YARARI OLMAK

Datçamızda  ismini  duyduğumuz/duyduğunuz  ,sivil  toplum   STK   kuruluşlarının   sayısını ben  bilmiyorum.Her Gün  bir  yenisinin kurulduğunu  duymak,benim    için süpriz    değil.

Bu  kervana   kamununda   katılması   sürpriz  değil. Benim adım olsunda   bu  yeter  .Bunun  tipik    örneği  ,çevre /musiki   alanında  herkes /hepimiz   yeni   dünya  keşfediyoruz   sanki.Ben    farklıyım/benimki hepsinden daha    iyi  faydalı olacak ,artık   Datçayı   uçuracağız  furyasından  bir  kurtulabilsek.Herkes/hepsi  hep  hizmet    içindir. Siyasi  partilerde   öyle   değilmi.   Hele  bazıları , usulen olanlara    ne  demeli. ?  Bunun   en  tipik    örneğini  :Kent  Konseyinde   görüyorum.Yaptırım  gücünün   bulunmaması ,ayrı   bir   yara.Diğer  bir  husus   ise, gücü   elinde   bulunanlar,bunu  paylaşmak    gibi,bir  davranışta   bulunmak    istemezler.

Farkındalık  yaratmak    gibi   etkinlikler    ise;  bir  hedefin  amaçlı olmaması   halinde  hiçbir şeye  yaramıyor. Bir  moda   gibi kısa  bir  süre   sonra   unutulup   gidiyor.
Bahar   aylarında   gerçekleştirilen   ,iki   deniz   sularının  birleşimini   sembolize   edildiği   etkinlikten  tutunda,kaybetmekte   olduğumuz Badem   ürününün  bir   çiçeği  indirgenmesinin   neye     faydası    var   acaba.?

Yapılan/amaçlanan   etkinliğin   orada   yaşayanlar   ve  doğa  tarafından  kabul    görmesi ,sürdürülebilir olması   ŞART.  Örneğin   ;Badem  ürününün  geliştirilmesi  için, bir   araştırma    geliştirme   Enstitüsü  kurabilecek miyiz.?

Doğa   yürüyüşleri    ise,yarattığımız    çevre  kirliliğini   ,yok   etmekte   olduğumuz  orman  dokusunu    izleyip  ,AH/VAH   çekmekle  sonuçlanmamalı. Yürüyüşümüzde    güzergah üzerine  bir  fidanı  dikebildikmi,?Sahi   PALAMUT   ADASI NIN   çıplaklığı   kimin  hoşuna   gidiyor   acaba.,?

Yüz  yıllık   ÇEŞMEKÖY  ilkokulunun restore   edilmesi   iyide, devamında  Hızırşah   Kültür   Evi  (Kilise)   gibi,tekrar  kaderine   terk   edilmez   inşallah.İskele  mahallemizdeki   eski    Hükümet  konağı  kaçıncı  kez   restore    edildi.sonuç   ortada.  Bir  mekanın    içinde    yaşanmıyorsa   olmuyor.  KORUYARAK  KULLANMAK   ,hayatın    içine  koymak    ana   hedefimiz   olmalı.

Kargıda   bulunan  küçük   ŞAPEL    ile,İskele  mahallemizdeki   SARNIÇ  da restore     edilmesi   halinde,İlçemizin    sosyal   yaşamının    içinde   olmaya   hazır.
Karaköy  Cami  yanı  mevkiinde   bulunan , 1711  yıllarında   inşa  edilmiş   olan   Camimiz    ise,  ilgimizi    bekleyen  yapılarımızdan  biri.

Attığımız  taş,  ürküttüğümüz  kurbağaya   değmeli.

Sağlıcakla,,,
yk

Okunma Sayısı: 312