LAÇİNNN
s
Muğla
14 Mayıs, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    38.80
  • EURO
    43.17
  • ALTIN
    4063.9
  • BIST
    9.747
  • BTC
    102916.45$

HIDRELLEZ RİTÜELLERİ

12 Mayıs 2025, Pazartesi 16:34

  DÜZEN VE TEMİZLİK: Hıdrellez gününde Hzır'ın tüm evlere uğrayacağına inanıldığı için, insanlar evlerini baştan sona kadar temizler. Anadolu'da Hıdrellez bir bayram gibi kutlanır. Hızır'ın temiz olmayan eve gelmeyeceği ve bereket getirmeyeceğine inanılırdı. Ev temizliğinden sonra  vücut bakımına geçilir. Erkekler en güzel giysilerini giyer, traş olur. Herkes banyosunu yapar, kadınlar en güzel giysilerinin yanında rastıklarını çeker, allıklarını sürer, Hızır'ı beklerdi. Ama öğleden sonra halk bir araya  gelmek için evden çıkardı.
 HIDRELLEZ DİLEKLERİ:  Bu kutsal günde her dileğin kabul edileceğine inanılır. Çevrede bulunan ve adına HIDIRLIK denen yere veya yakını gidilip, adaklar adanırdı. Böyle yerlerde bir hazire, kutsal bir mekan ve mutlaka kutsal kabul edilmiş, tarihi bir ağaç bulunurdu. Bu ağaç dilek ağacıdır. Oraya dilek anlamında  renkli bezler asılırdı. 
AĞAÇLAR VE ÇİÇEKLER: Hıdrellez gününde bazı çiçek ve ağaçlar önemli görülür. Kırlardan toplanan bitkilerden yapılan yemekler o gün tüketilir. Çeşmelerden su alıp, içilirdi. Kuzu etinden ve bahar yeşilliklerinden “ Hıdrellez pilavı” yapılırdı.
BEREKET İÇİN: Hızır'ın eve bereket getirmesi için , tencerelerin kapakları geceden açık bırakılır. Cüzdan ve çantaların ağız kısımları da açık bırakılırdı(bir şey konulacağından değil, sadece bereketin girmesi için) 
GÜL AĞACINA DİLEK: Hıdrellezde gül ağacına dilek tutmak önem taşır. Hızır ve İlyas'ın gül ağacı dibinde bulunduklarına inanılır. O nedenle gül ağacı öne çıkardı. Bir kağıda dilekler yazılıp kağıda asılır veya ağacın dibine gömülürdü. Ağacın dallarına renkli ip ve şeritlerle dilekler tutulurdu. Toprağa gömülen dilekler ertesi gün kimse görmeden alınır ve akan bir suya bırakılırdı. Çünkü İlyas'ın denizden, sudan geleceğine inanılırdı.
HIDRELLEZ ATEŞİ: Tıpkı Nevruz Ateşi gibi Hızır ateşi yakılır ve üzerinden en az üç kez atlanırdı, dilek tutarak
HIDRELLEZ MANİLERİ: Çok ünlüdür. Çok zevklidir. Bir yıl boyunca ya da doğaçlamadan kızlar, erkekler karşılıklı maniler söyler, ya da küçük kağıtlara yazıp birbirlerine gönderebilirlerdi. 
        HIDRELLEZ YEMEKLERİ:
HIDRELLEZ ÇORBASI: Sarmısaklı, mantarlı, terbiyeli tam bir şifa deposu. Bu çorbanın adı hıdrellez olsa da, hıdrellez zamanı dışında da Anadolu'da yapılan lezzetli bir yemektir. 
HIDRELLEZ PİLAVI: Tereyağı ile hazırlanan pilavın üstüne kuzu eti ve en üste salçalı bir sos yapılır. Et ve pirincin buluşmasıdır. 
 Tüm Hıdrellez yemeklerini yazmam mümkün değil. Ancak bir liste yazayım;
*Soğuk ayran aşı, Keşkek, Zeytinyağlı yaprak sarma, Kuzu mutancana, Madımak, Yoğurtlu dövme çorbası, Boşnak böreği, Mıhlama, Tepsi Kebabı, Tepsi kebabı, Ispanaklı tepsi böreği, Firik pilavı, Höşmerim, Un helvası, Kalburabastı, Kağıt kebabı, Ezogelin çorbası, Haşhaşlı rulo çörek.
    Gördüğünüz gibi bu yamakların hemen hemen tamamı Hıdrellez dışındaki zamanlarda da zevkle yapılan ve yenen yemeklerdir. Mayıs ayının bolluğunu simgeleyen bir listedir. 
        ÇARŞAMBA'DA HIDRELLEZ
    Annem şöyle derdi:
    -Git yedi yerden(kuyudan) su topla çabuk gel…gudumsuzun (uğursuz) biri gelir de…
    Öyle bir inanıştır ki, hıdrellezde uğurlu biri kapıyı ilk açmışsa, o yıl bereketli geçer, yok uğursuz biri gelmişse, kuraklık, sel vs. hep ona yüklenirdi…
    Hıdrellezin geleceği  ve devamı, Pazar arabaları üzerindeki kırmızı boyalı yumurtalardan anlaşılırdı. 
    Köyümüzde öyle paskalya yumurtası gibi yumurta boyayamazdık. Ama baca kurumu ya da soğan kabuğuyla pişirirken boyardık yumurtaları…
    Bir de iddialı yumurta tokuşturması( kırmacası) oynanırdı. Benim dediğim yıllarda yumurta 10 kuruş-15 kuruş arasındaydı. 
    Ben Beylerce'de okudum ilkokulu. Biz okulla birlikte traktör römorkunda Şeyhgüven Köyü'ne giderdik hıdrellezlerde. Niye bilmiyorum. Orada kutsal bir hazire falan mı vardı…
    Çarşamba'da hıdrellez denince, Çarşamba'nın öte geçesinden(doğu yakasından) batı yakasına, Değirmenbaşı'ndaki değirmenin su kanallarından( 7 adetti) atlamaktı mesele. Tabii bu bahane…Genç kızlar ve erkekler yavuklularını bu gezmelerde görürlerdi. Kur yaparlardı yani! 
    Şimdiki gençler bilmez, öyle 5-10, 100-200 kişi değil, yüzlerce insan gün boyu akardı Değirmenbaşı'na. 
    Şimdi o değirmen Abdal Deresi ile birlikte yok oldu. Metruk yapı duruyor, hepten kaybedilmemiş.
    Gelen hiçbir Belediye başkanı da orayı ihya etmeyi düşünmemiş. Çok güzel turistik ve nostaljik bir yer olur sanıyorum. 


Okunma Sayısı: 299

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.