SURİYE ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR VE DÜŞÜRÜLEN RUS SAVAŞ UÇAĞI
01 Ocak 1970, Perşembe 03:00Hangi konu üzerinde yazmak gerekiyor? Karar vermekte zorlanıyoruz.
Yeni kurulan hükümet için yapılan güven oylamasını mı?, BM İklim Konferansını mı?, suikasta kurban giden Tahir Elçi'yi mi?, Suriye sınırımızı ihlal ederken düşürülen Rus savaş uçağını mı?
Ayın 24'ünden, yazımızı kaleme almaya başladığımız 30 Aralık akşamına kadar geçen sürede ; görsel ve yazılı medyada, son 6 gün içinde yaşanan olaylarla ilgili olarak çıkan haberleri yakından izledik ve tercihimizi; ülkemiz ve geleceğimiz için oldukça önemli olduğu düşüncesi ile Suriye'deki iç savaş ve düşürülen savaş uçağı ve sonrasında yaşananları yazımıza konu etmeyi uygun gördük.
Yaklaşık dört yıldır, güney komşumuz Suriye'de yaşananlar tam bir trajediye dönmüş, yaklaşık 50 bini bebek ve çocuk olmak üzere 400 bin Suriye vatandaşı hayatını kaybetmiş, 8 milyondan fazla insan ise vatanlarını terketmek zorunda bırakılmıştır. Son bir - iki yıl içinde Akdeniz ve Ege'de ölen Suriyeli göçmenlerin sayısı ise 250 bini aşmıştır. En acı olanı ise, ölenlerin içinde; neler olduğunu anlayamayan, korunmaya, sevgiye ve bakıma ihtiyacı olan onbinlerce bebek ve çoçuk. Vicdan taşıyan her insan için yürekler acısı bir durum.
Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Kırallık, ortadoğu ile ilgili emelleri doğrultusunda 1990'lardan önce yaptıkları 50 yıl süreli projenin ilk işaretlerini, baba Bush'un 1990 yılında Kuveyt sorunu nedeniyle Irak'ı işgal etme ve Baasçı rejimi yıkma niyeti, oğul Bush tarafından 2003 yılında gerçekleştirildiğinde, ortadoğuyu ve özellikle Suriye ve kuzey Afrika'yı nasıl bir gelecek beklediği hususunda bir yargıya varabilirdiniz.
17/12/2010'da Tunus'ta “ Yasemin Devrimi” adı verilen halk ayaklanması ile başlayan; Cezayir, Ürdün ve Mısır'la devam eden, 26 Ocak 2011'de Suriye'ye, 17 Şubat'ta Libya'ya sıçratılan “ Genişlemiş Büyük Arap Baharı” adı verilen halk ayaklanmaları bir tesadüf değil, 1990'dan önce yapılan planın adım adım uygulamaya konulmasıdır.
Suriye'deki olaylar, ilk olarak Dera'da 15/11/2011 tarihinde başlamış, Esed karşıtı muhalifler silahlanarak topyekün çatışmaya girmiştir. Suriye muhalefeti, devlet başkanı Beşşar Esed ve Baas rejimini devirmek ve kendi ifadeleriyle Özgür Suriye devletini kurmak için silahlı isyana başlamışlardır. Her iki taraf da dışarıdan askeri ve ekonomik destek almaktadır. Çatışmaların halen sürdüğü Suriye'de Esed'in kontrol edebildiği ülkenin ancak % 15'idir.
Yaşananlardan anlaşılan şudur: Her nekadar Suriye'nin toprak bütünlüğü dillendirilse bile, önümüzdeki 3-5 yıl içinde Suriye toprakları üzerinde, etnik ve mezhepsel olarak en az üç ulusun oluşumu sağlanacaktır.
Kırım'ın işgali ile etkinliğini artıran Rusya; Beşer Esed'in çağrısı ile ortadoğu üzerindeki emellerini gerçekleştirmek fırsatı yakalamış, Amerika ile vardığı mutabat çerçevesinde, DAİŞ terör örgütünü sindirmek ve varlığını kaldırmak görüntüsü altında, Beşşer Esed'i destekleyerek Akdeniz kıyısında Lazkiye'deki hava üssünü ve dolayısiyle Suriye'deki askeri varlığını garanti altına almak istemektedir.
Düşürülen Rus savaş uçağı ile ilgili düşüncelerimize gelince ....! DAİŞ'i vurmak bahanesiyle, Suriye'de yaşayan Bayırbucak Türkmenleri'ni bombalamak üzere Suriye toprakları üzerinden gelip Hatay sınırımızı ; umursamaz bir tavırla, kasıtlı ve art niyetli olarak ve üstelik defalarca da uyarılmasına rağmen bilerek ihlal eden bir savaş uçağını vurarak düşürmek: sınır güvenliğini sağlamak ve vatan toprağını korumakla görevli silahlı kuvvetlerimizin en temel hakkı ve vatandaşlarına karşı da hem görevi hem de sorumluluğudur. Bunu gerçekleştirmek için özel bir izne de ihtiyacı yoktur.
İhtiyacı olan tek şey: vatan topraklarımızı dış tehdit ve saldırılara karşı korumak ve kollamak azmi, vatan sevgisi, onur ve biraz da cesarettir.
Yaşanan bu olay! Vatanımız için kötü niyet besleyenlere ders olmalıdır.
Önümüzdeki çarşamba görüşmek üzere hoşçakalın.
Okunma Sayısı: 7330
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.