SİYAH BEYAZ - SİNDİRİLMİŞLİKLE SAĞLANAN DESTEK
01 Ocak 1970, Perşembe 03:00Bu yazıyı okuduğunuzda, rica ediyorum bir dakikalığına gözlerinizi kapatın ve aşağıda anlatacaklarımı bir düşleyin bakalım ne göreceksiniz. Varsayalım ki! Maazallah on beş yıldır İlçemizi yöneten CHP'nin, aynı dönemde “ülkeyi de yönettiğini” düşleyin bakalım ne göreceksiniz? Yıllarca vatandaşını, yaratığı sınıfsal güçler ve vesayetlerle, Devletin, Bürokratın, Adaletin, Askerin, baskısı altında geniş halk kesimlerini, sindirilerek, korkutulan, hor görülen, ötekileştirilen, en önemlisi de güdülen bir koyun sürüsü gibi, görmekten vaz mı geçeceklerdi acaba!
Ülkenin idaresinde bulundukları dönemde sergiledikleri, yokluk, karaborsa, kuyruklardan, bunalıma giren yurttaşın, “Ey ahali işte ben CHP'ye şu bileğimle oy vermiştim” deyip o bileğini cezalandırmak için bir akaryakıt kuyruğundayken satırla kolunu kesen, bu vatandaşın diyetini mi ödeyeceklerdi. Yoksa! Hastanende çocuğunun tedavi ücretini ödeyemeyen Babanın dramına mı? Ortak olacaklardı. Ulaşımda kara, demir, hava, yollarının kalkınmadaki önemini kavramış olacaklar mıydı? Her yıl gelenekleşen borç para isteme ezikliğini artık yaşamayacaklar mıydı? IMF'ye olan borç taksitlerini ödeyecekler miydi?
Yoksa İstanbul belediyesinin yönetiminde sergiledikleri yolsuzluklarla, “adlarına yazılan yolsuzluk pembe dizilerinin” ve yine o dönemde susuzluğu simgeleyen su bidonlarıyla kuyruklarda bekleyenlerin, banyo küvetlerini su dolduran bayanlarını, devasa boyuttaki çöp yığınlarını ve insanların hayatına mal olan çöplüklerin infilak görüntülerini gösteren belgesel filmlerine konu olacak başarısızlıklara imza atmayacak hizmetler mi üreteceklerdi. nereden bakarsanız, bakın iktidarları dönemlerinde “hizmet utancı” abidelerini görürsünüz.
Geçen hafta İlçemizi idare eden CHP'sinin on beş yıllık dönemlerinin analizini yapmıştım. İlk dönemde halkın geleceğini pişkinlik içinde peşkeş çekip, satanlar böylece diğer dönemlerde de yapılacak yolsuzluklara, rüşvete, usulsüzlükler, kayırmacılığa da, kapı aralamış olduklarını belirtmiştim. Kızlan altı turizm alanını yolsuzluk barikatlarıyla çivi çakılamaz hale getirdiklerini. Marina inşaatı on beş yıldır yapılan engeller sayesinde hayatiyet bir türlü bulamamakta. İmar üzerindeki rantlardan dolayı ilçenin dümeni boşalmış çark gibi nereye döneceği, menzilinin ne olacağı belli olmayan felâketleri çağrıştırmaktadır.
Adaletsizliğin, vicdanî sorumluluğun, etik değerlerinin, böylesine sorumsuzluk ve pişkinlik içinde, hoyratça, tahrip edilmesinin, karşılıksız bırakılması, toplumsal ahlâk değerlerinin ve sadakat duygusunun erozyonuna sebebiyet verdiği açıktır. Hiç kimse “hizmetlerinden ve vaat etme cesaretini bulamadıkları gelecekle ilgili taahhütlerine” inanmıyor, güvenmiyor. Ancak yaratıkları mahalle baskısı, ötekileştirme gayretleri, hizmet ve hak gaspı şantajları, kayırmacılık korkusu, toplumun zorunlu ve kerhen desteğini bulmuştur.
Belediye Başkanının penceresinden, balkonundan, yürüyüş güzergâhından, görülmesi muhtemel, yasak, aykırı, usulsüz, kaçak, her türlü yapılanmalara işlem yapılmayıp da, cımbızla seçilen bazı kişilerin, yerlerin, işlemlerin, hakkında işlem yapılmasını hangi vicdanlarca kabul görmesi, içlerine sindirilmesi, mümkün olabilir ki, korku, baskı, dayatma, olmadıkça.
Okunma Sayısı: 1543
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.