LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
02 Temmuz, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    39.87
  • EURO
    47.09
  • ALTIN
    4267.9
  • BIST
    9.949
  • BTC
    106981.92$

SİYAH BEYAZ - TÖKEZLETİLEMİYEN TÜRKİYE

01 Ocak 1970, Perşembe 03:00

    İçinde bulunduğumuz ateş çemberinin ve etrafımızdaki yangının vahametini iyice kavrayıp ona göre davranmamız artık kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. Çevremizde ekilen nifak to-humlarının bizi de kapsadığı gerçeğini! Gelişen iç dinamiklerle anlaşılmaktadır. Ancak güçlü bir halk itifakının ve özgüven içindeki iktidarın güçlü iradesi ile şimdilik tehlikeleri bertaraf etme becerisini göstermiş durumdayız. Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde başlayan özgürlükler hareketinin nasıl biçimleneceği merakla beklenirken, olayların gidişatı henüz belirgin olmadan! Ortamın kaos haline dönüşmesi uzun vadede barış rüzgarlarının esmeyeceği ihtimalini güçlendirmektedir.
Kuzeyimizde Rusların Kırım işgali, Ukranya’nın parsellenerek her parselden yapılan gös-termelik referandumlar onuçlarına göre Ruslara ilhlak olma kararını ve arzularının olma hali!  Av-rupalı mütefik ülkeler üzerine yaratığı endişe ve kaygı, Dünya barışını tehdit eder duruma gelmiştir. Ayrıca Ukranya’nın batıya olan enerji bedeli alacağı ve Rusya’ya olan olağan üstü borçlu durumu olay-ları iyiden iyiye karmaşık hale getirmekte. 
Arap baharı diye nitelendirilen gösterilerin asıl amacı olan “özgürlük ve demokrasiye” hizmet edip etmeyeceği gelişme şartlarına bağlı olsada şimdilik büyük bir umutsuzluk yaratmış durumda. Dünyanın ekonomik zenginliklerinin menbası sayılan bu bölgenin, eğitim fakirliğinin egemen olduğu bu halkların, öncelikle emperyalizm heveslisi ülkelerin gizli oyunlarına bağlı olarak nasıl şekilleneceği şimdilik belli değil.
Başlangıçta ılımlı islam tezini destekleyen batı, Türkiye örnekli  ılımlı islamın güçlü istikrarı yakalama  ihtimali doğunca! Bu kez tavır değişikliğine giderek yeniden bu ülkelerde kargaşa çıkarma, darbe zeminini hazırlamak, darbelere karşı sesiz kalarak, antidemokratik ortam yaratma fitilini ateş-lemektedirler.  Teokratik ve monarşi yönetimlerini değiştiren ülkeler istikrar ve iç huzuru bir türlü ya-kalamadan yeniden kargaşaya sürüklenmeleri bu nedenledir. 
İran'ın yaratığı nükleer tedirginlik, terörizm ve iç politik kargaşa, Suriye'nin bitmeyen iç savaş çatışmalarının yan etkileri ve İsrail saldırısı, Ermeni ve Kürt milletçiliğinin ortaklaşa yaymaya ça-lıştıkları ırkçılık ve faşizm her gün biraz daha içten ve dıştan tedirginlik yaratıyor. Etrafımızda döşen-miş bunca dinamitler varken, her an için bir sınır kıvılcımı savaşa dönme ihtimalini göze almak,  küçük hesaplarla politika yapmak doğru değildir.
Bu gün Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik ve idari istikrarın, yaratığı rüzgârı arkamıza alıp gelişmiş ülkeler ile aramızdaki kalkınmışlık farkını azaltmak için, oluşan bu fırsatı iyi değer-lendirmenin tam zamanı. Bununla beraber Dünya ekonomisini durgunluğa sürükleyen bu ortamın avantajlarını dış siyasete de yansıtarak, gelişmekte olan ve komşu ülkelerimizle diyalog ve politika-larımızı geliştirmeliyiz.


Okunma Sayısı: 605

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.