Nasreddin dikkatli ve meraklı bir öğrenci. Ve onun AY hikayesi...
03 Kasım 2024, Pazar 15:31er zaman çok dikkatli dinler. Öğrenme meraklısıdır.
Derslerin yanında okulda en hoşuna giden şey, hikayeler
uydurup arkadaşlarına anlatmak ve bazen de komik sözlerle onları güldürmek.
AY HİKAYESİ
Bir gün astronomi dersinde Nasreddin bir öykü anlatır:
‘‘ Dün kuyudan su alacaktım. Eğildim, baktım. Bir de ne göreyim! Ay!
Evet, kuyunun içine düşmüş. Bereket versin orada uzun ve sağlam bir ip vardı. Hemen ipi alıp Ay’a doğru fırlattım ve ona, ‘Sıkı tutun, bak ben seni tekrar çıkaracağım‘ diye seslendim. Ama Ay çok ağır. Çekiyorum, çekiyorum bir türlü gelmiyor. Sonunda tüm gücümle öyle bir çektim ki, sırt üstü düştüm yere.
A a ! O da ne! Ay! Tekrar gökyüzünde!
Başarmıştım ve çok sevindim. Ay’ı kuyudan kurtarmıştım.
Sonra Ay gülümseyerek göz kırptı bana ve ‘Teşekkür‘ etti.
Sonra ne oldu, biliyor musunuz?
Galiba kuyuya aptalca düştüğü için, biraz da mahçup oldu.
İnanmazsınız…
Hemen o an, bir bulutun arkasına saklanıverdi…
Öğretmeninden soru
“Nasreddin, söyle bakalım, hangisi daha önemli? Güneş mi yoksa Ay mı?“
Nasreddin hemen ‘Ay‘ der ve açıklar:
“Güneş, gündüz aydınlık olunca doğar. Bu çok kolay bir şey. Fakat Ay, karanlık
olunca geceleri ortaya çıkar. Bu daha zor. Ve hiç bir şey göremediğimiz için, bizler
karanlıkta korkarız.“
Sınıf çok sessizce onu dinler, bu tabii ki onun hoşuna gider ve anlatmaya devam eder:
“Karanlıkta korkarız, ama sonra Ay birdenbire çıkınca, her yer aydınlık olur ve
korkumuz da kaybolur gider.
Önce karanlık, sonra aydınlık olunca, Ay bize çok umut verir.“
Dedesinin bir sözünü anımsar:
“Dedem de söyler bazen…Bazen hayat da böyle karanlık ve zor olabilir. Ama en
sonunda yine aydınlık olur...‘‘ diye hikayesini bitirir.
Sınıf oldukça memnun, daha fazla anlatmasını da bekler; fakat öğretmeni böyle uzatmasından memnun değildir.
Sözünü keser ve Ay hakkında sınıfa bir soru daha sorar:
“Her ay yeni bir Ay görürüz, dolunay. Peki o eski Ay’a ne olur o zaman?‘‘
Arkadaşlarının gözü onda. Nasreddin sabırsızlıkla hemen parmak kaldırır ve açıklar:
“Allah hiç bir şeyi boşa atmaz. O çok tutumludur, eski Ay’ı küçük küçük parçalara ayırır ve onları havaya fırlatır. Bu nedenle biz karanlıkta bütün bu ışıkları da görürüz. Bunlar da yıldızlardır.‘‘
Arkadaşlarının hoşuna gider ve gülüşürler.
Fakat bu hikaye öğretmenin pek hoşuna gitmez. Tabii ki bu böyle doğru değildir.
Ay aslında her zaman Ay olarak kalır; ancak biz gündüzleri onu görmeyiz artık.
Öğretmen, Nasreddin’in bunu sırf sınıfı güldürmek için yaptığını düşünür.
Biraz sinirlenmiştir. Son zamandaki diğer komikliklerini de düşünür.
Hiç beklenmedik bir anda, yüksek sesle uyarır:
‘‘Nasreddin, yeter artık!
Sen de artık birşeyler öğrenmek zorundasın.
Hep böyle hikayeler uydurup anlatmak olmaz!‘‘ deyince sınıf adeta buz kesilir.
Okunma Sayısı: 230
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.