LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
05 Eylül, 2025, Cuma
  • DOLAR
    41.25
  • EURO
    48.21
  • ALTIN
    4718.6
  • BIST
    10.829
  • BTC
    111588.21$

İNSAN DEVAMLI BİR GELİŞME İÇİNDE OLMALIDIR

04 Eylül 2025, Perşembe 17:44

    Sevgili Dostlar !
  Konuya kutsal kitabımızdan Maide suresinin 105. ayet meali ile girelim.
  "Ey İman edenler !   Siz kendinize bakın ( kendinizi düzeltin). Siz doğru
   yolda  olunca  sapan  kimseler  size zarar veremez. Hepinizin  dönüşü
   Allah'a dır. Artık O yaptıklarınızı size haber verecektir. "
   Ayet mealinden de  anlaşıldığı gibi, Yüce  Tanrının  kulundan kendisini
   düzeltmesi  doğrultusunda bir buyruğu vardır. Bu buyruğa dileyen  uyar,
   dileyen uymaz.O, kişinin  tercihine bağlıdır.Bu düzeltme  çabası içinde
   bir gelişmişliğin olacağı da  ayan beyan inkar edilmez bir gerçektir. Ya        
  kendisini geliştirir,yükselerek bir yerlere varır,yahutta cahiller sınıfından
   üst sınıfa  geçemez, olduğu  yerde kalır. Alemlerin  Rabbi olan O Yüce
   Yaratıcı, insanı zayıf yaratmıştır. ( Nisa: 28 ) Öyle   anlaşılıyor  ki zayıf
   yaratılmadaki  bu hikmet, kendisini   geliştirme hususunda sarfedeceği
   çalışma ve gayretler içindir.Tüm ilahi  dinler kutsaldır ve insanın kendini
   geliştirmesi için konulmuş kurallar manzumesidir.
       Aziz Dostlar !
   Doğar doğmaz yürüyen çocuk görülmüş müdür ? Önce yanına dönmek
   için çaba sarf eder,sonra emekler, sonra sıralar, sonra yürür,en sonrada
   koşar.Mevlana bu konuda şöyle der."  Daha  yolda emekleyen  çocukta 
   yiğit erlerin düşüncesi olabilir mi ? Nerede onun hayali,nerede dosdoğru
   hakikat ". Bilindiği  gibi, insanın doğumundan  ölümüne  kadar geçirdiği
   adına  ömür  dediğimiz  o süreç içerisinde  bazı evreler vardır. Bebeklik,
   çocukluk, gençlik,orta yaş ve ihtiyarlık gibi. Bu evreler ,Yüce Kur'an da
   Mü'min sûresinin 67. ayetinde mealen şöyle anlatılır.
   "Sizi  önce topraktan, sonra bir damlacık hayat  suyundan, daha sonra
   da döllenmiş yumurta hücresinden yaratan O' dur ;Sonra bebek olarak
   meydana  gelmenizi ( dilemiştir ); sonra olgunluk çağına erişmenizi  ve
   ardından da yaşlanmanız için ( yasa koymuştur ) . Ne ki kiminize ölüm
   daha erken  tattırılır ( kiminize de ) sonu yasayla belirlenmiş bir süreye
   ulaşmanız için (zaman tanınır ki ) belki aklınızı başınıza alırsınız "
     Değerli Dostlar !
   Hiç  şüphesiz,  bu evreleri yaşayan kişilerden kendilerine özgü tavır  ve
   davranışları sergilemesi beklenir.
   Babasını çok seven bir kız çocuğunun, annesine ;
  - "Anneciğim ben  büyüyünce babamla evleneceğim " demesi ne kadar
   çocuksu ise, yetmişine merdiven dayamış birinin de,"Ben şimdi futbola       
  başladım "  demesi   o kadar  çocukçadır. Kız çocuğunun  bu temiz ve
   ve  duru söylemi, tamamen saflıktan,yetmişine merdiven dayamışın ise,
   kendini bilmezlikten  kaynaklanır. Çünkü  futbola başlama yaşının  kaç
   olduğunu futbol otoriteleri daha iyi bilirler. O halde insan komik duruma
   düşmemek için, yaşının gerektirdiği davranışları sergilemek durumunda
   olmalıdır. Kişi, çocukluğunda  futbola  başlamışsa bunu gençliğinde de
   devam  ettirmesi doğaldır. Hatta  istatistiklere  göre  kırk yaşına  kadar
   oynayabilmesi de normaldir. Burada  hazır 40 yaşından  söz etmişken,
   hemen şu ilahi mesaja kulak vermekte yarar var düşüncesindeyiz.
   Ahkâf suresinin 15. ayetinde mealen şöyle buyrulur
   -"Biz  insana anne-babasına  çok iyi  davranmasını önerdik. Annesi onu
   zahmetle  taşıdı ve  zahmetle  doğurdu. Onun  taşınması  ayrıca sütten
   kesilmesi otuz ayı buldu. Nihayet yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde
   şöyle der: Rabbim ! beni,bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretme-      
  ye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt.! Soyum içinde benim için 
   barışı gerçekleştir.Sana yöneldim ben, Sana teslim olanlardanım "
   Meali  açıklanan ayette de  belirtildiği  gibi 40 yaşını geride bırakmış bir 
   insanın Yüce Mabudun dan yukarıdaki dilek ve yakarışlara ters düşecek
   bir  istek ve davranış  içinde  bulunması, daha  değişik  bir ifade ile  kırk
   yaşına geldiği halde hala bu arzu içerisinde bulunmaması o kişinin fıtra-
   tına  ve ayetin  hedefine ters düşmez mi ?  Rabbimize  şükürler olsun ki
   bu ayetle 50' li yaşlarda tanışmamıza rağmen, ilgili ayetteki şuuru O'nun
   lutfuyla  40 yaşında yakaladık.  Rüzgarın  önünde savrulan  kuru yaprak
   olmaktan O' nun lutuf ve keremiyle kurtulmayı başardık.
   Sevgili Dostlar ! Bir insan 70'ine merdiven dayadığı halde maç seyretmek      
  için stadyum  kuyruklarında sıra kargaşası yüzünden emniyet güçlerince      
  coplanmayı içine sindirebiliyorsa, sabahtan akşama  tavla partileri, yahut
   ta   günün ağaran ışıklarına  kadar konken partileri ile vakit kaybediyorsa,
   at yarışları ile ömür tüketiyorsa , bunda bir anormallik yok mudur ? 
   Doktorların, her akşam bir bardak kırmızı şarap içmek kalbi kuvvetlendirir 
   sözüne  itibar edip, içkinin  haram olduğunu reddedebiliyorlarsa,  bu konu
   üzerinde düşünülmesi gereken bir konu değil mi ? Konu ile ilgili beyitimizi
   burada zikretmeden geçmeyelim.
     Haram kılınan şeyden ,sakın şifa bekleme
     Doktor  söyledi  diye ,  özre özür ekleme
     Konuyu  özetlemeye  çalışırsak, yaratılan en  şerefli varlık  olan  insanın    
  (Tin:4)  akıl, irade, ve vicdanını yanlış kullanarak aşağıların aşağısına(Tin:5)
  talip olması akıl kârımı dır ? Konumuzu bir dua ile bitirelim.
    Yüce Rabbimiz ! Bizlere hoşnut olabileceğin, içinde bulunduğumuz yaşın
   gerektirdiği fiil ve davranışları sergilemeyi lütfeyle. Alemlere Rahmet olarak gönderdiğin (Enbiya : 107 ) o örnek yüce peygamberin "  İKİ  GÜNÜ  EŞİTOLAN ZARARDADIR"  hadisinin  şuuruna  erenlerden, affına  nail  olup tacemalini görenlerden eyle!.  Selam olsun   bu şuura erenlere,esenlik olsun
   tekamül yolunda gidenlere.. Hoşça kalın ! Sağlıkla kalın ! Aziz Dostlar.


Okunma Sayısı: 255

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.