CAN YÜCEL-SANAT, EDEBİYAT-YEREL YÖNETİMLER

-Paris'tesin. 10 Frank'ın var(O zamanlar Fransız parasıydı) .  Karnın çok aç;Çok sevdiğin bir film var; yeni basılmış, edinmek istediğin bir kitap var. Soruyu sormuyorum bile. Seçeceğin seçenek, senin kültüründür…

(Yanlış anımsamıyorsam, Bedri Rahmi Eyüboğlu bunu Refik Durbaş'a anlatıyor…)

12 Ağustos Can Yücel'in ölüm yıldönümüdür. Her yıl bu günde mezarı başında anma yapılır. Bu yılda(12.08.2022) öyle oldu. Anmada yapılan konuşmalarda, daha önceleri Datça Belediyesinin çok katkısının olduğu, hatta şenlikleri belediyenin yaptığı; şimdiki belediyenin, Can Yücel'e sahip çıkılmadığı anlatılmış.  Çok haklılar.Ben Datça'ya ilk kez Can Şenliği nedeniyle gelmiştim. Ya 2004 ya da 2005 yılları olmalıydı. 

Zamanın Belediye başkanı, Erol Karakullukçu  sanatı, edebiyatı seven biriydi. Selam ve sevgilerimi yolluyorum. Zamanla o da peşini bıraktı. Burada, aydınlarımızın da suçu vardır.Ben kendisine sormuştum. Uzun uzun anlatmıştı. Ama sadece şunu alıntılasam yeter sanırım:

-Ya, bir sürü iş yapıyoruz, masraftan kaçınmıyoruz. Arkamızdan, dışarıdan gelen, bazı kendini bilmezler küfrediyor…Buna orada bulunan akıllı uslu insanlar engel olmuyorlar. 

Demem o ki, sadece Erol bey'in kusuru değilmiş demek ki…Bu konuyu burada kapatıyorum. Özet olarak Karakullukçu dönemi Datça'da sanata, edebiyata, aydına değer verilen bir dönemdi. Nasıl yalanlarla uzaklaştırıldığını da yerel seçimler öncesi uzun uzun yazacağım. Bazıları şimdiden gardını alsın!

Rahat dururlar mı? Şener Tokcan diye biri geldi. Şansı TRT'nin adam gibi yayın yaptığı bir dönemde, orada çok etkili ve yetkili bir durumda bulunmasıydı. Sanat camiası kendisini yakından tanıyordu. 

Bir düşünün, milyonlarca liraya yapılan Malatya Sinema günleri, Datça'daki kadar ses getirmedi. İnsanlar, hatta İstanbul'da yaşayanlar bile Tarık Akan'ı, Fatma Girik'i, Aytaç Armanı, Eşref Kolçak'ı; Türkan Şoray'ı , daha onlarca sinema sanatçısını Datça'da gördü. Sohbet etti. Fotoğraflar çektirdi.

Yetmedi; Edebiyat Günleri yapıldı. Hem de dolu dolu üç gün üç gece, Muzaffer İzgü'den Özkan Mert'e,Semih Poroy'dan,Adnan Gerger'e, Şükran Soner(Ketenci) adlarını sayamadığım yüzlercesi ağırlandı, Belediyece. 

O bilinen sanat karşıtı grup, "Belediyenin paraları nerelere gidiyor? Yaygarası kopardılar. Maalesef kendi partisi içinde de ayağına bakan birçokları vardı. 

Şunu yapmadı, bunu yapmadı. Fısıltılarını bırakında, bunlar ne peki?

Gelişmemiş Arabesk toplumlarda, sanat sevilmez, sanatçı sevilmez. "Sanatın içine tükürülür…" 

Sanatçı hapislere atılır,

Sanatçı yadsınır.

Ve hatta sanatçının mezarı kırılır. Bugün 19 Ağustos 2022 . Bundan tam 11 yıl önce, yani 19 Ağustos 2011 yılında Can Yücel'in mezarı  parçalanmıştı. Bunu da ayrıca incelemek, yazmak gerekir. Onu da başkası yapsın…

Ama bunu , Sosyal Demokrat Belediyesi olduğunu iddia edenler yapmamalıdır.

Sanatın içine tükürenlerle farkınız ne? Siz tükürmezsiniz biliyorum. Ama sanatçıya sahip çıkmazsanız, bu tükürükçüler çoğalır. 

Birkaç yıldır, bu işi belediyenin elinden alıp, yüzüne gözüne bulaştırmadan yapan, birileri var. Datça Kültür Sanat Dayanışması. Hepsi iyi niyetli. Sıfır bütçe ile işler yapıyorlar… Ama yetmez. Ya merkezi idare, ya da yerel yönetim ki, böyle yerlerde Yerel yönetimler sanat ve edebiyata mutlaka sahip çıkmalıdırlar. Hele Can Yücel'e…

Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar'ın Can Yücel'in mezarı başında dediklerini önemsiyorum ve not ediyorum:"Bizim tembelliğimiz var mı var(belediye için diyor). …Bu gün bir daha anladım. Bu etkinliğin tembelliğini bir daha Datça Belediyesi'ne yaşatmayacağım, yaşattırmayacağım…."

Unutmayın Can Yücel CAN katar…

Unutmayın Can Yücel YÜCELtir