İTİBAR VE SAYGI KAZANDIRAN DUYGULARIMIZ
24 Haziran 2015, Çarşamba 16:32Değil mülkiyette, zilliyette dahi olmayan koltuğun ikramına kadar gelen koalisyon arayışları sürerken, dün milletvekili yemin töreni yapıldı. Hükümet kurmak için yasal görevlendirmenin ardından yaşanacak gelişmeleri dikkatle takip edeceğiz. Bıkkınlık yaratmaması için bazen yazılarımızı, önem verdiğimiz başka bir konuda yazmak gereği duyuyoruz. Hatırlarsanız önceki yazılarımızda, atalarımızın yaşadıklarından çıkardıkları dersleri, kendilerinden sonraki kuşaklara, kısa ve özlü nasihatlar olarak aktarmış oldukları, “atasözü” veya veciz sözleri “ bugün; bir konuyu kavramada, yaşam ilkelerimizi kurmada, yaptığımız bir hatayı düzeltmede ve alacağımız bazı kararlarımızda bizlere ışık tuttuğunu ve bunların bizler için ne anlam ve değer ifade ettiğini, diğer bir ifadeyle atalarımızın bizlere ne mesaj vermek istediğini, aklımızı da kullanarak tekrar kavramaya çalışacağımızı belirtmiştik.
Bugünkü yazımızda, çevremizde olup bitenleri kavramamıza yardımcı olacağını düşündüğümüz atasözü ve deyimler ile davranışlarımızı ve özellikle bizlere itibar ve saygı kazandıran ve karakter yapımızı belirleyen önemli duygulardan birkaçını tekrarlamak istedik.GÖREV : yasa, kural ya da ahlaki değerler veya ilkelerin, yerine getirilmesini gerekli gördüğü yükümlülüktür. Diğer bir tanımlamaya göre ise ; bir kimsenin yaptığı iş, meslek, makam ve vazifedir. Bu yükümlülük, mutlaka iyi niyetle ve dürüst bir şekilde yerine getirilmelidir. Görev; vicdan, adalet ve sorumluluk duyguları ile birlikte eksiksiz yapılmak zorundadır.
SORUMLULUK : Kişinin; topluma, başka kişilere ve kendisine karşı olan ve yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini: zamanında, istenilen şekilde ve tam olarak yerine getirme zorunluluğudur. Varoluşçu felsefe anlayışında en önemli ve temel ögedir.Sorumluluk duygusu; insanın kişisel gelişimi aşamasında ve küçük yaşlarda kazandığı bir duygudur. Sorumluluk, insan karakterinin en önemli ögesidir. Sorumluluk duygusunu kazanmamış olan insanlar, ilerki yaşlarında dirayetli olamamakta, başkaları tarafından güdülenmekte ve güdülmekte ve yaptıkları işleri ellerine yüzlerine bulaştırıp, hem kendisine hem de çevresine zarar vermektedirler.
VİCDAN : birden fazla tanımı vardır. Tam anlamıyla vicdan; bir insanın yıllar içinde edindiği ahlaki değerleri yani bir bütün olarak erdemi, bilgi birikimini, oluşturduğu kişisel karakteri ile kendini yargılayabilme yeteneğini, diğer bir ifadeyle kazandığı üstün kişilik özelliğidir.Felsefede metafizik anlayışa göre, bu yeteneğin doğuştan var olduğudur. Neo-spiritüalist görüşe göre ise; o kişiye ait ruhunun gelişme sürecindeki bir aşamasında, yani hayvansal içgüdü ve sonraki insanlık ara aşamasında açığa çıkan ve derece derece gelişen ve her uygar insanda olması gereken bir yetenektir.
Vicdan duygusuna sahibi olmayan insanların, üstbenlik aşamasına henüz geçemedikleri, diğer bir ifadeyle, beyinlerinin gelişimi aşamasında; iyi-kötü ve doğru-yanlış gibi ayrımları kavrayamayan ve toplumsal değer yargılarını edinemeyen ve daima, ilkel duygularını ve çıkarlarını tatmin etmekten başka bir şey düşünmeyen, son derece bencil, zayıf ve birçok konuda da yeteneksiz ve yetersiz insanlar oldukları görülmüştür.BAKAR KÖR : Bir deyim olan bu kısacık cümleyi bizler, genel olarak mecazi anlamda sık sık kullanırız. Anlatmak istediği anafikir ise; çevresinde olup biten olumsuzlukları veya hhaksızlıkları, adaletsizlikleri, vicdansızlıkları, beceriksizlikleri ve yetersizlikleri görmesine veya bilmesine rağmen duyarlı davranmayan, gördüğünü veya duyduğunu anlayamayan, anlayabilse de kavrayıp akıl yürütemeyen, yürütse de doğru yargıya varamayan ve bunda da ısrar eden insanları kastetmektedir.
Yukarıda tanımlamaya çalıştığımız “vicdan ve sorumluluk duyguları”, uygar bir insanda mutlaka olması gereken en önemli iki temel duygudur. Eğer bu iki duygu bir insanda gelişmemiş ise tavsiyem bu kişilere; herhangi bir konuda vekalet vermeden, bir sırrı, bir malı veya bir görevi emanet etmeden önce yüz kere ve hatta bin kere düşünmek gerekir. Aksi olursa ne olur?... Ne olduğunu yaşayarak görüyoruz. Hem kuru yanıyor hem de yaş.
Önümüzdeki Çarşamba görüşmek üzere, hoşça kalın.
Okunma Sayısı: 5445
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.