Misafir Yazar NAMİ TEMELTAŞ : CAN KAYBIMIZ YOK

Yaşamakta olduğumuz ülkede her geçen gün yeni bir sorun ekleniyor, yetmezmiş gibi mevcut sorunlarımız!
Yaşanan orman yangınlarında “can kaybı yaşanmadı” cümlesiyle başlayan tartışmaların ardından, yangın söndürme ihalesinin THK (Türk Hava Kurumu) uçakları yerine özel bir şirkete verilmesini de öğrendik!
Orman yandıkça para kazanacak olan bu şirketi öğrendikten sonra kafalarda, “para kazanmak için orman yakılır mı?” sorusunu gündeme taşıdı. Para kazanma odaklı yaşam içinde hiç de mantıksız bir soru değil.
Şirketin para kazanabilmesi yangınlara bağlı! Ne kadar çok yangın olursa o kadar çok kazanacak. Hiç yangın çıkmaz ise şirketin iflası da gerçekleşebilir.
Orman yangınlarının doğaya zarar verdiğini, yaşama zarar verdiğini, ormanda yaşayan tüm canlılara zarar verdiğini bilmiyorlar mı?
Yetişkin bir çam ağacının, kırk kişinin bir saatte havaya saldığı karbondioksiti, yine bir saatte oksijene çevirdiğini hatırlatırsam, verilen zararı siz hesaplayın. Diğer taraftan on dönümlük (on bin metre kare) çam ormanının yılda otuz ton oksijen ürettiğini, oksijen üretirken de karbondioksit tükettiğini ve havayı temizlediğini de unutmadan!
Orman yakanlar her kim olurlarsa olsunlar ilk verdikleri zarar oksijenimizi tüketmek oluyor!
Orman yangını, sadece basit bir ağaç yanması değildir.
Orman canlıdır. Ağaç canlıdır. Ağaçlar birçok canlının da hem evi hem gıdasıdır. Ormanda sadece ağaç bulunmuyor. Binlerce çeşit bitki de barınıyor ormanda. Binlerce canlı da! Her orman yangınında binlerce çeşit bitkiyi, ağaçları ve içinde yaşayan canlıları kaybediyoruz. Bu kayıp doğanın dengesini de bozuyor.
Her orman yangınında havaya salınan karbondioksit miktarı artıyor.
Her orman yangınında ekolojik denge bozuluyor.
Her orman yangınında binlerce ağaç, bitki ve canlı yok oluyor.
Her orman yangını aynı zamanda maddi kayıplar yaratıyor. Yangını söndürmek için harcanan emek, zaman, yakıt, araç-gereç ve para olarak maddi kayıplar da oluşturuyor.
Yarattığı stres, üzüntü yangın karası hüzünleri saymıyoruz bile.
Orman Genel Müdürlüğü sitesinde, son beş günde otuz orman yangını kaydı var. Bunlardan yedi tanesi devam ediyor olarak, yedi tanesi de kontrol altında görünüyor. İşin ilgin yanı ise, günlerdir yanmaya devam eden ve söndürme konusunda en ufak çaba sarf edilmeyen Cudi ormanları konusunda kayıt bile yok! (1)
Sadece beş günde yüzlerce hektar orman kaybettik. On binlerce ağaç, yüz binlerce canlı yok oldu! Ne kadar oksijen kaybettiğimiz ve ne kadar karbondioksite maruz kaldığımızın hesabını yapamadık henüz!
Bu yangınlarda kaç endemik bitki türü yok oldu? Bu da belli değil.
Bütün bunlara rağmen, Orman Bakanımıza göre “can kaybı” yok!
THK'nun açıklamalarına göre, ihaleyi kaybetmesine rağmen, yangın söndürme uçaklarının hazırda tutulduğunu, istendiği takdirde gönderebileceklerini söylemelerine rağmen, kim oldukları bilinmeyen yetkililer tarafından “gerek yok” denilerek reddedilmiş!
Benim asıl merak ettiğim konu ise, yangın söndürme ihalesini alan şirketin bu yangınlarda ne yaptığı.
İhaleyi alan şirket yangınlara müdahale etti mi? Ne yaptı? Şirketin neden yangın söndürme uçağı yok? Var ise neden kullanmadı?
Her yerde ve her şekilde ağaç katliamının yapıldığı ülkede, son on yılda ağaçlarımızın belki de yarısını kaybetmişken bir de bu orman yangınları ve yangın söndürmedeki ekipman eksikliği ve beceriksizlik eklendiğinde, yaralarımıza tuz basmak gerektiği geliyor aklıma.
Kimisi adrese teslim orman yangınlarıyla, gittikçe yok olmaya yüz tutmuş ormanlık alanlarımızı kaybediyoruz.
Orman yangını geleceğimizi de yakıyor.
Orman yangını yüreklerimizi de yakıyor.
Ormanı her kim olursa olsun, yakanlar yaşamın düşmanıdır, halkın düşmanıdır, ağacın ve yeşilin düşmanıdır.
Karbondioksiti oksijene çeviren doğal geri dönüşüm fabrikaları olan ormanları her kim ve ne sebeple yakıyorsa, kendisi de dahil tüm insanlara ve canlılara zarar verdiğini bilmelidir.
Can kayıpsız orman yangını yoktur, olamaz da!

Okunma Sayısı: 3776