KARGI KOYUNUN KARGILARI. (2)
17 Kasım 2025, Pazartesi 17:26
Foto : Şimdilerde, .bu koya adını veren , bahçelerin doğal çiti ve süsü olan kargılarını dahi yok etme yarışına girdiğimiz , teneke mahallesine çevirdiğimiz K a r g ı - k o y u ..
Ne zaman buralara yolum düşse. aklım 35-40 yıl öncesine kayar gider, fikrime N e y z e n -T e v f i k düşer..
"Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım !" şarkısının nağmelerini hecelerim..
Hadi bakalım.. 35-40 yıl öncesine gidelim..İçimizdekileri döktürü verelim..
1980.li yılların ortaları olmalı..Bizim bir zamanlar iğneden ipliğe her şeyin satıldığı Eleee'deki(Reşadiye) goca dükkanda,Halamın gocası rahmetli Kemal eniştemle kurban bayramı falan olmalı ki..Mis gibi kavrulmuş kurban eti eşliğinde demleniyor,Türk sanat musikisinin ağır aksak makamlarında dolanıyor, gırtlağımızı terbiye ederken
Ve derken...
İçeriye elinde çantası ,kısa boylu tıknaz vücudlu , belek belek çakır bakışlı ,kıvırcık kısa ,sarı saçlı Konyalı tipli bir herifceğiz girdi..
--Esselamün aleyküm gönül dostları.. dedi..
Kafamızda iyi yaa..
Abartılı bir şekilde temenna çakıp ayağa kalktık.
Tanrı misafine abartılı ve esprili bir şekilde mukabele edip ;
--Esselamün aleyküm ve rahmetullah ya seydi (efendi) dedik..
Yer gösterip, çilingir soframıza diz çöktürdük..
Vallahi de billahi de abartıya kaçmıyorum.. Anlattıklarım ve anlatacaklarım aynıyla vakidir..Azı yok çoğu vardır..
Çilingir soframıza diz çöktürdüğümüz Tanrı misafirimiz terbiyeli bir şekilde pozisyon değiştirdi..bağdaş kurup yer soframıza yine kibarca yerleşti..
Usül erkan geriği hemen çay bardağının yarısına susuz rakı koyup,misafirimizin önüne sürdük..
--Hoş geldin yaa... S e y d i .. !
Soframızı şereflendirdin,muhabbetimizi renklendirdin.. " dedik..Kadehlerimizi usul ve erkan dairesinde zarifçe ve nazikçe tokuşturduk..
İyice dikkat kesildim ki..
Tanrı misafirimiz Seydimiz kadehi dudaklarına yapıştırdı ama ağzını büzdü.. rakı içeriye süzülmedi.. Dolu kadehini kibarca önüne koydu..
--Davete icabet lazım..İçkiye küfretmeyiz ama içmeyiz.. Muhabbetinize iştirak adab-ı usülden ,edeb-i insaniyedendir !
gibi laflar etti..
Zaten kafalarımız iyiydi..Datça Maliyesinden emekli Kemal Kaya eniştem, eline ne geçerse okuyan, ilim irfan sahibi ,Osmanlıcaya az buçuk vakıf ağzı laf yapan bir zat-ı muhteremdi..
Misafirimizin hal ve tavırları eniştemin o kadar hoşuna gitti ki..
Telaşla yerinden kalkıp,yaş itibariyle kendisinden defalarca küçük ,nurlu yüzlü misafirin ellerinden öpmeye kalkıştı..
Adamcağız neye uğradığını şaşırdı..
---Mirim ben basit ve mütevazi bir neyzenim..İstanbul, "G a l a t a - m e v l e v i h a n e s i'ndenim..Elimiz öpülmeye layık değildir..Turabınız olayım gönül koymayın ! deyince akan sular durdu..
Ağır mübarek kurban günü kısmet ayağımıza gelmişti..
Hey Allahım.. Nelere kaadirdin..
Dinen ve manen keltoşça Datça'da Galata mevlevihanesinden bir neyzenin işi neydi ?
Tanrı misafirimiz meramını yumurtladı..-Merakımızı giderdi.
--Memleketinize , kargı koyundan kargı kesip, ney yapmak ,ulvi ve kutsi ney sesinin zirvesine ulaşmak için geldim..
demesin mi..?
Daha sonra neler oldu.. neler..
Allah aşkına üşenmeyin
Lafımın gerisini dinleyin..(sürecek )
16-11-2025 Y.Ziya Özalp
Okunma Sayısı: 174



Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.