Muğla
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

VEBA YILI GÜNLÜĞÜ (2) YALANLAR…YALANLAR….YALANLAR…

30 Aralık 2021, Perşembe 18:35
ÇARESİZLİK HURAFE YARATIYORDU!
"..Adliye binaları kapatılmıştı, ne şehirlerde avukat kalmıştı, ne de bakacak mahkeme. Herkes barış ilan ettiğinden avukatlık iş kalmamıştı…"
"..Muhalifler o zamandan beri tek bir çatı altında birleşemiyorlardı. Birleşecek olsalar bile, hükümet buna izin vermiyor, onları baskı altında tutmaya çalışıyor, toplantılarını iptal ediyordu. Oysa bu veba salgını onları hiç olmazsa bir süre için bir araya getirdi…."
"Yazgılarını öğrensinler, amiyane tabiriyle, alın yazıları okunsun, yıldız haritaları çıkarılsın vs. diye falcılara, hilekarlara ve astrologlara koşmaya başladılar….Yeni bir ticaret alanı meydana geldi. Burada bir falcı oturuyor, Burada bir Astrolog oturuyor. Yıldız haritanız çıkarılır..gibi tabela simgeler konulmaya başlandı"
Bugün bu soytarılıkları görmüyoruz. Salgının başında, "Dut pekmezi", "Kelle, paça tavsiyesi" gibi şeyleri de gördük. Ama aşı her şeyi bitirdi. Hatta aşı karşıtı şarlatanları bile bitirdi. Bilim her zaman galip gelir…
"Vebadan koruyan KESİN ÇARE haplar,","Enfeksiyona karşı GARANTİLİ haplar","Kirli havaya karşı KRALLARA mahsus şuruplar","Hastalığı kaptığınızda kendiniz için yapmanız gerekenlere dair KESİN talimatlar. "Vebaya karşı  daha önce keşfedilmemiş EŞSSİZ ŞURUP"," Vebaya EVRENSEL bir çare"," Vebayı tedavi eden TEK GERÇEK su", "Her tür enfeksiyona karşı KRALİYET İLACI " Ve bir kitabı dolduracak kadar, aklıma gelmeyen daha neler neler….."
..Artık salgın patlak verdiğinde SULH HAKİMLERİ halkın durumunu nihayet ciddi olarak ele almaya başladılar…
Bu bölümün, Yani yukarıdaki cümlenin altını özellikle çizmek istiyorum. Adalet, 1665 yılında bile İngiltere'de ne değin önemliymiş, göreceksiniz. Çünkü ileriki sayfalarda da her şeye müdahale eden yine Sulh hukuk hakimleri olacaktır…
"Hekimler beceriler, sağduyuları ve tedavileriyle birçok kişiye yardım ettiler, onları yaşama döndürüp, sağlıklarına kavuşturdular…."
"Sulh hakimlerinin salgın daha ilk patlak verdiğinde bile halk sağlığını korumak. Önlemler almak konusunda yaptıkları anlatılacak gibi değil…"Bu karalardan en önemlileri, evlerin kapatılmasıydı…Halk buna uydu…Çünkü mahkeme karar veriyordu…."
"Hakimlerin kararıyla şöyle önlemler alınabiliyordu" –Bütün mezarlar en az altı ayak derinliğinde olacaktır, -Salgın süresince başka cenazeler için de toplu merasim yapmaktan kaçınılmalıdır. –Hiç kimse hastalık bulaşmış evden ayrılamaz. –Hastalık bulaşmış her ev işaretlenecektir. 
"…En büyük isyan, evlerin kapatılması üzerine başladı…Kapatılan evleri bekçiler gözlüyordu. Birçok kişi içeri kapatıldıktan sonra plan yapıp evlerinden kaçtı, bazıları da bekçiye geceleri ortadan kaybolması için para verdi…."
KORKU-PANİK-ÇARESİZLİK…
"…Ev kapatma dönemi boyunca bekçiler şiddet gördü. Askerlere gelince, hiçbiri ortalarda görünmüyordu…"
"..Kentte 10.000 den fazla ev boşaltılmıştı. Kentten kaçanların sayısı 200 binden fazlaydı…
"Hastalık, genellikle evdekilere yiyecek ve ilaç sağlamak için, fırın, meyhane, dükkan vb.gibi yerlere yollamak zorunda kalınan, bunun için sokak sokak dolaşan hizmetliler tarafından bulaştırılıyordu. "
"..Hastalığın yalnızca havadan geldiği şeklindeki açıklamaları da yayılıyordu. Böyle düşünenlere göre havayla taşınarak solukla, hatta gözeneklerden vücuda giren muazzam sayıda görünmez yaratık ve böcek,ürettikleri zehri insanlara bulaştırıyordu…"
",,İnsanlar panik ve korku içerisindeydi. Örneğin, biri kasaptan et aldığında, bunu kasaptan değil de, doğrudan çengelden alıyordu. Dokundurmuyordu kasabı..Kasap ta parayı müşteriden almıyor, bu amaçla bulundurduğu sirke dolu bir kaba koymasını söylüyordu. Müşteriler, para üstü almamak için, bozuk parayı hazır getiriyorlardı. Herkesin elinde parfüm ve kolonya şişesi vardı…"
"…Her gün sayısız iç karartıcı hikaye duyuyorduk. Bazen pazarda bir kadın veya bir erkek birdenbire düşüp, ölüyordu. "
"Sokaklarda ölülere rastlamak artık olağan bir hal almıştı. Ölülere rastlamadan geçmek imkansızdı. Sokaklarda veya çevre arazilerde bulunan ölüler öyle çoktu ki haftalık listeye bile bulunanlar diye yazılmıyor, sadece büyük salgının genel toplamında yer alıyorlardı. "
"..Umutsuzlukla kendini asan insanlar, delirenler vardı. İnsanlar hastalığın verdiği öfke veya yaralarının sebep olduğu gerçekten de dayanılmaz acıyla kontrollerini kaybedip çılgınca işler yapıyor, çoğu kez elleriyle duvarları parçalıyor, pencerelerden atlıyor, kendilerini vuruyorlardı…"
Burada çok alçakça ve vahşice; bir alıntı yapacağım;yazayım mı yazmayayım mı kuşkusuyla düşünüp, sizinle paylaşmak istedim:
"…Bazı bekçiler, evde bir kişi kalınca , orada daha fazla kalmamak için, girip onları öldürüyorlarmış. Böyle suçlardan iki üç bekçi idam edildiğini duydum…"
"Böyle korkunç bir dönemde bile pek çok soygun ve ahlaksızlığın yapıldığını inkar edecek değilim"(Dikkatinizi çekerim, tüm bunlar , şimdi dünyanın en uygar ülkelerind

Okunma Sayısı: 3712

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.