Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

CUMHURİYET KURULURKEN SABAHATTİN ALİ OLAYI- ATATÜRK’E RAĞMEN…

25 Ocak 2024, Perşembe 16:54

“Kitap yazma ve çeviri işleri ulusal egemenliğin dayanağıdır…”
Sabahattin Ali Konya’da öğretmendir. Ondan önce Almanya’da bulunmuştur.
Almanya’da bulunduğu yıllarda yazdığı bin şiir yüzünden hapse atıldı.
Onu ihbar edenin yazar Cemal KUTAY olduğu söylenir…
Bir not daha ekleyelim; S.Ali, İzmir suikastı nedeniyle yargılanıp, idam edilen Ziya
HURŞİT’in uzaktan da olsa akrabasıydı. Bu olaydan dolayı Atatürk’e kırgındı.
Ama S. Ali’nin asıl suçu! Almanya’da bulunduğu yıllarda Nazilere duyduğu tepki ve
Spartakistler’e yakınlığıydı( Rosa Lüxemburg, K.Liebknecht)
1928-1930 yıllarında Almanya’da kalan S.Ali sınırdışı edildi. Türkiye’ye dönünce çeşitli
dergilerde yazılar yazmaya başlamıştı. Bu arada Zekeriya –Sabiha Sertel ve Nazım hikmet’le
de tanışmıştı.
Eğer, Konya’da öğretmenken, onu ihbar etmeselerdi, onun şiirinden kimsenin haberi
olmayacaktı. İşte suçlu bulunan şiir:
Hey anavatandan ayrılmayanlar,
Bulanık dereler durulmuş mudur?
Dinmiş mi olukla o akan kanlar,
Büyük hedeflere varılmış mıdır?
Asarlar mı hala hakka tapanı?
Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
Köylünün elinde var mı sabanı?
Sıska öküzleri dirilmiş midir?
1933 yılının Ekim ayının 29 Günü, yani Cumhuriyet’in Onuncu yılında, cezaevlerinde
yatan 70-80 bin kişi, Mustafa Kemal’in istemiyle yapılan afla dışarı çıkmıştı.
S.Ali’nin Sinop Cezaevinden çıkmasına karşı çıkan, Atatürk dışındaki kimileri biraz
çekingen davrandılarsa da, S.Ali’de tahliye edildi. Ankara’ya gelip, eski görevine dönmek için
devlet kapılarını aşındırmaya başladı.
Çoğu kişi, Paşa’ya yalvararak, adamını bularak, devletin üst kademelerine gelmiştiŞükrü Kaya’nın polisleri! İlericilerin ensesindeydi.
S.Ali kimi dostları “BABA” ya bir pişmanlık yazısı yazmasını salıkladı.
O da, M.Eğitim bakanı Hikmet Bayur’a başvurdu.
M.Eğitim Bakanlığı kurum olarak “ Suç Paşa’ya karşı işlenmiştir. Bir şey yapılamaz “
diyerek kesip attı.
O yılmadı. Şürayı Devlete(DANIŞTAY) başvurdu. Oradan
-Cevazı istihdam, kullanılabilir, kararı verdi
Bu kararla tekrar MEB’na başvuru yaptı. Bakan Bayur:
-Bu karar yeterli değildir. Seni kullanmamız için bir yasal zorunluluk yoktur
S.Ali direndi, şöyle dedi:
-Benim devlete hizmet borcum var. Beni çalıştırmak zorundasınız.
Bakan;
-Sizin borcunuzu affediyorum!...
S.Ali bağırarak:
-Benim borcum size değil, devletedir. Bundan dolayı sizin , benim devlet borcumu
affetmek yetkiniz yoktur.
-Bakanlığımca, hakkınızda yapılacak başkaca bir işlem yoktur.
-Neden?
-Oğlum, senin suçun Paşa’nın kendine yöneliktir. Buna biz karar veremeyiz.
S.Ali;
-Öyleyse ben kendim Mustafa Kemal’e çıkacağım.
Tam kapıdan çıkarken Bakan;
-Dur gitme, pek de inatçıymışsın. Bir çözüm düşünelim. Sen bana bir hafta sonra
yine gel.
S.Ali bir hafta sonra bakanlığa gelince elinde şu şiir vardı;
“ Sensin, kalbim değildir, böyle göğsümde vuran,
Sensin, “ÜLKÜ” adıyla beynimde dimdik duran,Sensin, çeyrek asırlık günlerimi dolduran,
Seni çıkarsam, ömrüm başlamadan bitiyor.
Hem bunları ne çıkar anlatsam bir diziye?
Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya.
Kısacası; gönlümü verdim Ulu Gazi’ye,
Gönlümde şimdi yalnız O’nun aşkı yatıyor”
Bu şiir daha bakanın eline ulaşmadan, Bakan Hikmet Bayur, Mustafa Kemal’le bir
sofrada buluşmuştu. Bir punduna getirip, Paşa’ya
-Paşa’m, hani hakkınızda ağır bir şiir yazmış olan öğretmen vardı ya…
-Evet..
-Aftan yararlandı, Yine öğretmenliğe dönmek istiyor,
-Atanmasında yasal bir sakınca var mı?
-Hayır Paşam.
-Öyleyse neden bana soruyorsun?
-İşlediği suç size karşı da…
-Aşk olsun sana Hikmet, kişisel gücenikliğimle devlet işlerini karıştıracak kadar beni
bencil mi sandın? O genci ilk açılacak yere hemen atayınız.
S.Ali, Hitler faşizminin Türkiye’deki siyaseti etkileyinceye kadar, bürokrasinin değişik
yerlerinde, çalıştı. Daha sonra O’nun eski görüşleri ve durumunu söz konusu eden faşistlerce
provokasyona getirilip, sınır boylarında öldürülmesi sağlanacaktı. (Sabahattin Ali Dosyası diye
çok ayrıntılı bir kitabı var Kemal Sülker’in ,öneririm)


Okunma Sayısı: 134

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.