Muğla
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

Elini verip kolunu kaptırmak

26 Ocak 2020, Pazar 21:57
„Elini verip kolunu kaptırmak“ diye bir deyim vardır ki bir bakıma „Kolunun diyetini ben verdim“ e benzer ve anlamı bir kişiye bir kereliğine cömertlik yapınca, iyilik gören kişinin daha fazlasını istemesidir ve genellikle bu karşıdaki kişinin işi alışkanlığa, ya da pişkinliğe, daha da beteri kötü niyetli fırsatçılığa dönüştürmesiyle son bulur. İyilik yaptığınızda, yakınlık gösterdiğinizde daha fazlasını, hatta aşırıya kaçıp olmayacak şeyleri ister. Bu deyime örnek kullanımda cümleler şunlar olabilir :- Seninde maşallahın var elini veren kolunu kurtaramıyor.- Bir kere yüz almaya dursun elini verirsen kolunu kaptırırsın aman dikkat et..Bence „Kolunun diyetini ben verdim“ derken istenen bedel „Elini verip kolunu kaptırmak“ deyiminde bahsedilenden daha büyüktür ama bazen aşırıya kaçılırsa her ikiside aynı anlamda kullanılabilir.Size bir bayan arkadaşımın yaşadığı ve onun masumane düşünmesinin sonucu ortaya çıkan bir olayı anlatayım. Bunu okumaya başlayıp, sen bunu daha evvel de yazdın diyenleriniz tam haksız değil ama sonuna kadar okursanız farkı göreceksiniz.Genç bir bayan hala havaların güzel gittiği bir kış günü, bir Pazar günü sahil kasabalarından birinde geziyor. Ne yapacağı konusunda pek bir planı yok. Amaçsız bir şekilde dolaşmaktan sıkılıp sahilde sahibini tanıdığı bir restoranda oturuyor. Zaten o kasabada onun tanımadığı, ya da tersine onu tanımayan yok gibi. Amacı sadece biraz oturup bir çay içip, etrafa bakınıp orada da biraz zaman geçirmek. Çay faslından sonra kalkıp evine gitmek niyetinde iken karnının acıktığını hissediyor, burada birşey yiyeyim diyor. Restoranın tanıdığı bayan sahibine „ablacım bana bir balık hazırlarmısın diyor“. Nefis bir şekilde hazırlanmış, yanında rokası falan olan balık tabağı gelince de afiyetle yemeğe başlıyor. Bayan güzel olunca zaten onu tanıyan tanımayan herkesin dikkatini çekiyor. O yemeğini yerken o restoranın müdavimi bir bey de oraya doğru geliyor. Restoran sahibi, yani onun ablacım diye hitap ettiģi bayan o beyi daha uzaktan gördüğünde yemek yiyen bayanın yanına gelip „bak şu gelen bey de senin meslekdaşın sayılır“ derken, oraya yaklaşmakta olan bey de bunu duyuyor, fırsat bu fırsat deyip, „ Merhaba Sertap hanım ben Hasan, ben sizin hakkınızda çok şey duydum, aslında sizin de beni uzaktan tanıdığınızı tahmin ediyorum“ deyip, nasıl olsa o restoranın da müdavimi ya, sormağa bile gerek görmeden o bayanın masasına oturuyor, eee güzel bir bayanla birlikte oturma fîrsatını kaçırır mı hiç. Bu güzel bayan, yani Sertap hanım, sevecenliği, güler yüzlülüğü ile tanınan, öyle hiç tanımadığı halde yanına yanaşanlara bile ters davranmayan melek ruhlu, iyi niyetli biri. Bu defa da etrafta bir sürü boş masa varken lop diye karşısına oturan Hasan beye de karşı çıkmıyor. Hasan bey, „ben de sizinle bir çay içeyim, aynı meslekteniz biraz laflaşırız“ diyor ama niyeti başka. „Aaa ne güzel balık yiyorsunuz benim de canım çekti“ deyip o da tanıdığı restoran sahibi bayandan balık ısmarlıyor. yanında da rakılar. Hasan beyin tesadüf gibi bir havayla fırsat yaratıp oturduğu meslekdaşının masası, sonunda balık ve rakı keyfi, limanda denize ve teknelere karşı güzel bir manzaranın da etkisiyle romantik ve saatler süren bir ortama dönüşüyor. Üstüne birer de şekersiz Türk kahvesi derken, güya meslektaş olmalarının ana konu olduğu sohbet konudan konuya atlıyor. Hasan bey güya centilmen ya, ikisinin yemek parasını bayanın itirazına rağmen o ödüyor. Hasan beyin Sertap hanımla akşam yemeği orada bitmiyor, hava güzel, içilen rakılar da ortamı rahatlaştırmış ya Sertap hanıma „gelin şu sahilde birlikte yürüyelim, dalgaları seyredelim“ diyor. Aslinda olumlu bir cevap beklemiyorken Sertap hanımın hiç de itiraz etmemesi keyfine keyif katıyor. Çok güzel bir bayanla limanda denize bakarak yemek, şimdi de karanlıkta sadece teknelerin denize düşmüş ışıklarının çok az aydınlattığı sahilde birlikte romantik bir yürüyüş. Üstelik de o şişko ve göbekli Hasan bey fırsat bu fırsat yürüyüp biraz spor yaparak kilolarını biraz atacağını da düşünüyor. Hasan bey içinden „başıma talih kuşu kondu, bundan sonra da gel yine biraz meslekten konuşalım diye sık sık davet ederim“ diye düşünüyor.Işte yukarıdaki deyimlerle uygun olay asıl bundan sonra başlıyor. Bu deyimlerde borçlu durumda olan kişi aslında o duruma kendi istiyerek düşmemiştir. Bu anlattığım olayda ise kendine yemek ısmarlanan bayan arkadaşım, Hasan beyin hesabı ödediği o gece aslında bu duruma razı olmayınca lokantanın sahibi ve ikisini de tanıyan ablacıkları bir defaki sefere de sen ödersin diyerek aslında Hasan beyin arkadaşım bayanla tekrar buluşmalarının yolunu yapıyor. Hani çöpçatanlık yapmayı seven ablalarımız vardır ya o da onlardan. Benim masum ve kimseye borçlu kalmak istemeyen bayan arkadaşım o ablacığın balıkları ayarladığı bir akşam Hasan beyi borcunu ödeme amaçlı yemeğe davet ediyor. Yani bayan arkadaşım diyetini ödüyor ama elini verip kolunu kaptırdığının farkında değil. Şişko Hasan bey yemek saatini kendi tayin edip bayan arkadaşımı maksatlı olarak iki saat daha erken çağırıp, yani yemek öyle erken olmayacağı için, bahaneyle arada vakit geçirmek adına o aklınca kolunu da kapacağı güzel bayanla bir sahil yürüyüşü ve iki ayrı Cafe'de birlikte kahve içmeleri de kaçınılmaz oluyor. Bu uzun birliktelikte laf lafî açınca Hasan bey bayan arkadaşımın iş hayatındaki kariyer arzusuna da yardım teklifinde bulunuyor. Ta ki Hasan bey bir fırsatını yaratıp bayan arkadaşıma „hayatım“ diye hitap edince, bayan arkadaşım Hasan beye elini verip, artık kolunu da kaptırmak üzere olduğunun, yani Hasan beyin art niyetinin farkına varıyor.O güzel bayan bir çiçek, çevresi de ona konup bal yapabilme arzusunda olan erkek arılarla dolu, Bunun keyfini çıkardığını sandığım bu bayan arkadaşım bazen böyle masum da olsa bazı kendini bilmezlere fırsat verirse, ve hatta ben sağlamım sorun yok bile dese, sonunda kendi de üzülebiliyor,Siz siz olun elinizi verirken sonunda kolunuzu da kapmağa çalışabilecek kişilere baştan dikkat edin, yoksa istemediğiniz bir diyet ödemek zorunda kalabilirsiniz.Rumuz: Sensiz Olmaz, 25.12.2019

Okunma Sayısı: 2876

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.