BUNDAN ŞUNDAN ONDAN
25 Ağustos 2025, Pazartesi 15:14İnsanların olduğu kadar, kentlerinde bir belleği vardır. Bunlar, bu topraklar üzerinde yaşamlarını sürdürmüş insanlar tarafından, toprak üzerine kondurulan çeşitli yapılar ,doğal hallerinden , sözüm ona ıslah edilen tarım arazileri ve yapıları ile iz bırakılmaya çalışılmıştır. Şu tarla, şu efendinin , şurası şunun gibi isimlerle alınır gider. Örneğin ,şimdi oturduğum evin bulunduğu araziyi ben bildim bileli, Badik Harımı (Tarlası) olanak biliriz. Sasamarı, Yanık harman, çanlı belen, Ayvaz boğazı, Bümbüldek VS,VS. bu sürer gider.
Bu yarım adamızda; İsmini bildiğimiz ilk İnsan topluluğu ;LELEGLER, Dorlar, Akalar, İyonlar, Helenler, Fenikeliler, Lidyalılar Persler, Araplar MS kabaca bin yıllarından itibarende, oğuz boylarından İskenderoğlu Yörüklerince ( YIVA BOYU) vatan belenerek , zamanımıza kadar iskan görmüş bir vatan parçası.Hepimizin etnik yapısını gen haritasından izlemeye çalışsak, nerelere kadar uzar gideriz, bilmiyorum. Hele biz TÜRKLER öncesinde ,bilhassa Afrika'dan deniz yolu ile gelen/getirilen insanların yarattığı bir mozaik olmuşuz. Bilhassa ANTİK DÖNEMDE deniz yolu ile nerelere kadar uzanan bilmişiz. Sahi siz: acaba. dünyanın 7 harikası olarak kabul edilen İSKENDERİYE FENERİ nin mimarının Knidoslu olduğunu bilir misiniz.? Günümüzde ise: ülkemizin 81 vilayetinden, hatta pek çok ülkeden gelenlerin ,ikinci baharını Datçamız'da geçirmekte olduğunu görüyoruz.
Datça'nın DATÇA olduğunun resmen BAKANLAR KURULU KARARI ile tescil edildiği 04,12,1933 tarihinden bu yana kimler geldi kimler geçti.
İşte tüm bu nedenlerle ,Antik dönemden itibaren yarımadamızın hemen hemen her tarafı iskan görmüştür. Zamanımızda da bu artarak devam etmektedir. Yoğun yerleşimin olduğu ,Burgaz mevkiindeki ESKİ KNİDOS ve Yarımadanın batı ucundaki KNİDOS Antik kentlerinde şehirleşmenin bir plan dahilinde yapıldığını görüyoruz. Bilhassa Antik Yeni Knidos da, HİPPODAMİK bir yerleşimin (birbirini dik kesen sokaklar)
olduğunu ,limanlarını bile doğal yapıya uygun inşa ettiklerini görüyoruz.
Adım attığımız her alana insan elinin değdiğini gördüğümüz ilçemizde ,KENT BELLEK ARŞİVİNİN Etnografik bir müzede yaşatılmasının ve korunmasının önemini defalarca yazıp söyleriz de, üzülerek ifade etmeliyim ki, makamların sorumlularına bunu anlatamadık. Kamu hizmet binalarının, daha çok gösteriş örneği gibi olmasının tercih edilmesini, diğer yapıların ise ,yalnızca RANT objesi şeklinde tercih edilmesini değiştirmedik. Bakalım ne zamana kadar bu sürüp gidecek.
Sayın yetkili ve ilgililerimizin istihdam yaratma yönteminin yalnızca , inşaat ve bina inşa etme olduğu düşünülürse, toprak tarım gibi alanlar, ilgi alanlarının dışında kalmaya mahkum.
Diğer konularda buluşmak üzere, sağlıcakla. YK
Okunma Sayısı: 271
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.