LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
02 Temmuz, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    39.87
  • EURO
    47.09
  • ALTIN
    4267.9
  • BIST
    9.949
  • BTC
    106981.92$

SİYAH BEYAZ - İNSAN CESARET ETTİĞİ HAYATI YAŞAR

01 Ocak 1970, Perşembe 03:00

 “İnsan cesaret ettiği hayatı yaşar” Bu ifadenin anlatımı ve sözleri ile demek isteniyor ki, bir insanın yaşam felsefesi ile hedeflediği hayat standardı ilşkisinde, ancak akıl ve cesaretinin elverdiği ölçüde başarılı olur. Başka bir anlatımla istediğin hayat standardını yakalamak için ancak aklının egemen olduğu cesaretin kadar bir seviyede başarıya ulaşıla bilinir. Cesur İnsan arzulu ve istekli olur, cesareti olmayan insan için en iyi sonuç kanaatkâr olmasıdır. Nasıl bir yaşama sürüklenirse onunla yetinir. 
Akıl ve Cesaretin boyutları bir denge dahilinde olmazsa ortaya felaketler doğar. Nitekim ba-zen az akıllı çok cesaretli ve hırslı insanlar vardır, onların sesaretine akıl gerekli donanımı sağ-lıyamadığ için en ufak fırtınada zaafiyer gösterir batarlar. Tanık olduğumuz bazı kamuda adına karar verci! Kontrolsuz güce sahip onların da aklı ve cesareti kötüye hizmet verdiklerine yakın tarihte şahit olduğumuz vaaka. Onların hırsları ve egoları bencilliği yaratır! Hırsları akıl ve cesaretlerini esaret altına aldığı için beklenmedik zamanda, beklenmedik faciayı, yaratabilirler. 
Aldıkları karar kendi adlarına ise zararları kendilerine bir şekilde mahsup edilir. Şayet top-lumsal bir görevi üslenmiş iseler o toplumun vay haline. Nerden mi biliyorum! İyi biliyorum çünkü yakın geçmişimizde bu ilçenin bir dönem sıfırı tüketmiş, akılı cebine çalışan, cin fikirli birkaç açık gö-zün yeniden palazlanmak için birkaç akılsızı etrafına toplayıp Vatan Millet Sakarya Türküsünü Söy-leye, söyleye, Milleti namerde muhtaç etmişlerdi. 
Bugün ağırlıkta gezginci  ve yerleşik müşterimizin; düşük gelir gurubunun dan oluşması, çe-kirdekçi kültürün gelişmesi, kent varoşlarından göçün alınması, Kısacası yoksul yandaşların İlçemizi keşfetmeleri o basireti bağlanmış akılların cesareti besleyemediği dönemin ürünüdür.
Gerçi o dönemde halkın ortak çıkar ve menfaatlerinden verilen tavizler ve ödünler sonrasi, toplumsal duyarlılık yok olmuş, “Bana dokunmayan yilan bin yaşasın” felsefesi ile yolsuzluğun ka-nalları iyice açılmıştır. Yolsuzluğun doğurduğu yoksulluk yaşamın doğal bir evrimi gibi kabul gör-müştü. Dolayısıyla bütün servis ve hizmetler yoksul kesimlere göre ayarlandığı için İlçemizin bütün sektörleri düşük maliyetli hesaplara göre servis edilirdi. Bu realite de memleketi salasş hale geti-rilmiştir.  
Yeni, yeni, alıştırmaya çalıştırdıkları bu müşteri gurubunun İlçe kültürüne katkıları da ol-muştur.  Vitrinimizi öylesine ucuzlattılar ki, müşterimiz de ucuzcu kesimde oluştu. Yanlış hatırla-mıyorsam;  Bir dönem sokakta fazla çekirdek yeniyor diye utançlarından, sokakta çekirdeğin yen-mesini yasaklayamamış! Dükkânlarda satışının yasaklanması gibi abuk sabuk bir aykırı karada almışlardı.
Dediğim gibi böylesine düşük standarda sahip bir turistik kasaba olmanın temellerini o günlerde attık. İmar planlar ile çıkaları doğrultusunda sık sık oynayarak Şehirden ziyade mezbelelik yaratıldı. Her yapılacak işte bireysel çıkarlar ön planda olunca kamu ve halkın menfaatleri zedelendi. Halk fakirleşti, İlçe başıboş büyüdü ama kalkınıp, gelişemedi, şimdi müsebbip cin fikirliler pişkin, pişkin, yutkunup gizlenmeye çalışıyorlar. Akılsız cesurlar mı? Onlar hiçbir şeyin farkında olmadan hala kullanılıyorlar.    


Okunma Sayısı: 544

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.