Muğla
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

DAT­ÇA­LI EŞ­ŞEK­LER­LE RÖ­POR­TAJ (2)

28 Temmuz 2022, Perşembe 17:31

Tepe tepe kullandığımız, yaşlanınca, işe yaramaz hale gelince sümüğümüzü sildiğimiz mendil gibi buruşturup attığımız, doğaya bıraktığımız A Z A D ettiğimiz eşşeklerden türeyen bakmaya kıyamadığımız güzellikte yabanıl eşşeklerimizin serüvenini, bunların doğa- insan ilişkilerini anlattıkça anlatacağım .
Hatta onları konuşturarak, kendi ağızlarından..
Hele bir bu eşşeklerle tanışmama vesile olan Can Baba (Yücel) faslını bitirelim..
Sakın Can baba ile anlatıla anlatıla bitirilemez can dostluğumu övünç vesilesi yaptığımı zannetmeyin..
Can babanın kemiklerini sızlatırız..
Yalandan yere övmeyi ve övülmeyi hiç ama hiç sevmezdi doğrusu..
O gün Can babanın keyfine diyecek yoktu doğrusu.. Muzırlığı hınzırlığı ,muzipliği üzerindeydi.. Keder ağacından neşe yağı çıkarır gibi sağa sola saldırıyor, etrafında gördüğü, hatta hissettiği her objeden akla hayale gelmeyen espriler üretiyor, hepimizi gülmekten kırıp geçiriyordu..
Alavarada yabanıl özgür ve özgün ruhlu eşşek ararken, kendimiz sevimli birer eşşek olmuş, Datça ilk baharının tadına doyulmaz bir gününü bulmuş, Alavarada bir tarlanın ortasında sere serpe serildiğimiz İncir ağacının gölgesinde içkilerimizi yudumlayaraktan katıla katıla gülüyor, yerlerde eşşek gibi angalanıyorduk..
Hepimizin keyfi yerinde.. tastamam, sımsıcak yerindeydi..
neden olmasın ki.. Yanımızda frenleri patlatmış ,yere sere serpe uzanmış, biçimsiz göbeğini hoplatarak gevrek gevrek gülen, kabuğundan çıkmış C a n- b a b a , burnumuzun direğini sızlatan, bin bir türlü çeşit çiçek, kekik kokularının karıştığı bodrum tarafından bedenimizi cinselliğimizi tahrik edercesine okşayıp geçen ılık ılık esen rüzgar..
Etrafımız rengarenk .. gel keyfim gel..
Can baba biz köylü çocuklarının buluğ çağımızda cinselliğimizi e ş o -g e l i n 'lerle giderdiğimizi bal gibi biliyor..
-Anlatın bakalım köylüler.. diyor, bizi tahrik ediyordu..
Konuyu değiştirmeye çalışsak da.. nafileydi..
Etrafına bakınıyor..
-Nerede kaldı bu eşo gelinler ? Şunlar zuhur etse de ..Konuyu biraz da onlardan dinlesek deyip basıyordu kahkahayı...
Bütün bu anlattıklarım yadırganmasın.. Mutlak ve acı gerçeklerimizden nedense korkuyor ve kaçıyoruz..
.Cinselliğimiz ayaklar altında.. Dini cemaatlerde dönen dolapların , sapıklıkların bini bir para..
N e y s e ...
İşte tam bunların biraz da alkolün ve ortamın etkisiyle sere serpe konuşulduğu bir sırada inanılmaz bir şey oldu..
İlkbahar güneşinde tüyleri pırıl pırıl parlayan kızıl tüylü , dünyalar tatlısı sep sevimli bir tilki,, üst tarafımızdaki ormandan çıkıp bize doğru bir şeyler koklarmış gibi yaparak gelmeye başladı..
Hiç umurunda değiliz.. keyifli keyifli bize doğru savrula savrula geliyor..
Belki de bizim farkımızda değil..
Yüzlerce yıl önce "Her an ,her şey olabilir" diyen shakespeare' ye gel de  hak verme..
Basbayağı üzerimize , çilingir soframıza doğru savrula savrula geliyordu sevimli tilkicik..
Hayret ve dehşet içinde donup kalmıştık..(sürecek)


Okunma Sayısı: 1975

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.