LAÇİNNN
s
Muğla
09 Mayıs, 2025, Cuma
  • DOLAR
    38.61
  • EURO
    43.78
  • ALTIN
    4171.5
  • BIST
    9.075
  • BTC
    98772.371$

İsrail’den Türkiye’ye Motoryat Transferi. Part XIII

03 Mart 2025, Pazartesi 18:40
İsrail’den Türkiye’ye Motoryat Transferi. Part XIII

Tayfun, hazır olduğunu belirterek ,eliyle gidebileceğimizi işaret ettiğinde. İkimiz de biliyorduk ki; Fethiye balık haline yakın araç park edebileceğimiz bir yer yoktu. Araç park yeri arayacağımıza yürüyelim dedik.Ayrıca ikimiz de, hem sohbet edip hem de ,etrafı gözlemleyerek balık haline ulaşmayı seviyorduk. Kısa da olsa ,yol boyunca gördüğümüz gemici ve kaptan arkadaşlarımızla ,kısa bir hoşbeş edebilme imkanımız olurdu. Ece Saray marinadaki tekneden ayrılıp, tarihi hamamın olduğu yere geldiğimizde ,hava kendini hissettirir derecede sıcaktı. Tarihi hamamın olduğu yerden ,çarşı içine girdiğimizde, çarşıdaki esnafın özenle sulayıp ,bakimini yaptığı sarmaşıklar altında yürümek, bizi biraz rahatlatmıştı. Çarşı boyunca alışveriş yapan turistlerin bazen komik olabilen pazarlıklarını görüp gülümsemiştik. Fethiye esnafının da alışık olduğu bu turist profilini biz de çok iyi biliyorduk. Onlara Türkiye’de alışveriş yaparken pazarlık edebilecekleri söylenmişti. Bizim uyanık esnafımız da bunu bildiğinden, her malın fiyatının sonuna küçük bir meblağ daha ekleyip ,fiyatını öyle söylüyordu. Eğer turist pazarlık yapmazsa. Esnafımız bunu bir jest olarak müşterisine iletiyordu.Her dükkanın önünde duran, eleman en az üç lisan konuşabilecek bir durumdaydı. Bazıları bu Lisa’nın mecburiyetten öğrenildiğini açıkça belli ediyordu. Turist müşterisinin sordugu sorulara makul ve mantıklı bir cevap vermek yerine ,bildiği cümleleri arka arkaya sıralıyordu. Lokumcunun, önünde duranlar ise bir kaç kişiydiler. Gelen müşterileri konuştukları lisana göre birbirlerine yönlendiriyorlardı. Eğer müşteriyle ilgilenecek kadar elemanların zamanı yoksa ,devreye ikramlar giriyordu. Apple tea, Turkish Cafe, başlıcalarıydı.
Kardeşim Tayfun’la tiyatro seyreder gibi bu alışveriş sahnesinin içerisinden geçerek, içinde ördeklerin yüzdüğü, çarşıya da büyük bir ayrıcalık kazandıran ,ördekli havuzun yanından geçerek ,balık haline ulaştık.ilk girişten girdiğimizde;Balık halinde çalışmakta olan Asker Arkadaşım Ali’yle göz göze geldik. Balık halinde Kara Ali olarak bilinen Ali aslında açık tenli birisiydi. Ona neden Kara Ali dediklerini bir türlü anlayamıyordum.Ali’ye doğru yürüdüğüm de ,diğer balık satan esnaflar da ,bana bakarak balıklarını tanıtmaya çalışıyorlardı. Ali’yle senli benli konustugumuzu görünce bu durumdan vazgeçtiler. Ali benim askerlik arkadaşım .Birbirimizi ancak arada sırada görme imkanımız oluyordu.Kısa bir hoşbeşten sonra , kardeşim ve benim balıktan anladığımızı bildiğinden. Bize bakıp ne istediğimizi sordu.Balık dedik. Tekrar sordu. Tavamı? Izgara mı? diye. Tava yaparız dedik.Balıkların hepsi taze bugün geldi ama ;Levrekler çok güzel tavsiye ederim dedi.Bizde öyle düşünüyoruz deyip onayladık.Ali tekrar söze başlıyarak, siz iki birader aşçı bunları pişirene kadar birer kadeh içersiniz dedi.Size birer kalamar ikişerde karides ayıklatayım benim ikramım olsun dedi . Kaç kişisiniz ?diye sordu. Dört kişiyiz dedik. Ali tekrar sormuştu. Burada mı yiyeceksiniz yoksa tekneye mi götüreceksiniz diye.Ali biliyordu ki charter yaptığımız yıllarda buraya teknedeki müşterilerimizide getirip herkese istediği deniz ürününü aldırıp çarşının manav girişindeki Sezin hanım ve eşi Ali ‘ nin işlettiği ;Çıtır Restauranta göndermesini söylerdik. Böyle bir otantik yerde ,deniz ürünlerini beğenip alarak , masaları dolaşan müzisyenler eşliğinde yenen akşam yemeği, turistlerin unutulmaz anlar yaşamasına neden olurdu. Arkadaşım Ali’ye ;Teknede yiyeceğimizi belirterek, biz manava gidiyoruz ,dönüşte bunları alırız deyip parasını ödedik. Fethiye balık halinde; Manavların olduğu kısıma geçerken; Doksanlı yıllarda charter yaparken, her hafta sonu düzenli olarak uğradığımız,Çıtır restorant işletmecisi Sezin ve eşi Ali ile göz göze geldik. Her zaman olduğu gibi, güler yüzle bizi karşıladı ve çabucak hal hatır sorup geçmişteki günlerden bahsettik. Bu arada bizim sesimizi duyan Manav Mustafa da .Oooooo iki kardeş buluşmuşsunuz bakıyorum ,diyerek yanımıza geldi. Ve hemen Tayfun’a takılarak Atilla kaptan şarap içer sen de bugün mecburiyetten şaraba takılacaksın demişti. tayfun Mustafa’nın sözlerini cevaplarken bir yandan da manav Mustafa’nın tezgahına doğru ilerleyerek, tezgahta bulunan küçük acı biberlerden birkaç tane alıp terazinin üzerine koymuştu. Manav Mustafa bunu görünce itiraz etti. Al onu teraziden poşete koy dedi. İki birader buluşmuşsunuz ,belliki akşam içeceksiniz iki acıbiberin lafımı olur. Neden terazide tartıyorsun ki ?dedi. Ben sizin acı yı sevdiğinizi biliyorum.benim ikramım dedi.Akşam menüde ne olduğunu sordu..Balık dedik. Akşam bize katılamayacağını bildiğimiz halde sende gel dedik manav Mustafa’ya.
Devam edecek.
25/Şubat/2025
Datça /Belenköy


Okunma Sayısı: 673

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.