YAŞAMIMIZA KEYİF KATANLAR!
14 Nisan 2025, Pazartesi 18:31BEKRİ MUSTAFA Nostalji
17.Yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı zannedilen;içkiciliği,hazır cevaplığı,nükteleri,içki yasaklarına karşı duruşuyla ünlenmiş ve ismi iyi içicilere örnek gösterilen biri olmuş,İstanbul’un ünlü ayyaşıdır. Yaşamı hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır. Evliya Çelebi, ünlü Karagöz oyuncusu, Kör Hasan zade Mehmet Çelebi’yi anlatırken onun çok güzel zenne;Bekri Mustafa ve Kör Arap dilenci taklidi yaptığını söylemektedir. Bu da bahsettiğimiz zaman dilimine denk gelmekte ve Bekri Mustafa’nın Karagöz oyununa girdiğini göstermektedir.
Bugün hala halk arasında anlatılan Bekri Mustafa fıkralarında başat öğe içki yasağı ve Bekri Mustafa’nın buna karşı çıkmasıdır. Bu fıkralarda kendi içmesine karşın,IV.Murat figürüne rastlaması,Bekri’nin yaşadığı döneme ait ipuçları vermektedir.
Bekri Mustafa,İstanbul folkloruna ait bir kişidir. Fıkralarında mekan hep İstanbul’dur. İlk önce Himmet zade tarafından derlenip 1921’de yayınlanan Bekri Mustafa’nın Latifeleri adlı kitap ve onun izleyicilerinin yapıtlarındaki fıkralarda dönemin İstanbul yaşamını anlamamıza yarayacak pek çok bilgiye rastlarız. “Buyurun cenaze namazına” de onun bir fıkrasından çıkmıştır. Bu fıkralardan biri vardır ki,efsaneyi pekiştirir.Peki anlatalım:
Bekri Mustafa,bütün şiddetiyle hüküm süren içki yasağını delmek için kayıkçılık yapmaya başlamıştır. Denizin ortasında herkesten uzak demlenir. Bir gün iki yolcuyu Beşiktaş’tan Üsküdar’a geçirmek üzere kayığına alır. Onları göz ucuyla süzüp tehlikesiz olduklarına karar verir,denize açıldıktan sonra zulasından yudumlamaya başlar. Ne var ki bu iki kişi tebdil-i kıyafet gezen IV.Murat ile sadrazam Bayram Paşa’dır. Padişahın işareti üzerine Bayram Paşa Bekri’den kendilerine de içki vermesini ister. ”Bir şartla” der.
-İçince sapıtmayacaksınız,der.
Kabul edip içerler. Bir müddet sonra Bayram Paşa gürler:
-Bre nabekar(hayırsız)herif sen bizim kim olduğumuzu bilir misin?,Bu zat padişahımız efendimizdir,ben de sadrazam kullarıyım.
Bekri Mustafa sakin cevap verir:
-Ben size sapıtmayacaksanız için dedim ama nafile,boşa konuşmuşum!
Tabii Bekri Mustafa ile anlatılan daha pek çok söylenti vardır. Yaşayıp yaşamadığı da hala muammadır. Ancak,zor dönemlerde halkımız kendisinin söyleyemediklerini Bekri Mustafa’lar bulup belki de onlara söyletiyordur kimbilir.
Hatta o kadar ileri gidilmiştir ki,Bekri Mustafa adına Eminönü Balıkbazarı meyhanelerinin bulunduğu bölgede türbesi bile olmuştur.
BORAZAN TEVFİK
Doğumu hakkında kesin bilgi yok. Ancak 1927 yılında öldüğü biliniyor. Devrinde iz bırakmış,yakışıklı,nükteli,borazancı. İsmen herkesin bildiği,cismen kimsenin bilmediği Borazan Tevfik,aslen bir deniz itfaiye eriydi. Aynı zamanda bahriye bandosunda borazan çalıyordu. Her Cuma devrin padişahının da katıldığı selamlık denilen törenlerde bandonun en önünde Borazan Tevfik yürürdü. İstanbul sadece onu seyretmek için bandonun geçeceği yerlerde yerine alırdı. Çok yakışıklı olduğu için,özellikle kadınlar,Tevfik’e hayrandı.
Er olarak girdiği Bahriye’den 1908 de yüzbaşı rütbesiyle emekli oldu. Dostları ona,”bu kadar içmeseydin şimdi binbaşılıktan emekliydin” dediklerinde,”Hay Allah layığınızı versin,derdiniz bu mu dostlar? Ben rakıyı içtiğim zaman paşa oluyorum paşa” derdi.
Şen şakrak görünmesine rağmen çok duygusal ve alıngan bir adamdı. Çevresi,yakın arkadaşı Ahmet Rasim gibi entelektüellerden oluşuyordu. Borazanı kadar nükteleri de meşhur biriydi. Yakınlarından Bahriyeli Sami gibi aslında bir salon artistiydi. Konaktan yalıya iner,yalıdan köşke çıkardı.
Hep bıyıklı olan Borazan,bir ara esmiş bıyıklarını kesmişti. Devrin İstanbul Şehremini(belediye başkanı) Op.DR. Cemil Paşa Topkapı Sarayı mülkiyetindeki Gülhane Bahçesini alıp halka açmıştı. Caddeleri genişletmek için istimlak yapıyor,birçok yeri yıktırıyordu. Tabii bu istimlak halkın bazılarını da rahatsız ediyordu. O günlerde Borazan’a rastlayan bir arkadaşı”-Ooo Tevfikciğim, sende önemli bir değişme var; hani bıyıklar ?” diye sordu ve yanıtını aldı:”-Cemil Paşa istimlak etti!”
AYDIN BOYSAN
(1921-2017) Çok ödüllü ,mimar,yazar. Gezgin,gurme,mizahçı,dost canlısı,yaşama ve sohbet ustası.
Sohbet dostları arasında yüzlerce değerli aydın vardır. Orhan Veli, Cihat Burak, Cevat çapan, Mücap Ofluoğlu ve Fethi Naci gibi daha onlarcası…
70 aşkın süredir başta rakı,sonra dünyanın nice içkilerini,bütün Avrupa;Kuzey Amerika,Sibirya,Çin,Japonya,kısacası tüm dünyada içtiğini,bundan da pişman olmadığını söylerdi.
Bu kadar rakı başkasına yolunu şaşırtabilirdi. Ama onun yaşamında bir süs olarak kalabildi. Çünkü bir kitabında yazdığı gibi,Bektaşi babasının,”Coşkun içmek marifet noksanından doğar” sözüne inandı,marifetsiz hiç kalmadı.
Bir de günümüze uyan bir anekdotu vardır. KİR NEDİR? Diye sorar. Ve şöyle yanıtlar:”Kir,yanlış yerdeki malzemedir.
Yanlış yerlerdeki malzemelerden kurtulmak dileğiyle!
Okunma Sayısı: 207
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.