KARGI KOYUNUN KARGILARI (4)

Foto  : Datça-kargı koyu -1995  yılı 
En önde benim 2.nci hatun ,domuz çukuru taraflarından geliyoruz.Zorlu bir yürüyüştü...
  Taaa.. İstanbul'dan  ney yapmak için Datça kargı koyuna kargı toplamaya gelen Galata Mevlevihanesi'nden bir neyzen elimize düşmüştü bir kere..
   Tasavvufa meraklı eniştem rahmetli  Kemal Kaya, yaşlı kedilerin fındık faresiyle oynaması gibi  oynamaya başlamıştı herifçeğizle..
--Seni kargı koyuna götürürüz ama bize  N  E Y   çalmanın inceliklerini öğreteceksin..
Haydaa..
Adamcağız valiz çantasını açıp , içinden  yün bir kılıfa sarılı küçük bir N  e y çıkarıp çalmaya başlamasın mı..?
Akan sular durdu tabii.. 
Zaten kafalarımız iyi..
İlahi  bir ses bütün bedenimizi ,benliğimizi kapladı..Hücrelerimizin  zerrelerine nüfuz etti..
Huşu içinde dinledikten sonra eniştem su koyverdi..
--Bu N E Y  değil..
Adamcağız ezile büzüle yanıtladı..
--Tabi ki N E Y. değil. Bu N e y 'in küçüğü  M E Y dir efendim. 
Eniştem biraz da sarhoşluğun etkisiyle ısrarlı sorularını sıralamaya başladı.
--Sen bizim kargı koyunun kamışlarının boğumunun kısa olduğunu nereden biliyorsun..?
--Neyzen Tevfik, Bodrumlu balıkçılara,süngercilere tembih eder, Kaliteli ses çıkaran N E Y  yaptırmak için  sizin kargı koyundan kamış kestirirmiş..Neyzen Tevfik bir ara bizim Galata mevlevihanesi'nin  müdavimlerinden imiş..
Resmen ve kalben Neyzen Tevfik  hastası olan ,  kitapları her daim  yatağının yanı başında duran eniştem Kemal fırtına gibi esmeye ,fırsat bu fırsat deyip NeyzenTevfik 'in yaşamı ve yaşam felsefesi ile ilgili   bilgilerini döktürmeye başladı.
--Benim bildiğim Neyzen Tevfik M e v l e v i  değil, B e k t a ş i 'dir.
--Efendim Zaten Neyzen Tevfik üstadımız bizim mevlevihaneye pek ısınamamış, oradaki kurallara uyum sağlayamamış sonraki yıllarda 
S ü t l ü c e  bektaşi tekkesine intisap etmiştir.
  Öyle bir   hoş sohbete daldılar ki..  Tasavvuftan sufiliğe daldan dala atladılar , eniştem kısa bir M e y dinleme faslından sonra N e y z e n  üstad'tan  bir dörtlük döktürdü..
  Ru-siyahım ,pür günahım 
  Yok yüzüm peygambere 
  İstemem bir türlü gitmek
  Böyle ruz-i mahşere " 
Benceğiz de  hafif tütsülü  kafa ile  sohbeti pür dikkat izliyor, her zamanki adetim olduğu üzre , elimde kağıt kalem kısa kısa notlarla bu  nadir ve nadide   sohbeti ölümsüzleştiriyordum..
Nasıl olsa kargı koyunun  kargıları yerli yerinde duruyor ama akşam oluyordu..(sürecek )
12-12-2025  Y.Ziya Özalp

Okunma Sayısı: 125