Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

HALİDE EDİP (ADIVAR) ANKARA YOLLARINDA (48)

25 Mayıs 2023, Perşembe 17:11

Mustafa Kemal'in Nutuk'un başında söylediği, İstanbullu aydınların, İstanbul'da kalıp, kara kara düşündüklerini yazar. Bunların kimisi de vatanın kurtarılması için, bir başka güçlü devlete gereksinim olduğunu anlatanlardı. Bunlara mandacı deniyordu.
    İlk başlarda mandacılar içinde yer alan Halide Edip, Sivas Kongresi'nde mandacılığın yerle bir edilmesi ve Anadolu ayaklanmasının olacağına inanması üzerine fikrini değiştirdi.
    İstanbul'da Anadolu İhtilali'ne inananlar bir yolunu bulup Anadolu'ya geçiyordu. 
    Bunlardan birisi de Halide Edip'ti.
    Halide Edip, İstanbul'da bulundukları sırada KARAKOL örgütünün en önemli adamlarından Kemalettin Sami Bey, elinde bir tomar kağıtla, Halide Edip'lerin yanına geldi. Kağıtlarda , İngiliz gizli servis elemanlarından  Papaz Frew'un , casus Sait molla ile anlaşıp, Anadolu'ya 75 kişilik karşı propaganda adamı  gönderdiği belirtiliyordu.Halide Hanım, çok şaşırmıştı. Kemalettin Sami bey'e:
    -Bunları nasıl elde ettiniz Kemalettin Bey?
    -Sait Molla'nın katipliğini yapan bir akrabasından aldım.
    -Doğruluğuna inanıyor musunuz?
    -Çocuk tüm varlığıyla, kalbiyle bizden yana.
-Bu kağıtları alabilen biri neden asıllarını almamış?
    Halide hanım, bu belgelerin doğruluğuna o zaman inanmamıştı. Ancak 1920 Yılının Mart ayında bunların doğru olduğuna inanacaktı.
    Halide Hanım, Fatih ve Sultan Ahmet mitinginde konuşmasından sonra, İngiliz gizli servisinin mimlediği biri olmuştu. Bir gün Adnan (Adıvar) Bey:
    -Dikkat et Halide Hanım, General Milne senin aleyhinde, bir şeyler yapabilir…
    -Nereden biliyorsun?
    -General Milne'yi görmeye gittim. Kendisini bulamadım. C. Armtrong(Atatürk aleyhine Bozkurt diye kitap yazan ve İngiliz gizli servisi İntellicence'de çalışan biri) la görüştüm. Konuşma sırasında, sizi tanıyıp tanımadığımı sordu. General Milne ile konuşursan, O'nun yanında Halide hanım'dan söz etme, dedi. Ben bunu işitince epey şaşırdım.
    Artık, Halide hanım İstanbul'da duramazdı. Anadolu'ya gitmek bir zorunluluktu. 
    Adnan Bey'i(Adıvar) ikna etti. Kemalettin Sami'nin yardımıyla bir tekke dervişine parolalarla gittiler. Zor bela önce Üsküdar'a geçtiler. 
    Şeyh Ata Efendi, onlara tüm olanakları sağladı. Halide Hanım'a;
    -Kuvayı Milliyecileri kaçırmanın cezası ….diyemeden Halide hanım;
    -Ölümden büyük ceza var mı?
    -Yooookkk!
    -Ceza vermek istedikleri biziz değil mi? Eğer kaçak bir kadını tutuklarlarsa, sana da verecekleri ceza  en fazla altı yıllık cezadır.
    -Sen, Halide Edip'sin değil mi? En çok seni yakalamak istiyorlar…
-Öyleyse ölüm cezası şerefi benim olmak gerekir!
    -Benim cezamın altı yıldan çok olmayacağını biliyor musun?
    -Bana bak, sana bir şey sorarlarsa, sen şunu de yeter sadece"…yere götürdüm dersin…"
    Sonra bir araba tutuldu. Arabacı da, falan yerden, filen yere gitmem diye tutturdu.
    Bin bir zorlukla ancak Samandıra'ya kadar geldiler. Geyve ve İzmit çevresi çetelerle doluydu. Bir de onlarla çatışmak gerekiyordu. 
    Zor bela oralardan çıkıp Ankara yollarına düştüler…


Okunma Sayısı: 321

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.