O SANA ÇOK YAKIN YA SEN ! ( 1 )
20 Kasım 2025, Perşembe 17:07 Öncelikle, geride bıraktığımız ve henüz gölgesini üzerimizde hissettiğimiz
Kurban Bayramınızı tebrik ediyor, Bayramın, tüm insanlığa, İslam alemine
barış, huzur ve esenlik getirmesini niyaz ediyorum.
Aziz Dostlar !
Günümüz toplumu bazı şeylerin eksikliğini hissetmekte, teknolojinin büyük
imkanları, materyalizmin ona sağladığı sonsuz olanaklar, ondaki eksikliği
giderememiş,onu bir şeyler aramaya sevk etmiştir.Maddi doyumun yanında
manevi tatminin de bulunması gerektiğini hisseder hale gelmiştir.Günümüz
dünyasında en müreffeh ülkeler durumunda bulunan Baltık ülkelerindeki
intihar olaylarının çokluğu,bu anlayışın sonucu değil midir ?
Bu arayış bize tıpkı Hz. İbrahim'in Rab'bini arayışını hatırlatır. O da öğütlerle
dolu yüce Kur'an da anlatıldığı gibi, bir arayış içine girip yaratıcısını bulunca
bunu en güzel bir biçimde dile getirmemiş miydi?" Ben Hanif olarak yüzümü
gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim
dememiş miydi (En' am :79)
Değerli Dostlar !
Yüce Yaratıcıyı arayıp bulmak ne kadar önemli ise, O' na yakın olmakta o
kadar önemlidir. Zira en fazla sevilmesi ,ve en fazla yakın olunması gereken
varlık O değilmidir ?. Yakın olmayı önce istemek,hem de ihlas ,samimiyetle
istemek gerekir. İsteme duygusunu geliştirmek için de onu pekiştirmek ve
iradeyi devreye sokmak icap eder.İrade devreye sokulmadığı sürece şeytan
araya çeşitli engeller koyacaktır. Hatta Allah'ın affına güvendir erek bizleri
kandırabilecektir. (Lokman :33). İnsan ilişkilerinde de bazı isteklerin takip
edilmediği sürece kulak arkasına atıldığı hepimizin malumudur. İşte yakın
olma duygusu irade ile pekiştirildiği ve süreklilik kazandığı takdirde o zaman
Yüce Yaratıcı'nın hidayet (Kasas :56 ) ,hikmet ( Bakara :269 ), iyiyi kötüden
ayırma anlayışı (Enfal:29) ve gönlün İslama açılması (Zümer:22, En'am:125)
dinamikleri devreye girecektir.Bu dinamiklerin devreye girmesinden sonra da
kul, gerçek dinamik olan takvayı (kul olma ve sorumluluğunu bilme) şuurunu
yakalamış (Al' i İmran:134- Bakara :2 ) bunun neticesinde de güzel akıbetle
müjdelenmiştir.Bu uzunca girişten sonra şu soruyu sorarak yine konumuza
dönebiliriz. Yüce Yaratıcı bize , biz de O' na ne kadar yakınız ?
Yüce Yaratıcımız, bize ne kadar yakın olduğunu mukaddes kitabımızdaki
muhtelif ayetlerde haber vermektedir. İşte bunlardan bazıları ;
+ An dolsun , insanı Biz yarattık ve nefsinin kendisine neler fısıldadıklarını
çok iyi biliriz ve biz ona ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ ( KÂF: 16 )
+ O , gizliyi de gizlinin gizlisini de bilir. ( Taha : 7 )
+ Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir. ( Mü'min : 19 )
+Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun ?.Üç kişinin
gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli gizli
konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O' dur. Bunlardan az veya çok olsunlar
ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir
(Mücadele :7 )
+Kullarım sana beni sorduğunda; Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit
dua edenin dileğine karşılık veririm.( Bakara : 186 )
+........Rabbım ( kullarına )çok yakındır,( dualarını ) kabul edendir (Hud :61 )
+Rabbiniz sizi en iyi bilendir . (İsra :54 )
+.....Şüphesiz O, işitendir, yakındır. Sebe :50)
Bu ve buna benzer ayetler daha çoktur.
Bir Hadis-i Kutsi de de şöyle buyrulur.
" Bize bir karış yaklaşana, biz bir arşın yaklaşırız.Bize bir arşın yaklaşana
biz bir kulaç yaklaşırız.Bize yürüyerek gelene biz koşarak gideriz."
Kıymetli Dostlar !
Yüce Yaratıcının kuluna olan yakınlığını bu şekilde belirledikten sonra, kulun
yaratıcısına olan yakınlığını tespitte de yarar olacaktır. Asıl önemli olan olay
budur.Yaratıcımıza olan yakınlaşma çabamız hangi aşamadadır ?
Düşünün bir kere; aynı apartman katını paylaşacak kadar birbirlerine yakın
olan komşuların birbirleriyle görüşmediklerine,selamlaşmadıkları na, hatta ve
hatta çeşitli sebeplerle birbirlerine küs olduklarına toplumumuzda çok şahit
olmuşuzdur.Yakın kişiler anlamına gelen akrabaların bile,kıskançlık,menfaat,
mirası paylaşamama gibi nedenlerle bayramlarda dahi görüşmedikleri ne acı
ki kanayan yaralarımızdan biri değilmidir ?
Yakınlaşabilmek için, muhakkak surette istek ile birlikte sevgi şarttır.
Sevginin olabilmesi için de tanımak icap eder . Şükürler olsun ki toplumun
büyük bir kesimi O' nu ve ayetlerini idrak etmeden O 'na iman etmiştir.Ancak
O' na ne kadar yakındır ? Burada Alemlere Rahmet olan o güzel elçinin bir
hadisini aktarmadan geçemeyeceğiz.Aynen şöyle der son elçi : " Kişi sevdiği
ile beraberdir." Bu gün için toplum olarak en büyük zaafımız,sevgimizi başka
yerlere kanalize etmekten doğmaktadır.Günümüz toplumu ne acıdır ki artık
kafaların ürettiğine değil, ayakların ürettiğine rağbet eder hale gelmiş,futbol
denen hastalık, yaşamın büyük bir bölümünü ister istemez tesiri altına
almıştır.
Haftaya nefesimiz imkan verirse konuya kaldığımız yerden devam ederiz.
Şimdilik Esen Kalın
Okunma Sayısı: 225



Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.