ALLAH'I SEVME VE SEVİLME OLGUSU
14 Temmuz 2025, Pazartesi 17:29Can Dostlar !
Allah' a kulluk, ancak O'nu sevmek, O' nu tanımak, O'nu saymak emir ve yasaklarına boyun eğmekle olur. O'na yakarmayan,O'ndan istemeyen adeta "Ben kendi kendime yetiyorum,Sana ihtiyacım yok" der gibidir.Bu da büyük bir gaflet ve kibir göstergesidir. Unutmamak gerekir ki bu tavrı sergileyen şeytan olmuş ve ilahi huzurdan kovulmuştur. Şu bir gerçektir ki; Yaratıcı bütün mahlukatı sevgi ile yaratmıştır.Zira Allah sevginin kaynağıdır.Ayrıca O hiç bir şeye muhtaç değilken, herşey O'na muhtaçtır.Çünkü O Samed'dir Bu sevgiyi ,bütün yaratılmışların özünde görürüz.Ağaçta,dağda, taşta,suda kayada, hayvanlar aleminde.......Eğer böyle olmasaydı o yüce elçi, Uhud dağına her çıkışında şükür namazı kılar ve" Uhud bizi sever,biz de Uhud'u severiz " dermiydi ?.Eğer böyle olmasaydı, üzerinde insanlara konuşma yaptığı, hutbe okuduğu o ağaç kütüğü , sevgisinden dolayı ağlarcasına çatırdarmıydı ?.Eğer böyle olmasaydı,yakıp kavuran o ateş Hz.İbrahim için serin olurmuy du?.Eğer böyle olmasaydı, Japon su bilgininin fotoğraflarını çektiği su moleküllerinin, sevgi, güzellik, Allah sözcükleri karşısında nasıl tesbih taneleri gibi saf halinde dizilmeleri söz konusu olurmuy du ?. Burada sevgi konusunda bir hususa daha temas etmeden gecmeyelim. O da şu: Allah kelimesinin sekiz kombinazonu da sözlük manada sevgi manasına geliyor. (Elehe, Velehe, Vehele, Yelehe, Yehele, Heyele ,Leheye, Heleve). Değerli Dostlar ! Eğer böyle olmasaydı, Allah ilahi mesajında " Sizin en büyük Rabbiniz benim " diyecek kadar gemi azıya alan Firavun için Musa' ya ,"Firavun' a gidin , çünkü o iyiden iyiye azdı.Ona yumuşak söz söyleyin, belki aklını başına alır veya korkar.(Taha:43-44 ) dermiy di ?.Görüldüğü gibi Allah, en asi kulunun bile tüyüne zarar gelmesini istemiyor, onun Cehennem ateşinde yanmasına gönlü razı olmuyor.Allah'ın kulunu bu kadar sevmesine karşın, mü'minin de Allah tarafından sevilmesini istemesi, onun en içten arzusu olmalıdır. Çünkü seven ,sevdiğinden asla vazgeçemez .Hele bir de seven Allah olursa. Aziz Dostlar ! Uzunca sayılabilecek bu girişten sonra, aşağıdaki satırlarda, muhabbetin oluşmasından, gelişmesinden ve onun getireceği mutluluğun sonuçlarından söz edeceğiz. Bu konuda bize Al' i İmran sûresinin 31.ayeti ışık tutacaktır. İlgili âyet meali aynen şöyle :-(Resulüm) "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah'ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir" Hiç şüphesiz sevmek için O'nu bilmek, bilmek için de tanımak gerektir.Zira tanımak yakın olmayı gerektirir. Bunun formülünü de yine ilahi mesajdan öğreniyoruz. "Secde et ve O'na yaklaş" (Alak: 19).Ayrıca o yüce elçi de bize,kulun fazladan yapılan ibadetlerle (nafile ibadetler) Allah' a yaklaşacağını vurguluyor. Değerli Dostlar ! Geçmişte sevginin doruk noktasını, Mevlana-Şems i Tebriz i, Yunus-Taptuk Emre, Akşemseddin-Hacı Bayram Veli de görüyoruz. Kişinin Allah' ı bilmesi , tanıması, sevmesi için uzağa gitmeye gerek yok, kendine bakması yeterli.Hak dostu koca Yunus ne diyordu bu konu da : İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen,bu nice okumaktır. İnsan,Kâinatın kendisinde gizlendiği bir özet,âdeta küçük bir kainattır. O,meleklerin secde ettiği,kendisine yaratıcısı tarafından ruh üflenen,nefsine ve şeytana uymadığı sürece yücelen, yüceldikçe sevgi ve Allah rızasına ulaşan üstün bir varlıktır.Tekrar konumuza dönersek ,ayette belirtildigi gibi Ona uyma ve itaat etme Allah sevgisinin kazanılmasınının şartı olarak gösterilmiştir.O, alemlere rahmettir (Enbiya:107).Üstün bir ahlak sahibidir (Kalem:4) Müminlere karşı son derece şefkatli ve merhametlidir.Tevbe:128) Bu gün o son elçi hayatta yok.Ama onun sözleri ve yasam biçimi daha dün gibi tazeliğini korumakta ve inananlara ışık tutmaktadır. O yüce elçiyi en güzel okuyan ve tahlil edenlerden biri de Aziz Önder Atatürk'tür. Bakınız ne diyor o seçkin elçi için : " Hz.Muhammed Allah' ın birinci ve en büyük kulu. Bütün dünya müslümanları Allah'ın son peygamberinin gösterdiği yolu izlemeli ve verdiği talimatları tam olarak takip etmelidir.Tüm müslümanlar Hz.Muhammedi örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli, İslamiyetin hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli.Zira bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilir(Atatürk-Nedim Senbai. A.Ü.Dil Tarih Coğ.yay.s:102- 1979 ) Yukarıdaki cümleleri Atatürk' ü din düşmanı olarak görenlere ithaf ediyoruz. Yine ne acı bir gerçektir ki maalesef,Atatürk çü olduğunu iddia edenler bile onu yeterince tanıyamamakta Atatürkün parmağı ile işaret ettiği -Alemlere rahmet olarak gönderilen ve izinden gidilmesi istenilen o seçkin elçiye bakmak yerine aziz Ata'nın parmağına bakmaktadırlar.Son Duamız şöyle olsun".Rabbimiz sev bizi, sevdir bizi,Seni sevenlerle ve Seni sevdirenlerle beraber eyle! Biliyoruz ki sen bizi seviyorsun.Yine biliyoruz ki Sen bizlere kendi şah damarımızdan daha yakınsın.Bizi de Sana yakın eyle !" Hoşkalın,esen kalın aziz dostlar !
Okunma Sayısı: 226
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.