LAÇİNNN
s
Muğla
06 Ekim, 2024, Pazar
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

AYDIN HAVASI

09 Aralık 2021, Perşembe 12:18

      Tüm ağır koşullara  ve olumsuzluklara karşın, ülkemizde yeniden var olma uğraşısının sürdüğü günlerdi. Bugün, Avrupa’da tarımın doruğa çıktığı ülkelerin esamisi okunmazken  biz kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik… Öğretmenlerimiz bize bunları gururla anlatırken, çocukluk yıllarımızı  geride bırakıyorduk. Geri kalmış ülkelerin bizi örnek aldığı o günlerde,  her şey yerle yeksan olmuş, Büyük kurtarıcının “İktidara sahip olanlar gaflet, delalet ve hatta ihanet içinde bulunabilirler.”sözleri doğrulanırcasına “geri bıraktırılmak adına” ne varsa adım adım uygulanmaya başlanmıştı.

       Sanayimiz olmamasına karşın, dış ticaretimizin büyük ölçüde tarımsal ve hayvansal ürünlerimizle karşılandığı günlerdeydik.  Türk Tarımındaki gelişmeyi nasıl durdurabiliriz, tarımı ve hayvancılığı yok ederek, bu ülkeyi kendimize daha da bağımlı duruma nasıl getiririz? Konularında araştırmalar yapmak üzere ülkemize  gelen Amerikalı uzmanlar, dağlarından yağ, bağlarından bal akan ve gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü olan güzel Aydın’ımızı da ziyaret ederler. Germencik’in Mursallı köyüne gelirler… Zeytin ağaçlarını, bilumum meyvelikleri incelerler. Ama en çok da ilgilerini “incir ağacı” çeker. Zamanın kaymakamı, köy muhtarını görevlendirerek konuklarımıza 8-10  adet incir fidanı hazırlamasını söyler. Bir demet, bağlanmış incir fidanı Amerikalı konuklara verilir. Böylece bu gizemli ve ilginç meyve Amerika’da yetiştirilmeye başlanacaktır.

     Kahveler, çaylar içilir. Konuklar ve değerli yöneticilerimiz araçlarına binmeye hazırlanırken yorgun, yoksul ama bilgiç bir köylü elinde ağzı mantarla tıkanmış boş bir şişeyi Amerikalı uzmanların başındaki beyefendiye uzatır. Aynı zamanda bir Türkiye uzmanı olan yetkili merakla, “Bu nedir?” diye sorar köylüye. Köylü dayı bilgiççe, “ Siz şimdi incir fidanlarını  götürdüğünüz yerde dikeceksiniz ya,  işte bu da “AYDIN HAVASI” çünkü bu fidanlar aydın havası olmayan yerde yaşayamazlar.” der.

         İşte böyle;  Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, tarım reformu yapılsaydı, tarım toplumundan  sanayi toplumuna geçişi başarabilseydik, nüfus artışını düzene koyabilseydik, ve o zamanlar,  ülke kalkınmasının önü kesilmeseydi. Bu gün her anlamda  ileri düzeyde bir dünya ülkesi olmuş olurduk.

       Sizce?


Okunma Sayısı: 5695

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.