LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
18 Eylül, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    41.32
  • EURO
    48.86
  • ALTIN
    4850.9
  • BIST
    11.166
  • BTC
    117264.42$

Zoru Başaran Ekip – 12

18 Eylül 2025, Perşembe 15:17
Zoru Başaran Ekip – 12

Teknemizi neta edip her şeyin yolunda olduğuna karar verdikten sonra, bar dolabından bir şişe rakı aldım. Oğlum Remzi’ye de buz kovasını buzla doldurmasını söyledim. Rahat hareket edebilmek için rakı şişesini ve buz kovasını bir poşete koyarak sağ elime aldım. Böylelikle passerella’dan kolayca inebilecektim. Elimdeki poşeti Şükrü Dayı’ya göstererek:
— “Balıklar senden, içecek benden!” dedim.
Şükrü Dayı da:
— “Balıklar kızarıyor, Altın Yengen de salata yapıyor, gel!” diye seslendi.
Hemen yanı başımızdaki Şükrü Dayı’nın balıkçı teknesine geçtim. Ben balıkçı teknesi diyorum ama, öyle sıradan bir kayık değildi bu. Lüks bir yatla kıyaslanamazdı belki, ama her zaman pırıl pırıl olurdu. Şükrü Dayı teknesini neta tutar, her şey yerli yerinde olurdu. Eşi Altın Yenge de onun bu titizliğine ayak uydurur, adeta yanında miçoluk yapardı.
Teknelerinde marin bir tuvalet, kromdan içme suyu tankı, yağına suyuna özenle baktığı 35 HP gücünde süperstar şanzımanlı bir motor vardı. Hatta zaman zaman dümeni kullanmak zorunda kalan Altın Yenge için hidrolik dümen bile taktırmıştı. Kısacası her şey mükemmeldi. Ama bu tekne, tüm bu donanımına rağmen hâlâ bir balıkçı teknesiydi; piyade azmanı gibi yapılı, fakat karpuz kıç tasarımı sayesinde ağ atarken ve toplarken geniş bir alan sağlıyordu.
Altın Yenge, teknenin güvertesine –davlumbaz üstüne– bir sofra örtüsü sermiş, üzerine de krom bir tepsi koymuştu. Biz de bu sofranın etrafına bağdaş kurarak oturduk. Hal hatır sorduktan sonra bardaklara rakıyı ben doldurdum, su ve buzla tamamladım. Altın Yenge ise çoban salatası ve kızarmış balıkları krom tepsinin üzerine koydu.
Şükrü Dayı ile kadehlerimizi tokuşturduk:
— “Sıhhatine, sağlığına!”
Bir yudum aldık.
Sohbet koyulaşırken Şükrü Dayı balıklardan bahsetmeye başladı:
— “Kim demiş balıkçı balığın iyisini yiyemez diye? Bak şu barbunun iriliğine!” dedi.
Gerçekten de balık iriydi ama yarısı yoktu. Dayı açıklamayı sürdürdü:
— “Aşağıda muzur çok, yılan balığı yarısını yemiş. Ne olmuş yani, diğer yarısını da biz yeriz!”
Hep birlikte kahkaha attık. Balığın yarım olması önemsizdi; önemli olan taze ve lezzetli olmasıydı. Altın Yenge’ye dönüp teşekkür ettim:
— “Ellerinize sağlık, salata da balık da çok güzel.”
O da gülümseyerek:
— “Afiyet olsun, yarasın!” dedi.
Şükrü Dayı, gençliğinde Bozburun ve yöresinde çok revaçta olan müzisyenlik yapmış, bateri çalmış. Datça ve Becce taraflarında hangi düğünlerde çaldığını hâlâ hatırlıyor, o günlerdeki yemekleri, içkileri ve köylerde gördüğü ilgiyi ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Kadehlerimizi yeni bitirmiştik ki, yanımıza altı polyester, Haypalon şişme tüpleri olan yepyeni bir Zodyak hizmet botu yanaştı. O yıllarda yeni çıkan bu botlar, üflemeli jet motorlardandı. Eğer sürat yoksa dümen tutmaz, bot da gemiciyi yönetirdi. Botu kullanan genç denizcinin ilk kez böyle bir şey deneyimlediği belliydi. Bot ona değil, o bota hâkim olmaya çalışıyordu.
İçimden onu uyarmak geçti. Ama sonra vazgeçtim. “Gençtir, yanlış anlar, canımı sıkar,” dedim. Zamana bağlı olarak öğrenir elbet. Bugün hâlâ onu uyarmadığım için kendimi suçlu hissederim.
Biz muhabbetimize devam ederken genç birkaç defa aynı botla gidip geldi. Biz ise aperatif olarak içtiğimiz rakıdan gayet memnun bir şekilde “yeter” dedik. Şişede kalanını Şükrü Dayı’nın bozduğuna koymasını istedim. Rakının geriye kalanını tekneye götürmek olmazdı. Dayı da bu jestime karşılık:
— “Sensiz güzel olmaz ki, yalnız içilmez ki o!” dedi.
Teşekkür edip tekneden ayrıldım. Onlar motorlarını çalıştırıp yan koylardan birine geçeceklerdi. Çünkü bulunduğumuz yer birazdan disko müziği, kalabalık ve curcuna ile dolacaktı. Onların dinlenmeye ihtiyacı vardı.
Balıkçının sermayesi uykuydu. Ağ atmak için sabah çok erken kalkmalıydılar. Karanlıkta atılan ağ, ortalık aydınlanmadan denizde olmalıydı. Ağlar bırakıldıktan sonra, bir çay içimi ve kahvaltılık vakti geçer, ardından ilk samandıradan başlayarak ağlar toplanırdı.
Devam edecek…


Okunma Sayısı: 99

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.