Muğla
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

İKTİDAR­LAR DEĞİŞTİKÇE MA­BET­LER DÖ­NÜŞ­TÜ

10 Eylül 2020, Perşembe 17:31

Bu sa­de­ce bizim ül­ke­miz­de ol­ma­dı. Dini si­ya­se­te alet eden tüm ül­ke­ler­de oldu(Ya­hu­di­lik, Hı­ris­ti­yan­lık fark etmez) Siz­le­re bir­kaç örnek su­na­ca­ğım:

CEZAYİR –KEÇİOVA(KE­ÇA­VA) CAMİİ:
Ce­za­yir'in en eski ca­mi­le­rin­den bi­ri­dir. (1612-1613) 1830 yı­lın­da baş­la­yan Fran­sız iş­ga­li sı­ra­sın­da ise, hal­kın iba­det yer­le­ri­ne do­ku­nul­ma­ya­ca­ğı hük­mü­ne rağ­men Ke­çi­ova Camii. Ka­ted­ra­le çev­ril­mek is­ten­miş. Di­re­niş gös­te­ren Ce­za­yir hal­kın­dan 4 bin kişi kur­şu­na di­zil­miş. Ke­çi­ova camii ise, önce depo, konut vb. amaç­lar­la kul­la­nıl­dık­tan sonra 1832'de Ka­ted­ra­le dö­nüş­tü­rül­müş. 1840-1880 ara­sın­da cami ile hamam ve tür­be­ler­den olu­şan kül­li­ye­si yı­kı­la­rak ye­ri­ne bu­gün­kü ka­ted­ral for­mun­da­ki yapı inşa edim­leş. Yapı 130 yıl bo­yun­ca ka­ted­ral ola­rak kul­la­nıl­dık­tan sonra 5 Tem­muz 1962'de Ce­za­yir'in ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ka­zan­ma­sı­nın ar­dın­dan iba­de­te açıl­mış.
İşin il­ginç ta­ra­fı,yapı Ce­za­yir halkı ta­ra­fın­dan be­nim­sen­miş, Aya­sof­ya'da ol­du­ğu gibi Ce­za­yir'de cami de­nin­ce akla gelen im­ge­ye dö­nüş­müş ol­ma­sı…
İSPAN­YA-COR­DO­BA KA­TED­RALİ..
Gü­nü­müz­de Cor­do­ba Ka­ted­ra­li ola­rak bi­li­nen İspan­ya'nın Cor­do­ba ken­tin­de­ki Kur­tu­ba Ulu Camii(el-Mes­ci­dü'l-ke­bir, el-Mes­ci­dü'l Cami) En­dü­lüs dini mi­ma­ri­si­nin en meş­hur ve en büyük bi­na­sı. Te­me­li 786'da I.​Abdurrah­man ta­ra­fın­dan atı­lan cami, En­dü­lüs'ün 1236'da Ka­to­lik Hı­ris­ti­yan­la­rın eline geç­me­sin­den sonra ki­li­se­ye çev­ril­di. Mi­na­re­le­ri çan ku­le­si ya­pıl­dı. 1500'lerde ise orta bö­lü­mün­de­ki 63 sütun kal­dı­rıl­dı. 1984 'den bu yana UNES­CO Dünya Kül­tür Mi­ra­sı lis­te­sin­de olan ma­be­din bir bö­lü­mü­nün Müs­lü­man­la­ra tah­sis edil­me­si için pek çok gi­ri­şim­de bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men, sonuç alı­na­ma­dı.

HİNDİSTAN –BABRİ CAMİİ
Babür Şah'ın ko­mu­tan­la­rın­dan Mir Baki ta­ra­fın­dan yap­tı­rıl­mış. Hin­du­lar bunun Ram ta­pı­na­ğı üze­ri­ne inşa edil­miş ol­du­ğu­nu iddia edi­yor­lar. 1853'den bu yana cami tüm din grup­la­rı­nı bir­bi­ri­ne dü­şür­müş. Hin­du­lar ara­zi­nin ken­di­le­ri­ne ve­ril­me­si­ni is­te­miş, Ja­inist­ler bu­ra­sı bizim demiş…Bu­dist­ler Bizim demiş.
Babür Şah'ın ca­mi­yi yap­tı­rır­ken Şii, ölür­ken Sunni ol­ma­sı ne­de­niy­le Müs­lü­man­lar da kendi ara­la­rın­da mah­ke­me­lik ol­muş­lar.
BJP li­de­ri Lal Krish­na Ad­va­ni, Tanrı Ram gibi ok ve yay ku­şa­na­rak, çık­tı­ğı se­fer­de, ta­pı­na­ğın ya­pı­la­ca­ğı tuğ­la­la­rı top­la­mış, 1992 de 500 yıl­lık cami 5 saat için­de yerle bir edil­miş.
En­ka­zı bile mah­ke­me­lik olan ya­pıy­la il­gi­li Hin­dis­tan Yük­sek mah­ke­me­si so­nun­da Hin­du­lar le­hi­ne karar verdi.​Ka­rar­da Müs­lü­man­la­ra da 5 dö­nüm­lük al­ter­na­tif bir arazi tah­sis edi­le­ce­ği ifade edil­miş­ti.
BURSA/TİRİLYE –FATİH CAMİİ
Ki­li­se-ca­mi dö­nü­şü­mü­nün en tra­jik ör­nek­le­rin­den biri, Bursa'nın Ti­ril­ye il­çe­sin­de ger­çek­leş­miş. 9.yüz­yıl­dan 14. Yüz­yıl­da Os­man­lı­la­rın bu­ra­yı ele ge­çir­me­si­ne kadar ki­li­se, ondan sonra cami olmuş. Ancak Yu­nan­lı­la­rın 1920 iş­ga­li sü­re­sin­ce, iki yıl ki­li­se ola­rak kal­mış. Bu arada Os­man­lı dö­ne­mi­nin 16. Yüz­yı­la ait mer­mer min­be­ri kı­rı­lıp ya­pı­dan çı­ka­rıl­mış. 1922'de tek­rar Türk­le­rin eline geç­me­siy­le cami ya­pıl­mış.

Bu ma­bet­le­ri, ta­ri­hi ya­pı­la­rı orada ya­şa­yan halk talan et­me­miş, ora­nın halkı bu de­ği­şik­lik­le­ri yap­ma­mış. Bun­la­rı ya­pan­lar, sa­va­şan­lar…Yani yö­ne­ten­ler olmuş.
Ana­do­lu coğ­raf­ya­sın­da Anan­do­lu halk­la­rı ise, hiç­bir ta­ri­hi eseri yok et­me­miş­ler. Sa­de­ce 1915 Er­me­ni ayak­lan­ma­la­rın­da, Er­me­ni Ki­li­se­le­ri yok edil­me­ye ça­lı­şıl­mış. İnce­le­nir­se, bu­ra­da da hal­kın bir et­ki­si ol­ma­mış. Ya yön­len­di­ri­len bir grup, ya da as­ker­ler ta­ra­fın­dan yok edil­miş­ler.
Bu­ra­da sözü İsen­bi­ke Togan'a bı­rı­kı­yo­rum:
“Unes­co ta­ra­fın­dan 1990'da ya­pı­lan İpek yolu eks­pe­dis­yo­nu sı­ra­sın­da, İsla­mi­yet ön­ce­si ta­pı­nak­la­rın ha­ra­be ha­lin­de ol­du­ğu bir kere daha or­ta­ya çık­mış­tı.
9.Yüz­yı­la kadar olan, aşağı yu­ka­rı bütün abi­de­le­rin bu du­rum­da ol­du­ğu an­la­şıl­mış­tı. Ay­rı­ca 15.Yüz­yıl­dan iti­ba­ren Bu­dist ta­pı­nak­la­rın ço­ğu­nun kul­la­nıl­ma­dı­ğı için yı­kıl­dı­ğı da bir olay­dır.
Tür­ki­ye Coğ­raf­ya­sın­da ise Sel­çuk­lu ve Os­man­lı dö­nem­le­rin­de Hı­ris­ti­yan ahali ile bir arada ya­şa­mak­tan ötürü, fark­lı inanç­la­ra ait ta­pı­nak­la­rın ko­run­muş ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz.
UNES­CO ko­mis­yo­nun­da­ki bir Özbek ta­rih­çi An­ka­ra'ya gel­di­ği zaman 13.yüz­yıl so­nun­dan kalma ahşap As­lan­ha­ne Camii'ni gör­müş ve büyük şaş­kın­lık için­de “Bu­ra­nın halkı çok me­de­ni ol­ma­lı,bu eseri ko­ru­muş­lar..​de­miş­ti. Orta Asya'da ise ilk ahşap mi­ma­ri 18.yüz­yıl­dan iti­ba­ren baş­lar.
Bu çer­çe­ve­de Ana­do­lu'da dini me­kan­la­rın, ta­pı­nak­la­rın dö­nüş­tü­rül­me­si es­ki­den beri gö­rü­lür. Bun­lar yok edil­me­miş, ko­run­muş­lar­dır.
Bir dö­ne­min pagan ta­pı­nak­la­rı da ki­li­se­ye çev­ri­le­rek ya­şa­tıl­mış­tı. Sanat ta­rih­çi­si Fe­ri­dun Öz­gü­müş'ün “Ki­li­se­ye Çev­ri­len Pagan ta­pı­nak­la­rı” adlı ay­rın­tı­lı bir ça­lış­ma­sı var­dır.
So­nuç­ta Ana­do­lu coğ­raf­ya­sı, ta­rih­le bir­lik­te ya­şa­nan çok kül­tür­lü­lük sunar ve bugün bize düşen de bu an­la­yış ve ya­şa­yı­şı ko­ru­ya­rak sür­dür­mek­te­dir…


Okunma Sayısı: 3426

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.