Muğla
17 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

ATATÜRKÇÜ ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIMA;

24 Kasım 2022, Perşembe 17:37

“29 Ekim 1919 da Antep'e giren Fransız askerleri,Antep Ermenilerince bayraklar,çiçekler ve “yaşa”larla karşılandı.Ermenilerin bu denli çılgınca gösteri yapmalarının bir nedeni de şuydu: Gelen işgal kıtaları arasında bir de tam gereçli bir Ermeni alayı vardı.
        İşgal kumandanı Saint-Marie,Antep'e gelir gelmez,Fransızların geri sömürgelerinde uygulanan usullerle Türk halkının gönlünü kazanmayı düşündü.
        Sabahleyin birkaç otomobillik maiyetiyle Reşadiye İlkokulu'nun kapısında göründü. Saint-Marie ve arkasındakiler,Fransız okulunu gezer gibi ders yapılmakta olan sınıflara girip çıkmaya başladılar,Her girdikleri sınıfta birkaç dakika dikilip duruyor,dersleri dinliyor,sonra çıkıyorlardı.Öğretmenler de Onları hiç görmemiş gibi yaparak derslerini sürdürüyorlardı.
        Albay Saint Marie ile öbür subaylar,bütün sınıflara böylece bir kez girip çıktıktan sonra,öğretmenler odasına girip oturdular. Dersten çıkan öğretmenler,odalarına döndüler ve birer sandalyeye ilişmiş olan Fransız subaylarına incelik ve görgü gereği:
        -Hoş geldiniz!
        Dediler. Öğretmenler;Albayın kendilerinden çok,duvarı kaplayan duvar saatiyle ilgilendiğini gördüler.Albayın dediğine göre bu,pek eski bir Fransız saatiydi.Şimdi de bu tip saat yapılmıyordu. Bu saat kendisine hediye edilirse çok sevineceğini söyledi. Sonra kitaplığı gözden geçiren kumandan,okulu çok beğendiğini anlattı. Sonra,gitmek üzere ayağa kalktı ve tercümanına,öğretmenlere kırk-elli altın vermesini söyledi.Tercüman,altınları cebinden çıkarıp öğretmenlere uzatırken:
        -Kumandan hazretleri,okulumuzdan çok hoşnut olarak ayrılmaktadır. Bu altınları size bu hoşnutluğunun karşıtlığı olarak veriyor,dedi.
        Öğretmenler şaşırmışlar,birbirlerinin yüzüne bakıyor,ne diyeceklerini bilmiyorlardı.Birisi:
    -Kumandana ihtiyacımız olmadığını söyleyiniz.Millet bize bakacak güçtedir,dedi.
        -Kumandan hazretleri ihtiyacınız olmadığını biliyor.Ancak okulunuzdan güzel izlenimle ayrıldığı için bunu ödül olarak veriyor.
        -Güzel izlenimle ayrılması bize yeter.Bunu başka ihtiyaçlarınızda harcayınız.
        Ders zili çalmış,öğretmenler sınıflara girmeye hazırlanıyorlardı..Bunun için izin isteyerek odadan çıkmaya davrandıklarında,tercüman:
        -Madem ki parayı almıyorsunuz,kumandan hazretleri,yarın çocuklara dağıtılmak üzere şeker gönderecek,bunun kabulünü diliyor,dedi.
        Öğretmenler, daha diretmeyerek kumandanı okulun kapısından uğurladılar. Kumandan otomobillerin çevresini bir merak dolayısıyla almış olan kalabalıkça bir çocuk grubu için yere birkaç avuç çil kuruş serpiştirdi ve onların tane toplayan civcivler gibi birbirini çiğneyerek bunları kapışmasını bekledi. Başka kolonilerde bunu denemişti,sonucunu biliyordu.Garip değil mi? Hiçbir çocuk eğilip yerden bir kuruş almayı aklının kıyısından geçirmedi. Çil paraları,torbadan avuçlayarak yerlere saçan tercümanın durumunu zehir gibi bir gülümseme ve küçümsemeyle izlediler. Kumandanla adamları otomobillerine binerek uzaklaştılar.
        Öğretmenler,ertesi gün gönderilecek şekerlere karşı ne biçimde davranılması gerektiğini “Maarifi İslamiye” derneğinden sordular. Dernek de bunun üzerinde bir karara varamayarak mutasarrıfa bildirdi. Mutasarrıflıktan gelen buyruk şekerlerin alınmaması yolundaydı. Ertesi sabah,şekerler bir otomobiller geldi. İki Fransız askerinin taşıdığı dört sepet şeker öğretmenler odasına getirildi. Askerlerin başında iki de Fransız subayı vardı. Öğretmenler,şekerleri almayacaklarını söyleyince subaylar, kumandanın buyruğu gereğince şekerleri yine de öğretmenler odasına bırakıp gittiler. Bunun üzerine okul yöneticileri de bir otomobil tutarak dört sepet şekeri bir hademeyle kolejdeki Fransız karargahına gönderdiler. Hademe şekerleri bir türlü Fransızlara veremeyerek yine alıp okula getirdi. Öğretmenler,şekerleri,hademeyi ve şoförü yine geri çevirdiler,Eğer Fransızlar,bunları almazlarsa kolejin kapısına bırakıp döneceklerdi.Fransızlar şekeri bu kez de almadılar.Görevliler de bunları kolejin kapısına bırakıp döndüler…..”Kutsal İsyan Cilt :3,sy:526-527-528 Hasan İzzettin Dinamo”
        Değerli Öğretmen Arkadaşlarım;sevgili öğrenciler;
         Sizin dedeleriniz Antep'te öğretmendi. Sizin babalarınız o öğrencilerin yaşdaşlarıydı. Belki onların üç beş kuruşa,altına ihtiyaçları vardı. Belki  o öğrenciler Fransızların cicili bicili şekerlerini hiç görmemişlerdi. Ama hiçbirisi dönüp bakmadı bile. Hepsi işgalci Emperyalist Fransızdan daha zengindi. Zenginlikleri onurlarından geliyordu.
        İşte Baş Öğretmen M.K.Atatürk,Kurtuluş Savaşını böyle onurlu Öğretmen ve öğrencilerle kazandı.
        
        Selam olsun, onurları ve gururları için mücadele eden öğrenci ve öğretmenlere
                                                        Bu duygularla ÖĞRETMENLER GÜNÜ nüzü kutlarım.


Okunma Sayısı: 222

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.