ŞAHİN BEY(MEHMET SAİT)

1919 Aralık  ayının başında Mısır'daki Seydi Beşir Türk tutsakları İngilizlerce,  Mondros ateşkes bırakışması kapsamında serbest bırakıldı.
    Salınanlar arasında Mehmet Sait adında birisi de vardı. 
    Mehmet Sait, trenle İskenderiye,oradan İstanbul'a gitmek üzere bir İngiliz gemisine bindirildi. 
    13 Aralık 1919 günü gemi İstanbul'a demir attı.Teğmen Mehmet Sait'te İstanbul'a indi.
    Elindeki bavuluyla, doğru Harbiye Nezaretine gitti. 
    Harbiye Nazırı Mersinli Cemal paşa idi.
    Cemal Paşa, Kuvayı Milliyecileri tespit edip, belirli yerlerde görevlendiriyordu.
    Mehmit Sait'in Antepli olduğunu anlayınca O'nu da Birecik askerlik(Antep'e yakın diye)  şube başkanlığına atadı.
    Mehmet Sait, Mısır'da sürgün yaşarken, Mustafa Kemal adında birinin isyan ettiğini biliyordu. Ne yapıp edip, Mustafa Kemal'in yayına bir an önce varmak istiyordu.
    O Güney'e doğru gideceğine, Orta Anadolu'da trenden indi. Sivas'ta Mustafa Kemal'in yanına ulaştı. 
    Mustafa Kemal 1911 yılında Derne'deki karargahında takım kumandanlığı yapmış olan Mehmet Sait'i hemen tanıdı.
    Mehmet Sait'in gelip, Mustafa Kemal'den görev istemesi, Mustafa kemal'i çok mutlu etti. Eski tanıdıklarının Kuvayı Milliye'de görev alması O'nu çok mutlu ediyordu.
    Mehmet Sait'le  konuşmasında konu adlara geldi. Yüzbaşı Osman'ın adını(Tufan), Binbaşı Kemal'in(Doğan), Yüzbaşı Ratıp'ın(Sinan'a) nasıl çevirdiklerini anlattı.
    -Sen de memleketin olan Antep'i Fransızlardan kurtaracaksın. Senin adında bundan sonra ŞAHİN olsun… Doğan, Tufan, Sinan, şahin ve Kılıçlar…Güney  cephesini düşmandan temizlemekle görevlisiniz. Size başarı ve dostluk dileğinden başka bir şey veremiyoruz. Parayı, silahı, adamı kendiniz bulacaksınız. Haydi uğurlar olsun. Sağ kalırsak, gün gelir, bu günleri tatlı tatlı anarız…
    Ve Şahin Antep'e doğru yola çıktı.
    Uzun yolculuklar sonunda Antep'e, daha doğrusu baba-ana evine vardı. Onu küçük oğlu ile karısı Zeynep karşıladı. Tüm komşular göz aydınlığına geldiler.
    Sevilen bir aile olan Dellakoğulları'ndandı.
    , Yemen'de , Trablusgarp'ta, 1918 Arap bozgununda esir düşerek Mısır'da uzun süre tutsak kalmıştı. 
    15 Ocak 1918 de İngilizler Antep'i işgal etmişti.
    İngilizlerin, daha önce Maraş'ta olduğu gibi, Antep'ten de çekilmesi üzerine burayı da Fransızlar işgal etmişti.
    30 Kasım 1919'da Fransızlar, Antep'i tamamen ele geçirdiler.
    Fransız işgal güçleri hızlı bir şekilde Antep'e doğru ilerliyordu. Kuvayı Milliyeci şahin bey:
    -Düşman ancak benim ölümün üzerinden geçerek, Antep'e girebilecektir…
    Düşman gelmiş, Antep'e dayanmıştı. Top mermileriyle Şahin bey ve arkadaşlarına göz açtırmıyordu. Şahin Bey'in yanındakiler:
    -Düşman çok kalabalık, boşuna öleceğiz, buradan çekilelim…
    Şahin bey:
    -Düşman buradan geçerse, ben Antep'e ne yüzle dönerim. Düşman Arabaları ancak benim cesedimi çiğneyerek Antep'e girebilirler.
    Çatışmalar sonucu, Şahin Bey'in 18 adamı oracıkta şehit olmuştu. Daha da kötüsü milisler yerlerini bırakıp kaçmışlardı. Onları durduramamıştı.
    Biraz sonra, yanındaki birkaç kişide onu bırakarak çekildiler.
    Şahin bey, son şarjörünü de yatağına sürerek, Elmalı Köprüsü'nün taşları arasından  ateş etmeye başladı. Bir zaman sonra tüm mermisi bitti. Artık cephanesizdi.  Tüfeğini Elmalı Köprüsü'nün taşlarına vurarak kırdı ve şöyle haykırdı:
    -Tanrım, vatanım sen kurtarAlçak düşman gel, gel de süngüle!...
    Fransız askerleri onu sol kulağının arkasından ve karnından süngüleyerek öldürdüler.
    Tıpkı Hasan Tahsin Osman Nevres gibi, halka vatan için nasıl ölünebileceğini göstermek istiyordu Şahin bey…
    Yarbay Andrea, Şahin bey'den sonra diğer milisleri de ezerek geçti.
    Fransız işgalcilerini Antep'te bulanan işgalcilerden yana olan Ermeniler büyük bir coşku ve sevinçle karşıladılar.
    Birçok hikayede Ermenilerin işgalcilerle işbirliğinden söz ediyorum. Ancak bunu tüm Ermeniler olarak almayın. Çünkü tıpkı Ermeniler gibi işgalcilerle işbirliği yapan Türklerin olduğu gibi …
    İşgalcilerle işbirliği yapan kimi Ermenilerin taşkınlıkları , Anteplileri daha da biledi. Birleştirdi.
    

Okunma Sayısı: 233