ŞEFAAT
30 Ekim 2025, Perşembe 16:53 Değerli Dostlar !
Bu haftaki yazımızda yanlış anlaşılan Kur'an kavramlarından birisi olan
"Şefaat" konusunu ele alacağız
Sözlük manası, kökü mastar olarak "çift yapmak, ikilemek" demektir. Buna
göre şefaat, ikilemek başkasını da katmak manasına gelmek üzere aracılık,
arabuluculuk, eski dilde tavassut, iltimas, amiyane tabirle, torpil manası ifade
eder. İlk cümlemizde de belirttiğimiz gibi bu kavram en yanlış anlaşılan
Kur'an kavramlarından birisi belki de birincidir. Kur'an-ı Azimüşşan da bu
manada yirmibeş civarında ayete rastlarız. Bu ayetlerden belki de en fazla
öne çıkanı lokomotif âyet diyebileceğimiz Zümer sûresinin aşağıda mealini
vereceğimiz 44. ayetidir. Bu ayette aynen şöyle buyurulur.
Birlikte kulak verelim.
- De ki : şefaatin tümü Allah' a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur.
Sonra yalnız O' na döndürüleceksiniz.
İnsanlar İslamla tanışmadan önce çeşitli isimlerdeki (Hubel,Lat,Menat,Uzza)
putlara taptıkları ve bu taptıkları putların kendilerini Allah' a yaklaştırdıklarına
inandıkları için, Kur'an bu konu üzerinde önemle durur.
Buna örnek olarak ta Zümer sûresinin 3.ayetini göstermek mümkündür. Ayet
bize bunu gayet net bir şekilde ifade eder.
Şöyle ki :
-"İyi bilin ki halis din Allah'ındır. O'nu bırakıp ta başka dostlar edinenler " Biz
onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz"
diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında
hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola
iletmez"
Aziz Dostlar !
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için şefaat ile ilgili bir kaç ayet mealini
aşağıda birlikte hatırlayalım.
Her namazın bitişinden sonra okunan çoğumuzun ezbere bildiği Ayet el
Kürside ki 255. ayet bunu açıkca anlatır.
- ....İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir.
- Öyle bir günden sakının ki , o gün hiç kimse başkası adına bir şey
ödeyemez. Hiç bir kimseden her hangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye
alınmaz. Onlara yardım da edilmez. (Bakara : 48 )
-Ve öyle bir günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası namına bir şey
ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hic kimseye şefaat fayda vermez.
Onlar hiç bir yardımda göremezler.(Bakara : 123 )
Kıymetli Dostlar !
Bu ve benzeri ayetlerin sayısı daha önce de belirttiğimiz gibi 25' i bulur.
Bütün ayetlerde anlatılmak istenen ödülü ( Cenneti ) takdir eden makamın
Allah olduğu, takdimin ise Allah'ın sevdiği sâlih bir kulu olduğu şeklindedir.
Burada hafızalara kazınması gereken; yargılama esnasında, bir peygamberin,
bir şehidin yahut ta başka birinin araya girerek onu kayırması, Cehennemlik
iken Cennete gönderilmesinin sağlanması şeklinde olamayacağı konusudur.
Onun içindir ki kendisiniveli diye nitelendiren birinin siz benim eteğime yapı-
şırsanız ben sizi Cennete götürürüm sözleri asılsız ve geçersiz ifadelerdir.
Şefaat kavramıyla, ne yaşayan ne de ölmüş olan peygamber ve velilerin şart-
sız ya da kendiliklerinden Allah katında aracılık yapacakları konusundaki
düşünce reddedilmektedir.
Değerli Dostlar !
Görülüyor ki bir kez daha özetlemek gerekirse; kimsenin kimse adına fayda
sağlayamayacağı o büyük hesap gününde tek şefaat makamı her şeyin
yaratıcısı olan O yüce Zül Celal dir. ondan bundan medet ummak, boşa kürek
çekmekten, çölde serap görmekten başka bir şey değildir.
Konumuzu küçük bir dua ile bitirelim.
Rabbimiz ! yalnız Sana kulluk eder, yalnız Senden yardım dileriz.Bizi Senden
başkasına kul eyleme! Günahlarımızı ört, tevbelerimizi kabul et, bizi bağışla ,
bize acı , zir bağışlayacak tek makam Sen sin.Gaybın anahtarları Senin elinde
olduğu gibi, şefaat kapısının anahtarları da Senin elindedir.Bizler bu şuura
varanlardan eyle.
Hoşça kalın sağlıkla kalın aziz dostlar.
Okunma Sayısı: 169



Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.