LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
02 Temmuz, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    39.87
  • EURO
    47.09
  • ALTIN
    4267.9
  • BIST
    9.949
  • BTC
    106981.92$

SİYAH BEYAZ - YAŞAM HAKKI’NIN KORUNMASI KUTSAL'DIR

01 Ocak 1970, Perşembe 03:00

                                
                       YAŞAM HAKKI’NIN KORUNMASI KUTSAL'DIR

Son haftalarda arka arkaya yaşadığımız iki acı olaydan, ilçe halkının derin üzüntü içinde acıyı paylaşarak, “kederde, sevinçte, tasada, birlikteyiz” mesajını açık açık anlatılmıştır. İki gencimizin hazin bir biçimde boğularak can vermesi, üstelik iki sporla ilgilenen gencin boğulması realiteye göre, mantığa göre, kabullenilir değildir.

Her ne kadar, halk arasında yaygın söylenen “ateş düştüğü yeri yakar” sözünün gerçek karşılığı, acıları meydana getiren olaylar ve kazaların etkisi sadece ilgili ailelerin veya grupları etkisinde kalır, denilse de. İnsani hassasiyetlerden dolayı yakın komşunun, tanıdık birilerinin, acısını paylaşmamak olası değildir. Geçmişte de böylesine münferit şansız olaylar yaşanmış, acılar duyulmuş, ancak “her ne hikmetse” olaylara, sebep ve çare üzerinde herhangi bir politika üretilmemiştir.

Yakın birilerinin veya tanıdık birilerinin acısını paylaşmak, elbette insanlığın, faziletinden, erdemliliğinden, vicdani sorumluluğundan, kaynaklanan önemli bir sorumluluktur. Bu sorumluluğa eşdeğer bir resmi ve insani yükümlülüğü de vardır. Resmi yükümlülük içindeki sorumluların, “sorumlulukları” gereği sıradan bir insana kıyasla, mesuliyeti iki kat daha artmaktadır.

İki kat artan bu mesuliyetin; hassasiyetleri hem insani, hem de görev sorumluluğu çerçevesinden, kaynaklanan acıları yaratan olumsuzlukların, sebep sonuç ilişkisini araştırarak, meydana gelmiş olayların “acılarını paylaşmanın” ötesinden, yeni acıların yaşanmaması ve meydana gelmemesi için gerekli tedbirin ve önlemlerin alınmasını sağlayan çalışmaların da önemsenerek yapılması gerekmektedir.

Doğrusu olayların hemen ardında bu olumsuzluklara dikkat çekmek için yazmayı düşündüm. Ancak az ihtimal de olsa, acaba yerel idare duyarlılık gösterip, olayların gelişmesinin, sebeplerini, tedbirlerini, çözümlerini, araştıracak bir çalışma yapar da, toplumu aydınlatırsa, bizde gelişmelere göre yorum ve önerimizi yazarız diye bu güne kadar bekledim. Ama görünür gerçek yerel yönetimin bu konuda harcayacağı bir enerjisi kalmamış gibi.

Kendi dar ölçeklerimle dalgıçlardan ve zıpkın dalış avcılığı yapanlardan edindiğim bilgilere göre, daha çok lagos ve orfoz balıklarının avlama cazibesine kapılan avcıların, farkına varmadan, heyecanın esaretiyle, onları takip ederek, ne kadar zamanla, ne kadar derinlikte, avlarının takip ölçüsünü kaçırarak, bu acı olaylar yaşanmasına sebebiyet vermektedirler denilmekte.

Daha geniş ciddi bir araştırma sonucu elde edilecek verilerle, elde edilecek bilgilerle bu tip acıların yaşanmaması için, olayların sebep olduğu ihmalleri, eksikliklerin, bilgisizliklerin, çözüm ve çarelerini üreterek, bu tehlikelerin muhataplarına uygun bilgileri, uygun iletişim araçlarıyla, uygun vasıtalarla, aktarmak, riskleri kısmen de olsa azaltmaz mı? En azından Balıkçı barınağında, limanda, koylarda, bu riskleri anlatan, ikaz işaret ve tabelaları koymak önleyici bir tedbir olmaz mı?

Yaşam hakkının kutsallığını dikkate almayan duyarsız, böylesine sorumsuz yönetimlere, yayımcılığın omuzlarıma yüklediği amme hizmetinin gereği olarak, şunu hatırlatmalıyım. Beyler halkın alın teriyle, el emeğiyle, göz nuruyla, ödedikleri vergilerden aldığınız aylıklarınızı, çocuklarınıza yedirirken, hak edilmişliğin huzurunu yaşamak için, ne olu; halkın beklentilerini, ihtiyaçlarını, yaşam güvencesinin, gerekli olduğu ölçekte, emek, çaba, hassasiyet, duyarlılık, gösterme heyecanı içinde olun.


Okunma Sayısı: 1611

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.