LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
15 Eylül, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    41.37
  • EURO
    48.61
  • ALTIN
    4847.2
  • BIST
    10.372
  • BTC
    116501.84$

ÇOK İNSANIN BİR PUTU VARDIR

15 Eylül 2025, Pazartesi 11:05

Aziz Dostlar !

  Konuya, daha iyi anlaşılabilmesi için bir ayet  meali ile başlayalım.

" Nefsani arzulara, özellikle kadınlara,oğullara,yığın yığın biriktirilmiş

  altın ve gümüşe,salma atlara,sağmal hayvanlara  ve ekinlere  karşı

  düşkünlük insanlara çekici kılındı." (Al' i İmran : 14)

   Ayette de  ifade  edildiği gibi  bu sayılan şeylerden  uzak  kalmak,

  onlara  ilgi duymamak  mümkün değildir. Zira  Yüce Yaratıcı, onları

  insanlara cazip kılmıştır.Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir

  incelik var. Bu alemde insan fani olduğu gibi, ayette sayılan şeyler

  de  fanidir. Dolayısıyla  fani olan bir şeye hiç kopmayacakmış gibi

  yapışmak, o nesneyi o kişide put haline  dönüştürür. Kişi,sevgi ve 

  tutku ile  bağlandığı o şeye, zihnini, tasavvurunu, gönlünü,hatta ve

  hatta gözünü ve kulağını yoğunlaştırır, daha da  ileri giderek  sevgi

  tutku ile bağlandığı o nesne,kişinin rüya alemini de işgal etmiş ise 

  o kişinin ahiret hayatı tehlikeye girmiş demektir.

      Sevgili Dostlar ! İnsanların İslamla şereflendiği dönemde de put-

 perestler Allah'a inanıyorlar,ancak tapındıkları o putların kendilerini

 Allah'a yaklaştıracağını, (Zümer : 3) kendileri ile Allah arasında birer

 vasıta  olduklarını iddia ediyorlardı. Kur'an' dan edindiğimiz bilgilere

 göre,müşriklere; yerleri ve gökleri kim yarattı diye sorulduğu zaman

 şüphesiz Allah yarattı diyorlardı da, buna rağmen önceki atalarından

 gördükleri ve aşırı tutku ile  bağlandıkları putlarından bir türlü vazge-

 çemiyorlardı .Günümüz  Müslümanlarında, müşrikler deki gibi kendi

 elleriyle yaptıkları putlara tapınmak söz konusu olmasa da Kur'an'ın

 ifadesiyle,  NEFS Ü  HEVA  denilen ve adeta ilahlaştırılan tutkulara

 rastlamamak mümkün değildir.

        Kıymetli Dostlar !  Bu tutkular, bu putlar nelerdir ? Ve de nasıl

 oluşurlar ? Müminin günlük hayatında Alemlerin yaratıcısı olan Yüce

 Allah  ile  beraberlikleri vardır. Bunlar ; Beş  vakit  namazlar,  Kur'an 

 okuma, tespih ve duaları , tefekkürü ve   zikri, Allah'ın hoşnutluğunu

 kazanan işler, v.s.vs. Eğer bu beraberliklerin toplam zamanı, kişinin

 dünyada ve ahirette kendisine fayda sağlamayacak şeylerle meşgul

 olmaktan az ise o şeyler onun için put konumundadır. Örneğin ;

   Her gün kahvehane köşelerinde  saatlerce  oyun  kağıtları  ile vakit

 kaybedenler, yine saatlerce televizyon karşısında peş peşe  filimler, 

 diziler, veya futbol maçları izleyenler.Sempatizanı olduğu futbol veya

 basketbol kulübünün yurt içindeki maçlarını bir tarafa bırakın,dünya-

 nın  öbür ucundaki ülkelerde yaptığı maçları bile seyredebilmek için

 yoksul  bir  ailenin belki de bir aylık nafakasını  karşılayacak parayı

 iki günde gözlerini kırpmadan harcayanlar.... Allah'ın rızkı dilediğine

 dilediği miktarda verir  hükmünü   unutup,ömürlerini piyango,toto, at

 yarışları  gibi  ham  hayallerle tüketenler...  Yaşamak  için  değil de 

 adeta yemek için yaşayanlar... Her akşam içki şişesini sofrasından 

 eksik  etmediği  gibi, ayyaşlığı  reddedip , rakı veya şarabı ,sağlığını

 korumak için doktor tavsiyesi üzerine içtiğini iddia edenler....Hele bu

 son  şıkta  zikredilenlerin  durumu  daha  acı  olup, bunlar sadece ve

 sadece  kendilerine  zarar  vermekle kalmadıkları gibi, çevrelerine de

 zarar verirler. Belki  mastırını  Sorbon' da, doktorasını  Cambridge de

 tamamlamış, kendisini  ilim , irfan  sahibi olmuş zannederek, alkollü

 vaziyette kullandıkları arabalarını,refleks kabiliyetlerini yitirdiklerinden

 tüm ailesiyle  birlikte,  ya  boğazın soğuk sularına gömerler,yahut ta

 derin bir uçurumdan aşağıya bırakırlar. Yahut ta sür'at limitini aşarak  zincirleme kazalarla bir kaç aileyi birden yok ederler.

        Can Dostlar !  Burada , yazılarımızda sık sık dile getirdiğimiz ve

 hafızamıza kazıdığımız gönüllere taht kuran  koca ozan Yunus' un şu  dizelerine yer  vermeden geçmek, ona saygısızlık olur diye düşünüyo-

 ruz.        İlim, ilim bilmektir,  İlim kendin bilmektir

              Sen kendini bilmezsen,Ya nice okumaktır.

          O halde konuyu özetlersek; fani olan şeylere duyulan sevginin

 ölçüsünü de iyi ayarlamak gerekir. Tıpkı  Müslümanın hayatında orta

 yolu bulmadaki hassasiyeti gibi. Hiç bir şeye duyulan sevgi; tutku ve

 hırs şekline dönüşmemeli, Kur'an'ın  ifadesiyle  ilahlaştırılmamalıdır

 Konu ile ilgili ayet mealleri aşağıda verilmiştir

+ Heva ve hevesini tanrı edinen ve Allah'ın (kendi katındaki) bir bilgiye

   göre saptırdığı, kulağını  ve kalbini mühürlediği, gözünün  üstüne de

   perde çektiği kimseyi gördün mü ?  (Casiye : 23)  

 +Rab binden apaçık bir delil bulunan kimse, kötü işi kendisine  güzel

   görünen ve heveslerine uyan  kimse gibi olur mu?   (Muhammed:14)

   Son  söz  olarak  diyoruz ki:  GERÇEK DOST' a duyulan sevgi, her

   şeyin üstünde olmalıdır

       Yüce Rabbimiz !  Sevdir  bize sevdiklerini, geçici olan  her  şeye

   duyduğumuz sevgideki  ölçüyü  yakalama da bize  yardım et !  Fani

   olan şeylere duyduğumuz sevgi de bizi haddi aşanlardan eyleme  !

 

Yanıtla


Okunma Sayısı: 141

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.