SONUNCU KÖY (SEÇİMLER VE PROPAGANDALAR – 3)
25 Mart 2015, Çarşamba 13:01Üç ayı aşkın bir süre önce; Haziran 2015 ayı içinde yapılacak genel seçimler nedeniyle parti propagandalarının başlayacağını ve dozunun artarak devam edeceğini yazmış ve demiştik ki: siyasi örgütler; seçmenine veya hedeflediği kitlelere; tarafsız bilgi sağlama yerine, en temelde yandaşlarını etkilemek, algılarını saptırmak ve güdülemek amacıyla onların duymak istedikleri mesajları vermek isteyecek, verdikleri mesajlar doğru gibi görünse de yönlü, eksik ve yanlış olacak ve bu; algımızı yanıltma, algımızı yönetme ve güdüleme hedefine yönelen bir propaganda savaşına dönüşecektir.
İnsan psikolojisi doğal olarak dış etkenlere son derece açıktır. Genellikle de; sadece taraftar medyada gördükleri ve okudukları ve yakın çevresinden duyduklarına; akıl yürütme, mantık süzgecinden geçirme ve geçmişte sık sık yaşadıklarını hatırlama gibi alışkanlığı pek olmadığından – ki olsa da farketmeyecektir - hemen inanacak ve onu gerçek olarak kabul edecektir. Çünkü propagandayı yapanlar; gerçekleri söylemek yerine seçmenin psikolojik olarak duymak istediği tek taraflı ve gerçek dışı bilgilerle onların algıların saptırarak, yanıltarak ve yön vererek güdüleyecektir. Bizim bu yazımızda üzerinde durmak istediğimiz; amaçları farklı olan siyasilerin propagandalarla bizlere iletecekleri mesajları; duyu organımız ve sezgilerimizi kullanarak ve akıl süzgecimizden de geçirerek kendi algılarımızı oluşturmak ve akılcı olarak yönetebilmemizi sağlamak olmalıdır.
Algımızın temel anahtarı “BİLİNCİMİZ”dir. Bilincimiz sayesinde imgeleri bütün olarak algılayabilir ve bu algılarımızı doğru bir şekilde ifade edebiliriz. Çünkü algı; duyu organlarımız aracılığı ile dışımızdaki herşeyden (bir cisim, bir olgu, bir olay, bir söz, bir şekil, vb.) edindiğimiz doğru ve gerçek bilgilerin beynimize yerleştirilmesi ve bir bütün olarak kavrayabilmemizdir. Bu şekilde; başkalarının bizim algılarımızı saptırma ve yönetmesinine engel olabilir, kendi algılarımızı kendimiz oluşturup kendimiz yönetebiliriz.
Bir ik ay içinde propaganda savaşları hızlanacak ve bizler; yıllarca izlediğimiz bir filmi tekrar izlemek zorunda kalacağız. Bizlerden daha kurnaz? olduklarını düşünen politikacılar; öncelikle kendi aralarındaki aday adaylık yarışında post ve dost kavgası içine girecek ve genellikle de oy kullanacak olanları ikna etmek için, gerçekler yerine, onların duymak istediklerini hamasi lafları ve gerçek olmayan bilgileri söyleyerek algılarına yön vermeye ve iradelerini güdülemeye ve kandırmaya çalışacaklardır. Burda hemen aklımıza gelen bir taktik uygulamayı belirtmek isterim.
Gerçek Dışı Kamuoyu Araştırmaları: Bu taktik, her seçimde kesinlikle ve sürekli olarak uygulanır ve özellikle de yandaşlarının umutsuz beklentilerini tatmin etmeye yöneliktir. Yapıldığı söylenen anketlerin gerçekle, ne yakından ne de uzaktan bir alakası olmadığı için, seçim sonucu hep hayal kırıklığı ve umutsuzluk yaratır. Şu da bir gerçek ki seçmen, bu yaşadıklarını bir iki yıl içinde unutacaktır.
Önümüzdeki seçimde; gerçeklerle ilgisi olmayan bilgi ve mesajları iletenlerin bizi güdülemesine, algılarımızı yanıltmasına, algılarımızı saptırmasına ve yönetmeye çalışmalarına neden izin verelim? Bizim zekamız, aklımız, bilincimiz, kişiliğimiz, kimliğimiz ve geçmiş deneyimlerimiz yok mu? Aklımız mı ermiyor? O halde bir oy hakkımızı kullanırken yüz defa düşünmek en akılcı davranıştır.
Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın
Okunma Sayısı: 1088
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.