ve niye o kişinin bana "Hastamısın sen?" dediğini düşündüm ve içime bir mutluluk doldu, yüzümün keyifle sırıtan bir hale geldiğini hissettim.“ yazdığımı hatırlarsınız herhalde. Evet bu bir rüya idi ama uyanır uyanmaz rüyamı hatırlayıp, sonra da içime bir mutluluk dolup, yüzümün keyifle sırıtması gerçek hayatta da aynen böyle tanıdığım o çok özel bayan arkadaşımın rüyamda da davranış ve hitap tarzını hiç değişmemiş olarak tadmamdandı.
Madem „Hastamısın sen?“ lafını ettim biraz da „ hasta, doktor, hastahane üçgeni içinde ilginç ve hatta komik gerçeklerden dem çalayım. Bir doktor bayan arkadaşım da var. Ama bu rüyamdaki  „O“ bayan değil, bir  başka arkadaşım. İşte onun anlattığı, ama onun bir doktor arkadaşının bir anısı: Çalıştığım yöredeki halk ebelere çok alışık oldukları için bize sürekli ebe hanım derdi, hatta arkadaşlarımızdan biri sinirlenip ''sizin gözünüzde bir türlü doktor olamadık valla'' diye bir amcayı azarlamaya çalıştığı zaman ''üzülme kızım, bir gün doktor da olursun inşallah'' diye merhamet dolu bir cevap almıştı.
Bu da başka bir hikaye: Rize'de mecburi hizmet yapan bir dahiliyecinin başına gelmiş.Bir gün servise gittiğinde hasta tuvaletlerinin önünde kavga olduğunu fark ederek olaya müdahale etmek istemiş.  Erkekler tuvaletinde ak sakallı dedeler elinde bir ördek (yatan erkek hastaların idrarlarını yaptıkları plastik kap) olan bir nineye bağırıp çağırıyorlar, nine de geri kalmıyor, kavga kıyamet gırla gidiyor. Doktor bölgeye yabancı olduğundan olayı anlayana kadar epey ter döküyor. Dedeler o nineyi erkekler tuvaletine girerken yakalamışlar, dışarı çıkarmak istiyorlar, nine de illa içeri girmek istiyormuş. Doktor zorla nineyi dışarı alıyor, binbir zorlukla sakinleştirdikten sonra yandaki kadın tuvaletine doğru yönlendiriyor, ancak nine erkek tuvaletine girmekte ısrar ediyor ve „ Neee yaniii, kırk yıllık erumun sidiğini karı helasına mı tökeyimmm??“ diye bas bas, deliler gibi bağırıyor.
Madem rüyam ile ilgili bir konu yazdım, aşağıda Nehir Kıyıcı'nın çok beğendiğim Rüya 90' lar şarkısının sözlerinin bir bölümü ile bitireyim:
Son kez ağladım
Sana değil geçen zamana
Hiç mi korkmadın
Yaşattığını bi' gün yaşamaktan

Rüya içinde rüya
Benim sana kapılmışlığım ah
Acı içinde uyandım uykumdan
Sebep olan gururuna
Sarıl da yat ve çıkma karşıma
Deliye dönsem sana dönmem bi' daha.
Ama sadece şarkıyı ve sözlerini beğenmekle kalmadığımı da belirteyim burada. Siz bu şarkın sözlerindeki gibi „rüya içinde rüya“ gördünüz mü hiç? Ben gördüm. Eğer uyandığınızda o gördüğünüz rüyayı hatırlamaya çalışırsanız çok zor ve kırışık oluyor değil mı?
Ben rüya görmeyi çok seviyorum. Uyuduğum saatleri de değerlendirip sanki ömrümü uzattığımı düşünüyorum. „Peki iyi, kötü, keyifli, keyifsiz, huzurlu, huzursuz, sevinçli, korkulu, her tip rüyayı mı?“ diye sorarsanız, cavabım „Evet“ olacak. Gerçek hayat da böyle değil mi zaten?
Sizlere gönlünüze hitap eden rüyalar, ama bu yazımı okurken uyumadığınızı da umarak esenlikler diliyorum.

Rumuz: Sensiz Olmaz, 11.02.2024


Okunma Sayısı: 457

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.