SİYAH BEYAZ - BİR LOKMA DAHA YİTİRDİK
01 Ocak 1970, Perşembe 03:00 Son on beş yıldır; kan emicilere, halkın geleceğini bir pula satan, “zihniyetin” yaratığı şiddetli deprem sonucu oluşan “darboğazı” halkımız daha aşmadan, aynı zihniyet, sürekli yeni yeni artçı depremleri yaşatmaktadır. Kötü geçen bu sezonun ortasında, kördüğüm haline gelmiş sorunlardan çıkış yolunu bulmaya çalışırken. Günü kurtarma çarelerini ararken, yeni bir “hiper market soylu” bir bakkalın açılışı yapıldı. Kapitalin genel alışkanlığı olan, reklâmlı, renkli, şaşalı, gösterileri ve teşhirleri abartılı olunca, doğal olarak haklı rekabet şartlarını gölgelemektedir. Bütün halk bilinçsizce, tehlikeyi görmeden, geleceğinin risklerini düşünmeden, merakını gidermek için orada idi.
Bir bakıma Kapitalizmin acımasız sömürüsüne karşı halkı bilinçlendirecek önlemleri geliştirmek gerekmektedir. Akılla ilk gelen önlemler paketinde, halkı yerli esnaftan alışveriş yapmaya teşvik etmek. Yerli esnafın yaşamasını sağlayacak ilgiyi, bilgiyi, desteği, sürekli ve canlı tutmaktır. Bu ortamın yaratıcısı suçlu zihniyetin, kendilerinin “haklılığını” ispata yönelik yaptıkları kirli algı yaratma oyunlarını “yerli esnaf tarafından” çürütülmelidir. En çok yaratıkları kötü algı, “efendim esnaf fahiş satıyor, esnaf hizmet etmeyi bilmiyor, gibi asılsız söylemleri yaygın bir biçimde anlatırlar.
Bu politikaları geliştirecek, kişiler, guruplar, kurumlar, kimlerden oluşmalı? Mevcut seçimle gelmiş yerel yönetim mensupları, bu hastalığın yaratıcısı olarak onlardan tedaviyi beklemek abesle iştigaldir. İlçenin gündemini, takip eden, değerlendiren, yorum getiren, bir kurmay heyeti de yok. Halk arasında bir, dayanışma, ortak akıl, ortak duyarlılık refleksleri gelişmemiş durumda. Esnaf odaları ve birlikleri geçmişte gelen, duyarsız, sorumsuz, ilkesiz, duruşlarıyla bir biçimde yerel yönetime karşı suskun, destekçi, birer suç ortakları gibidirler.
Gittikçe yürütülmesi imkânsız hale gelen, taşınması zor olan, her geçen gün biraz daha kan kayıp eden ilçe ekonomisi artık S.O.S. veriyor. Kendi kaynaklarımızı devreye almanın zamanı gelmiş, geçiyor bile. Yerel Belediyenin artık bu acı sonu ötelemeye hem hakkı yok, hem de sürdürülebilirliği. Sosyal devlet olmanın gereği olarak ortaya çıkan hastalığı kontrol altına almanın ciddiyetini iyi kavramalı. Yerel halkla sık sık bir araya gelip, içine düşülen duruma açıklık getirilmeli. Çıkış yolları, çözüm alternatifleri, konuşulmalı gerekirse, kısa, orta, uzun vadeli plânlar geliştirilmelidir.
İlçemizi satılık, sahipsiz ve bir o kadar da verimli bulan bu hipermarketler savaşında her zaman kayıpta olan, tüketici halk kesimi ve yerli çalışan emekçi esnaflarımızdır. Birileri kendi kişisel çıkarı uğruna yolsuzluk yapıp, henüz ekonomik şahsiyetini kazanamamış, henüz reşit hale gelmemiş, olan ilçe ekonomisinin üstüne bu canavarı salıvermiş. Bu canavarla başa çıkamayacağını anlayan yerli esnaf ya batıyor veya canını kurtarmak için kapatıyor. Bu gidişatın hem ahlâkî hem de realiteye uygunluğu bulunmamaktadır.
Hiç değilse bu iş yerlerine çalışma izinin veren yerel yönetimin daha hassas davranıp, onların çalışma düzeninde haklı rekabet şartlarını oluşturacak bir düzenlemeyi, küçük esnafın korunacak tedbirleri geliştirmesi vicdanî bir sorumluluktur.
Okunma Sayısı: 572
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.