KOALİSYON MU, PEKİ KİMİNLE? - ERKEN SEÇİM Mİ, PEKİ NE ZAMAN?
15 Temmuz 2015, Çarşamba 11:30T.B.M.M.'nde en fazla milletvekiline sahip olan parti başkanı, hükümet oluşturma görevini aldı ve hafta başından itibaren diğer parti liderleri ile görüşmelere başladı.Yazılı ve görsel medyadan takip edebidiğimiz kadarıyla, hükümetin kurulmasına yönelik siyasi atmosferde açılan fallar da özetle şöyle;Hükümet kurma görevi alan parti, hangi parti ile koalisyon yapacak?
Hangi partinin tabanı hangi parti ile koalisyon istemiyor.Koalisyon için kırmızı çizgiler veya özel şartlar var mı?Koalisyonun küçük ortağı olacak partinin genel başkanı, başbakan yardımcılığı veya dönüşümlü başbakanlık için ısrarlı olacak mı?Seçim öncesi, günlerce meydanlarda dile getirilen ve özellikle işçi ve memur emeklileri için vadedilen; yılda çift ikramiye , yüksek çıtalı asgari ücret ve benzeri vaatler yerine getirilecek mi?
Koalisyon falı bakanların yanısıra, bir kısım yayın organları, koalisyon ortağı olması muhtemel partilerin genel başkanlarının sanki sır ortağı imiş gibi: “... şu parti başkanı teşkilatına Kasım'da erken seçime hazır olun demiş....” şeklindeki algı yönetme ve yanıltma haberlerini sütunlarından okurlarına empoze etmeye başladı bile. Oysa ki bir kısım televizyonlar; ilk defa parlementoya giren 304 milletvekilinin, henüz kıyak emeklilik hakkını kazanmadan, diğer bir ifadeyle, milletvekilliğinde 2 yılı doldurmadan erken seçime sıcak bakmadıkları yönündeki haberleri dinleyicilerine ulaştırıyordu.
Siyasi konularla ilgili yazılarımızda sık sık dile getiriyoruz. “ Siyasetçinin aklından geçenler, yani gerçek niyetleri ile söylemleri, söylemleri ile davranışları asla bir birini tutmaz. Hepimiz kendi arzularımız yönünde bir sonuç alınmasını bekliyoruz. Oysa siyasiler; kendi çıkarlarını veya kendi çıkarları ile örtüşen yandaş çıkarlarını en önde tutarlar. Ülke ve ülke vatandaşlarının çıkarları ise akıllarından bile geçmez.” diyoruz. Bu kanaat bizlerde; onların yıllarca sergiledikleri tutum ve davranışları sonucunda yıllar öncesinden zaten oluşmuştu.Siyasilere duyduğumuz güven zayıflığı sadece bizde mi?
Bakın komşumuz Yunanistan'a: Seçimlerden önce, hükümet olmak için seçmenlerine birçok konuda vaatlerde bulunan ve kendi sorumluluğunu Yunan halkının üzerine yıkma kurnazlığını göstererek “kemer sıkma” kararını referanduma götüren Başbakan Çipras'ın; seçim öncesi vaatlerinin birçoğunu unuttu bile.Sadece bir tane söylemini örnek olarak satırlarımıza alalım.“ Felaketler getiren “kemer sıkma” politikaları çok gerilerde kaldı.”
Bunu derken; 2010 ve 2012 yıllarındaki kemer sıkma politikalarının artık uygulanmayacağını ifade ediyordu. Oysa ki; 2010 ve 2012 yıllarındaki koşulların daha da ağır koşullarla ki bu koşulların en ağırlarından biri; devlet menkul, gayrımenkul ve işletmelerinin, borçların 3 yıl içinde ödenmesi amacıyla oluşturulan 50 Milyar Euro'luk FON içine alınarak bunların özelleştirilmeleri ve işletilmesinin bağımsız bir kuruluşa devrini içeren 3. kurtarma ve kemer sıkma planına imza atılmasıdır.Hafızalarımızı biraz zorladığımızda; talebeliğimizde öğrendiğimiz ve yakın tarihimize ait bir bilgi aklımıza gelecektir.
Osmalı İmparatorluğu'nun imzalamak zorunda kaldığı Duyun-u Umumiye anlaşması ve İdaresi.Türkiye Cumhuriyeti Devleti imparatorluktan kendi payına düşen bu borcun son taksidini 1954 yılında, diğer bir ifadeyle borçların alınmaya başlanmasından tam yüz yıl sonra ödeyip bitirebilmişti.Bencil çıkarlar üzerine yapılan ve uygulanan politikaların zararlarını ve bütün sıkıntılarını politikacılardan çok: ne yazık ki halk çekiyor.
Haftaya görüşmek üzere hoşçakalın.
Okunma Sayısı: 7380
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.