SU ÜSTÜNE

Dünyamızda   ,Ülkemizde   ve   elbette   Vilayetimiz   /Datçamızda    en    önemli   konuların   başında     SU   gelmektedir.Bunun  en   somut   örneğini,  MUSKİ    yetkililerimiz    görmüş  olmalılar ki,  (inşallah)  büyük  büyük  duyuru   panolarında bunu    vurgulamaya   gayret    ediyorlar    ve bilgilendirme  toplantıları    ile ,ilçelerimizde bunu   halkımıza  duyurmaya     gayret    ediyorlar. Geçtiğimiz    günlerde  de   bunu  Datçamızda    gerçekleştirdiler. Temenni   ederim ki,bu   gayret    ve  çabalar, diğer  kamu  birimlerimizinden somut  destek    görür. Bizlerde   kendilerine  .ilçemizdeki   bu  sorunun  çözümü  konusundaki   düşünce    ve   önerilerimizi  küçük  bir   bilgi  notu    ile   iletme    fırsatı   bulduk. Dikkat   ederler mi, yoksa  sümen altı mı    ederler  bilmiyorum.  Ancak ben    ve  bizler Datçamızdaki   birkaç  dostumla,konunun takipçisi    olmaya  devam   edeceğiz.
Takip   edebildiğim  kadarıyla, suyun    önemini   anlayan  başta   ÇİN   olmak   üzere,çölleri    ıslah   etmeye çalıştığı    gibi,nehirleri    .ile  tersine akıtmak   gibi  çılgın  projeleri uygulamakta   ,Afrikada yeşil  kuşak   gibi  projeler,Dünya   Gıda  Teşkilatınca  (BM)  desteklenmekte,Suudi   Arabistan aynı  konuda  milyarlarca   dolarlık   yatırım   yapmakta,Avustralya kıtasının   ortası  bir  deniz  oluşturma  projeleri    üretmekte ,geçen yüzyılın   çılgın     felaket  projesi   olan ,sonunda  ARAL 'ın kurumasına     neden   olmuş   olan  müdahalelerden    uzak  durmaya   çalışmaktadır. Deniz  suyunun   arıtılarak   kazanılması     ise,zamanımızda  pek    ekonomik    olmayan   bir   yol olduğu   söylenmekte.
Suudi   Arabistan'da   bile,  yeraltı   sularının  hoyratça   kullanılmasının   tehlikesi   anlaşılarak  gerekli  tedbirlerin    alındığını     görüyoruz.
İlimizde    ise,doğanın    vahşice  katledildiği   maden işletmeciliği    ile,  doğal  su  kaynakları  kurutulduğu,güzergahlarının  değiştirildiği  uygulamalarla   çevrenin tahrip edildiğini   hergün  duyuyoruz. Bu   uygulamalarında   geri   dönüşü   olmamakta. Burada   madenciliğe  karşıtlığım   düşünülmesin.  Elbette   enerji  üretilecek  ancak    çevreyi  yakıp  yıkarak  değil. Güneşten/rüzgardan    elektrik   üretimi sonuna  kadar  desteklenmeli,teşvik  edilmelidir. Toprağa  düşen  suyun  depolanması   ana   hedefimiz  olmalıdır. Yarım adamızda   bilhassa   ARTEZYEN   yönteminden     acilen    vazgeçilerek,denize    ulaşan   suların  sisteme    adapte    edilmesi    elzemdir.
Burada  sarnıçlı    ev     projelerinin    tercih   edilmesi  artık     gündemimizin  konusu   olmalıdır. Sayın  yetkili    ve   uygulayıcıların dikkatlerine.
Hayatın  başladığı  su , SINIRSIZ  TÜKENMEZ   BİR  KAYNAK   DEĞİLDİR..
Yangınlar    ise,bizlerin   yarattığı    bir    felakettir.
Sağlıcakla,,,,

Okunma Sayısı: 222