İNSAN DEVAMLI BİR GELİŞME İÇİNDE OLMALIDIR
04 Eylül 2025, Perşembe 17:44 Sevgili Dostlar !
Konuya kutsal kitabımızdan Maide suresinin 105. ayet meali ile girelim.
"Ey İman edenler ! Siz kendinize bakın ( kendinizi düzeltin). Siz doğru
yolda olunca sapan kimseler size zarar veremez. Hepinizin dönüşü
Allah'a dır. Artık O yaptıklarınızı size haber verecektir. "
Ayet mealinden de anlaşıldığı gibi, Yüce Tanrının kulundan kendisini
düzeltmesi doğrultusunda bir buyruğu vardır. Bu buyruğa dileyen uyar,
dileyen uymaz.O, kişinin tercihine bağlıdır.Bu düzeltme çabası içinde
bir gelişmişliğin olacağı da ayan beyan inkar edilmez bir gerçektir. Ya
kendisini geliştirir,yükselerek bir yerlere varır,yahutta cahiller sınıfından
üst sınıfa geçemez, olduğu yerde kalır. Alemlerin Rabbi olan O Yüce
Yaratıcı, insanı zayıf yaratmıştır. ( Nisa: 28 ) Öyle anlaşılıyor ki zayıf
yaratılmadaki bu hikmet, kendisini geliştirme hususunda sarfedeceği
çalışma ve gayretler içindir.Tüm ilahi dinler kutsaldır ve insanın kendini
geliştirmesi için konulmuş kurallar manzumesidir.
Aziz Dostlar !
Doğar doğmaz yürüyen çocuk görülmüş müdür ? Önce yanına dönmek
için çaba sarf eder,sonra emekler, sonra sıralar, sonra yürür,en sonrada
koşar.Mevlana bu konuda şöyle der." Daha yolda emekleyen çocukta
yiğit erlerin düşüncesi olabilir mi ? Nerede onun hayali,nerede dosdoğru
hakikat ". Bilindiği gibi, insanın doğumundan ölümüne kadar geçirdiği
adına ömür dediğimiz o süreç içerisinde bazı evreler vardır. Bebeklik,
çocukluk, gençlik,orta yaş ve ihtiyarlık gibi. Bu evreler ,Yüce Kur'an da
Mü'min sûresinin 67. ayetinde mealen şöyle anlatılır.
"Sizi önce topraktan, sonra bir damlacık hayat suyundan, daha sonra
da döllenmiş yumurta hücresinden yaratan O' dur ;Sonra bebek olarak
meydana gelmenizi ( dilemiştir ); sonra olgunluk çağına erişmenizi ve
ardından da yaşlanmanız için ( yasa koymuştur ) . Ne ki kiminize ölüm
daha erken tattırılır ( kiminize de ) sonu yasayla belirlenmiş bir süreye
ulaşmanız için (zaman tanınır ki ) belki aklınızı başınıza alırsınız "
Değerli Dostlar !
Hiç şüphesiz, bu evreleri yaşayan kişilerden kendilerine özgü tavır ve
davranışları sergilemesi beklenir.
Babasını çok seven bir kız çocuğunun, annesine ;
- "Anneciğim ben büyüyünce babamla evleneceğim " demesi ne kadar
çocuksu ise, yetmişine merdiven dayamış birinin de,"Ben şimdi futbola
başladım " demesi o kadar çocukçadır. Kız çocuğunun bu temiz ve
ve duru söylemi, tamamen saflıktan,yetmişine merdiven dayamışın ise,
kendini bilmezlikten kaynaklanır. Çünkü futbola başlama yaşının kaç
olduğunu futbol otoriteleri daha iyi bilirler. O halde insan komik duruma
düşmemek için, yaşının gerektirdiği davranışları sergilemek durumunda
olmalıdır. Kişi, çocukluğunda futbola başlamışsa bunu gençliğinde de
devam ettirmesi doğaldır. Hatta istatistiklere göre kırk yaşına kadar
oynayabilmesi de normaldir. Burada hazır 40 yaşından söz etmişken,
hemen şu ilahi mesaja kulak vermekte yarar var düşüncesindeyiz.
Ahkâf suresinin 15. ayetinde mealen şöyle buyrulur
-"Biz insana anne-babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu
zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun taşınması ayrıca sütten
kesilmesi otuz ayı buldu. Nihayet yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde
şöyle der: Rabbim ! beni,bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretme-
ye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt.! Soyum içinde benim için
barışı gerçekleştir.Sana yöneldim ben, Sana teslim olanlardanım "
Meali açıklanan ayette de belirtildiği gibi 40 yaşını geride bırakmış bir
insanın Yüce Mabudun dan yukarıdaki dilek ve yakarışlara ters düşecek
bir istek ve davranış içinde bulunması, daha değişik bir ifade ile kırk
yaşına geldiği halde hala bu arzu içerisinde bulunmaması o kişinin fıtra-
tına ve ayetin hedefine ters düşmez mi ? Rabbimize şükürler olsun ki
bu ayetle 50' li yaşlarda tanışmamıza rağmen, ilgili ayetteki şuuru O'nun
lutfuyla 40 yaşında yakaladık. Rüzgarın önünde savrulan kuru yaprak
olmaktan O' nun lutuf ve keremiyle kurtulmayı başardık.
Sevgili Dostlar ! Bir insan 70'ine merdiven dayadığı halde maç seyretmek
için stadyum kuyruklarında sıra kargaşası yüzünden emniyet güçlerince
coplanmayı içine sindirebiliyorsa, sabahtan akşama tavla partileri, yahut
ta günün ağaran ışıklarına kadar konken partileri ile vakit kaybediyorsa,
at yarışları ile ömür tüketiyorsa , bunda bir anormallik yok mudur ?
Doktorların, her akşam bir bardak kırmızı şarap içmek kalbi kuvvetlendirir
sözüne itibar edip, içkinin haram olduğunu reddedebiliyorlarsa, bu konu
üzerinde düşünülmesi gereken bir konu değil mi ? Konu ile ilgili beyitimizi
burada zikretmeden geçmeyelim.
Haram kılınan şeyden ,sakın şifa bekleme
Doktor söyledi diye , özre özür ekleme
Konuyu özetlemeye çalışırsak, yaratılan en şerefli varlık olan insanın
(Tin:4) akıl, irade, ve vicdanını yanlış kullanarak aşağıların aşağısına(Tin:5)
talip olması akıl kârımı dır ? Konumuzu bir dua ile bitirelim.
Yüce Rabbimiz ! Bizlere hoşnut olabileceğin, içinde bulunduğumuz yaşın
gerektirdiği fiil ve davranışları sergilemeyi lütfeyle. Alemlere Rahmet olarak gönderdiğin (Enbiya : 107 ) o örnek yüce peygamberin " İKİ GÜNÜ EŞİTOLAN ZARARDADIR" hadisinin şuuruna erenlerden, affına nail olup tacemalini görenlerden eyle!. Selam olsun bu şuura erenlere,esenlik olsun
tekamül yolunda gidenlere.. Hoşça kalın ! Sağlıkla kalın ! Aziz Dostlar.
Okunma Sayısı: 255
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.