İÇİMİZDEN BİRİLERİ

ALA BİR YER /KADIN ELİ DEĞİNCE…
Beni okuyanlar bilir. Değişik röportajları yapmayı severim. Bir de bu toplumda gerçekten öne çıkarılması gereken kim, ne varsa gidip onlarla konuşmak isterim.
Bu küçük söylem ve gözlemleri de öyle değerlendirin istiyorum.
*İster vegan deyin, isterseniz vejetaryen,
*Balık, kırmızı et ve hatta tavuk bile var…
*Kariyer de yapar, yemek de yaparlar!
*Çocuklarına yaparken öğrenmişler…
Epey zamandır dışarıda yemek yememiştim. Eğer il dışından bir konuğum gelmemişse, gelse de değişmez; evde  daha iyi ağırlarım. Ama tutup;
-Bu gece şöyle deniz kenarında iki tek atalım , gibi bir isteği de olursa(böyle bir istek uzun süredir gelmedi) mecburen gidip otururum.
Yine bir akşam, bir dostumun önerisiyle İskele/ Liman’a gittik. Öneri ondan geldi.
Ballandıra ballandıra anlattı.
Efendim, dört kadın işletiyormuş, dördü de birbirinden marifetliymiş falan…
Hemen şunu peşinen yazayım, bu bir reklam yazısı değildir.
Gördüklerimi, yediklerimi, davranışları anlatacağım o kadar.
Sizi Anadolu kadınının naifliğiyle karşılıyor bu dört kadın.
Aşçı falan değiller. Hepsi de kariyer yapmış insanlar…
Ama biraz meraktan, biraz heyecan katsın diye böyle bir işe girişmişler.
Onlar açmamış burayı. Kurulu düzeni, kendilerince bir hale sokmuşlar…
Neyse sözü onlara bırakalım:
BERNA ÖZDEMİR(43) En gençleri o. Ankara’da uzun yıllar sigortacılık yapmış. Datça’da da emlakçılıkla uğraşıyor. Çok daha büyük bir iş daha yapmış. Ankara Tiyatro Festivalini duymuşsunuzdur. O festivalin on yıl gibi uzun süre festival asistanlığını yapmış.
SEMA AYYILDIZ( 54) İstanbul Ok Meydanı Hastanesi stok görevlisi imiş. Oradan emekli olmuş. Ona şöyle sordum; 
-Bir gurmelik, aşçılık falan var mıydı?
-Hayır. Ben sadece çocuklarıma yaptığım yemekleri yapmakla başladım. Zaten onların arkadaşları , Sema teyze sen bir lokanta açsana dediklerinde, aklıma yattı.
RANA KUNT GÜNEY(62)   Eczadan emekli. Bildiğimiz ilaç firmalarının birçoğunun aynı zamanda temsilciliğini yapmış. Eczacılıktan emekli diyebiliriz.
BERNA KUYUMCUOĞLU( 64): İstanbul Ok Meydanı Hastanesinde eczacılık yapmış. Sema  Hanım ile tanışıklıkları oradan geliyor.
Ben biraz gurme sayılırım. Seçiciyimdir. Kolay beğenmem. Dışarıda kıymalı bir şey yemem örneğin. Köfteyi de sıkıntılı bulurum. 
Ama ALA Restaurant’ta yediklerimden bir iki laf edeyim.
Sebzelerin her türlüsünden, peynirlisinden, yoğurtlusuna kadar hafif mezeler…
Balığı iyi pişirdiğimi söylerler. Ama orada yediğim levrek filetoyu bir başka yerde yemedim dersem abartı olmaz.
Sizin anlayacağınız, et obura da, ot obura da yer var burada.
Bir de hesaba yazılmayan  Güleryüz ve içtenlikli davranış…
Özet olarak onlardan şunu aldım:
“..Kariyer de yaparız, çocuk da yaparız, hatta yemek de yaparız…!”
    
    
 

Okunma Sayısı: 324