Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

MUSTAFA KEMAL’İN MUSSOLİNİ HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ… (-Makarnacı Bana Çizmelerimi Giydirmesin!) “Gerçek düşmanını yok etmek için algıladığın düşmanını kul

11 Mart 2024, Pazartesi 19:33

Mussolini 1926 yılından beri, Türkiye’nin başına ekşimiş görünüyordu. Hele 1926’da
tehlike öyle bir boyuta gelmişti ki, yedeklerimizin çoğu silah altına alınmaya başlanmıştı.
Savaş tamtamları mı çalınıyordu? Askerlerimiz Antalya’ya iletilmişti bile. Atatürk’ün o
zamanlar söylediği şu söz tarihteki yerini almıştır:
(Bu cümle tam olarak dendi mi, denmedi mi bilinmiyor. Ama ondan daha ağırını
dediğini biliyoruz. Okuyunca göreceksiniz…)
-Makarnacı, bana bir kez daha çizmelerimi giydirmesin!...
Bir zamanların Sosyalistti Mussolini, 1919 larda Mustafa Kemal hayranıydı.
Atatürk’ün kararlı tavırlarını görünce, Türkiye niyetine Habeşistan’a(Etiyopya)
saldırmıştı.
Bu arada Mussolini’nin Rodos’a asker yığması. Atatürk’ü çok öfkelendirmişti.
Bir akşam Paşa, seçili kişilerin çağrıldığı bir yemek verdi. Paşa gelmeden kimse sofraya
oturmamıştı. Gelince hep birlikte sofraya oturdular.
Yaverlerine şunu sordu:
-Tevfik Rüştü(Aras) nerede?
-Ankara Palas’ta Paşam, kimi elçilere yemek veriyor.
-Arkadaşlar, biz de oraya gitsek nasıl olur?
Kimse itiraz etmedi. Otomobillere doluşarak, Ankara Palas’a gittiler. Ancak, tam
salona girerken, bir gariplik oldu. Paşa birden arkadaşlarının kollarına düşerek, salona öyle
girdi. Oysa geldiği yerde bir gram alkol almamıştı. Görenler O’nu körkütük sarhoş sanıyordu.
O bu durumda gidip, Arnavutluk elçisi Asaf’ın yanına oturdu. Unutmadan yazalım; Arnavutluk
Kralı Zogo Cumhuriyeti kaldırıp, yeniden krallığa dönmüştü. Asaf’a takıldı:
-Asaf bey, gazetelerde bir takım resimler gördüm, haberler okudum. Arnavutluk’ta
operet mi oynanıyor? (Kendisi Zogo’ya operet kralı diyordu!)
Asaf, Paşa’ya hiçbir yanıt vermedi. Paşa devam etti:
-Cumhuriyet’ten ne zarar gördü ki, Arnavutluk’ta krallık ilan edildi? Hem çok
tehlikeli bir durum söz konusudur. Kralın izlediği politikalar başınızı ağrıtabilir. Hem de tümbölgeyi. İtalya’nın, Arnavutluk’u, Balkanlar’da bir basamak yapması olasılığı vardır.
Söylemiş olayım!
Bu sözler, en çok İtalyan elçisini sarsmıştı. Paşa’yı protesto etmek istemişse de, Paşa
fırsat vermeden, devamla:
-Öğrendiğime göre Roma’da öğrencileriniz, elçiliğimiz önünde gösteri yapmışlar.
Antalya’yı istemişler. Antalya sigara paketi midir ki, elçi cebinden çıkarıp atsın!? Antalya
buradadır. Buyurun alın!...
İtalyan elçisi sinirli:
-Ekselans, bu bir savaş ilanı mıdır?
-Hayır. Ben burada bir birey olarak konuşuyorum. Türkiye’de savaş ilanı ancak
TBMM’nin yetkisi içindedir. Yine de fikrimi söyleyeyim; unutmayınız ki, Bu Meclis, Türk
ulusunun duygularına tercüman olmakta gecikmez.
Bu arada başında bir fesle oturan Mısır elçisinin şakır şakır terlediği görüldü. Paşa,
elçinin çok bunaldığını görünce, oradaki hizmetkarlara:
-Elçi Hazretlerinin fesini alınız. Başlıktan rahatsız olduğu anlaşılıyor!
Uşaklardan biri denileni yaptı.
Elçi, aşağılandığı düşüncesiyle sofradan kalkmak isteyince, yanındaki İngiliz elçisi.
Kolundan tutarak, kalkmasını engelledi. Paşa durumu görmüştü…İngiliz elçisine dönerek:
İKİ AYYAŞ NEREDEN ALINMIŞ SANIYORSUNUZ?
-İngiliz Avam Kamarası’nda bir konuşmacı, Türkiye’yi birkaç sarhoş yönetiyor,
demiş. İzin verin bunu düzelteyim. Eğer beni kastederek çoğul kullanmışsa çok yanlış. Çok
yanlış var da, şunu belirteyim ben bir kişiyim…
Bunları söyleyen Atatürk gülüyordu. Tabii bu arada çağrılan İnönü gelmek üzereydi.
Bunu duyan Atatürk:
-Hükümet geliyor, haydi biz gidelim!
Ankara Palas’tan ayrılırken de sarhoş numarası yapan Atatürk, Çankaya’ya
vardıklarında, çok dinçti. Sarhoşluktan bir eser yoktu. O’nu şaşkınlıkla izleyenlere:
-Artık İtalya ile savaş tehlikesi yoktur. Mussolini, Habeşistan’a saldıracaktır…(ki
dediği oldu)
Atatürk, Ankara Türkocağı’nda Mussolini konusunu ve yobazları şöyle anlatıyordu:-Ocakların başlıca uğraş konularından biri ve başta geleni. Devrimimizdir. Eğitim ya
ulusal olur, ya da dinsel olur. Biz din eğitimini aileye, ulusal eğitimi de devlete bıraktık.
Ancak bir şeyin altını çok kalın çizmeliyiz; bize saldıracak düşmanlar, dini ele alarak fitne
çıkaracaklardır. Biliyor musunuz ki, Mussolini, diyelim ki ülkemize saldırdı. Peki buraya
nasıl, kimlerle gelecektir? Önünde dervişler, hacılar, hocalarla gelecektir. Din adamlarını
elinde silah olarak kullanacaktır…
Mussolini hala sağda solda Atatürk hakkında atıp tutarmış.
Yabancı bir diplomatla yaptığı söyleşide, diplomat şöyle sormuş;
-Atatürk hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Gece gündüz içer, başka bir şey bilmez.
Günün birinde bu diplomat, Atatürk’le Çankaya’da karşılaştı. Bu kez Paşa’ya Mussolini
hakkında izlenimlerini sordu
Atatürk şu yanıtı verdi:
-Mussolini zeki adamdır. Yalnız sarhoşlardan çok korkuyor!…


Okunma Sayısı: 125

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.